Toplumsal cinsiyet eşitliğinin koruyucuları
Tüm dünyaya hükmeden erkek egemen imtiyazlar son bulmadıkça “daha iyi bir dünya hayali” insanlığın en az yarısı için bir anlam ifade etmiyor. Henüz çocuk yaşlarda hissedilmeye başlanan toplumsal cinsiyet eşitsizliği; eğitim hakkından aile yaşantısına, sosyal yaşamdan cam tavanlara dek her yerde karanlık bir gölge olarak insanlığın ve kadınların peşinden geliyor. FM Halkla İlişkiler, İçerik ve İletişim Danışmanlık Kurucu Ortağı Fülay Yaşa Keskin’in desteği ve küresel araştırma verileriyle bu gölgeyi mercek altına alırken, karanlık karşısında kararlı adımlarla yürüyen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Koruyucuları”nın projelerini de inceledik…
Dünyadaki en büyük azınlık kadınlardır” derken Serra Yılmaz, ataerkil toplum düzeniyle birlikte tüm dünyada geçmişten bugüne gelen ve ne yazık ki bugün de acımasız bir biçimde devam eden adaletsizliğe çarpıcı bir biçimde dikkat çekiyor. Tam da bu söyleme dayanak olabilecek çarpıcılıkta bir soru Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda” kitabında karşımıza çıkıyor ve Woolf soruyor: “Shakespeare’in kendisiyle aynı yeteneklere sahip bir kız kardeşi (Judith) olsa ne olurdu?”. Ardındansa Woolf sorduğu soruyu, kadından esirgenen imkanlardan ve kadına biçilen rollerden dolayı Judith’in bir Shakespeare olamayacağını söyleyerek cevaplıyor romanında… Ne yazık ki bugün dahi karşı çıkmanın çok zor olduğu bir öngörü bu…
Nasıl ki; 2023 dünyasında “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” alanında yıllara yayılan ve halen devam etmekte olan mücadelenin kazanımları göz ardı edilemeyecek bir boyut kazanmışsa, cinsiyet eşitliği için gidecek daha çok yolumuz olduğu da bir başka gerçeklik olarak gözlerimizin önünde duruyor. Birleşmiş Milletler – Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 5’incisi olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” meselesi, eğitimden sosyal yaşama, aileden iş hayatına kadınların erkeklerle tüm imkanları ve sorumlulukları eşit paylaştığı bir dünya düzeni için mücadele etmeyi kapsıyor. Kadın-erkek kimsenin birbirinden üstün olmadığı, geride kalmadığı, eşitlikçi ve kapsayıcı bir dünya için toplumsal cinsiyet eşitliği her bir bireyin emeğinden ve farkındalığından geçtiği gibi medeni ülkelerde yasalarca da kanunlaştırılıyor, toplumsal sözleşmelerle güçlendiriliyor. Devletler, STK’lar ve bireyler kadar toplum üzerinde ve düzeninde etkili olan markalarsa bu alanda yönetim biçimlerinden yaratabilecekleri eşitlik zeminine ve farkındalık projeleriyle toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin bir parçası olma imkanına sahipler…
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yayınladığı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’nun çıktıları ülkemiz adına ne yazık ki “utanç” verici olmanın ötesine geçmiyor… Öyle ki; Türkiye WEF’in cinsiyet eşitliği endeksinde 146 ülke arasından 124. sırada yer alıyor. Alt başlıklar değerlendirildiğindeyse Ekonomik Katılımda 134., Eğitim Düzeyinde 101., Sağlık ve Hayatta Kalmada 99. Siyasi Katılımda ise 112. sırada yer aldığı görülüyor… Gelin küresel ve Türkiye’deki veriler ışığında önce toplumsal cinsiyet eşitliğine ve eşitsizliğine daha yakından bakalım
Ücret eşitliği için 50 yıldan fazlasına ihtiyacımız var!
Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çarpıcı araştırmalardan birisi de Pwc’nin gerçekleştirdiği “Çalışma Hayatında Kadınlar Endeksi 2023”… Küresel araştırma tüm insanlığı uyaracak nitelikte ve “Eğer işyerinde cinsiyet eşitliğine yönelik ilerleme güncel hızında devam ederse, bugün işe başlayan 18 yaşında bir kadın çalışma hayatı boyunca ücret eşitliğini göremeyecek” diyor…
Verilere göre OECD ülkelerinde çalışma hayatında cinsiyet eşitliği için atılan adımlar son 10 yıldır endişe verici şekilde yavaş ilerliyor. 2011’den bu yana sadece 2,5 puan düşen ücret farkı bugün hala yüzde 14 seviyesinde…
Gelişimimizin tarihsel oranına göre cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini ortadan kaldırmak için gereken zamanın 50 yıldan daha uzun olduğunu vurgulayan endekse göre OECD ülkelerinde geride bıraktığımız yıl kadınların işgücüne katılımı 1,3 puan artışla yüzde 70,8’e ulaşırken, kadın istihdamı açısından en başarılı 3 ülke sırasıyla Lüksemburg, Yeni Zelanda ve Slovenya oldu.
Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde Türkiye’den yalnızca 12 şirket var…
Toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki performansların ölçüldüğü ve dünyada itibar gören endekslerden biri de Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi…
Cinsiyet eşitliğini taahhüt eden şirketlerin performansını ölçmek için dünyada yapılan en kapsamlı çalışmalardan olan Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi cinsiyet eşitliğini “Kadın liderliği ve yetenek hattı”, “Ücret eşitliği ve cinsiyete dayalı ücret eşitliği”, “Kapsayıcılık kültürü”, “Cinsel tacizle mücadele politikaları” ve “Kadın dostu marka kimliği” olmak üzere beş temel üzerinden ölçümlüyor.
Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer alan şirketler, işyerinde eşitlik yolunda ilerlemeye kararlı şirketler olarak görülüyor. 2023 endeksinde 45 ülkeden 484 şirket yer alırken, ABD 166 şirketiyle endekste en çok şirketi bulunan ülke konumunda.
Endekste Türkiye’den 12 şirket yer almayı başarırken bankacılık sektörü başarısıyla dikkatleri üzerine çekiyor.