Tüketici ambalajda ne arıyor?
Tüketici sadakatinin kritik seviyelere düştüğü günümüzde markalar pek çok başlıkta performansını geliştirmek zorunda. Bunlardan biri de elbette sürdürülebilirlik ve dolayısıyla tüketiciye temas eden ambalajlar… Peki markalar için dünya adına ortak fayda yaratma misyonunun en görünür olduğu alanlardan biri olan ambalajların tasarımıyla ilgili tüketici beklentileri neler? Euromonitor’ün “Tüketicinin Sesi” araştırmasının sonuçlarını Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik yorumladı…
Global bir araştırma şirketi olan Euromonitor’ün 2022’de 32 bin 365 tüketiciyle gerçekleştirdiği “Tüketicinin Sesi” araştırması sonuçlarıyla hazırlanan raporda Avrupa, Latin Amerika ve Kuzey Amerika’da tüketicilerin yalnızca yüzde 10’undan azı plastiğin çevre için sürdürülebilir olduğuna inandığını belirtti. Asya Pasifik ve Orta Doğu/Afrika bölgeleri de dahil olmak üzere tüm bölgeler için plastik, listenin son sırasında yer alıyor. Sürdürülebilirlik yeni bir kavram olmasa da özellikle artan doğal afetlerle birlikte iklim krizi ve çevreye verilen zarar iyice gözle görülmeye başlarken tüketicilerin birçoğu bu kavrama daha duyarlı hale geliyor. Rapora göre çevre için daha iyi olduğuna inanılan materyaller arasında geri dönüştürülebilir, biyolojik olarak çözünebilir ve kağıt ambalajlar ilk sıralarda yer alıyor. Konuyla ilgili Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, özgünlükle ve dünya adına ortak fayda misyonuyla yaratılan ambalajların, markalara küresel çapta tüketici sadakati kazandıracağına inandıklarını vurguluyor.
Tüketici plastiğe antipati duyuyor
Tüketiciler, “Çevreyi pozitif yönde etkilemek ve daha sürdürülebilir yaşamak için ne yaparsınız?” sorusunda yüzde 56,4 oranında plastik kullanımını azalttıklarını belirtiyor. Bunun ambalajda sürdürülebilirlik tercihlerini gözler önüne seren araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri olduğunu vurgulayan Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Plastiğe açıkça antipati duyan bir tüketici kitlesiyle karşı karşıyayız ancak çözümü de yine önümüzde duruyor. Sürdürülebilir yaşamak için kazandıkları alışkanlıklar arasında 3. sırada geri dönüştürülebilir ürünlere yöneldiklerini görüyoruz, üstelik de yüzde 53,3 oranıyla. O halde çevreye, zamana ve tüketiciye ayak uydurmanın zamanı geldi diyebiliriz” yorumlarında bulunuyor.
Sürdürülebilirliğin itici gücü duyarlılık olacak
“Ambalaj ve Sürdürülebilirliğin Geleceği” raporunda da ortaya konulduğu üzere neredeyse tüm bölgelerde tüketiciler çevre sağlığına önem verirken markaların duyarlı olmaları kaçınılmaz. Ambalaj üretim ve tüketimlerinde döngüsel bir ekonomiye hızlıca geçmenin kolay olmadığını sıklıkla belirten Musa Çelik, “Plastik tamamen ortadan kaldırılamayabilir ancak azaltılabilir ve negatifleri tasarlanabilir. Markalar ambalaj tasarımlarında malzeme konusunda plastik gibi çevreye zararlı etkileri kanıtlanmış seçenekler yerine geri dönüştürülebilir ve daha uzun ömürlü seçeneklere yönelebilir. Bu malzemeler özelliklerine göre yeniden kullanılabilir, parçalanabilir ya da geri dönüştürülebilir şekilde planlanırsa da süreç, çevre odaklı ilerlemiş olacak ve bu sayede döngüsel ekonomiyi destekleyebilmek mümkün hale gelecektir” yorumlarını yapıyor. Çelik, sözlerini duyarlılığın sürdürülebilirlik için muhteşem bir itiş yaratacağını vurgulayarak tamamlıyor.