Tüketici dijital yayıncılıkta kaliteli içerik istiyor!
Dijital yayın platformları uzun süredir hayatımızda; üstüne üstlük pandemiyle birlikte evlerimizde kalmaya mecbur olmamız onları pek çoğumuzun gününün ilk ve son durağı haline getirdi. Tüm bu süreçte üye sayısında büyük artış yakalayan dijital yayın platformlarının karantina öncesi ve sonrası durumunu KPMG araştırdı. Araştırmaya göre dijital yayın platformları, televizyona rakip olmayı sürdürüyor ancak kullanıcı, pazarda artan rekabetin içeriklerin kalitesini düşürdüğünü düşünüyor. Ücretsiz içerik sağlayıcıları çeşitliliği artırırsa rekabet kızışacak gibi gözüküyor!
KPMG Türkiye, dijital yayın platformlarında tüketici memnuniyetini araştırdı. Araştırma, karantina döneminde üye sayısını hayli artıran online platformların yeni düzende atması gereken adımları da tüketici gözünden ortaya koyuyor. Araştırma, dijital platformlara hali hazırda üyeliği bulunduğunu beyan eden, çalışan, büyük şehirde yaşayan, yüksek eğitim seviyesine sahip, orta-üst gelir düzeyinde, 22-45 yaş aralığındaki katılımcılara yapılan iki anket çalışmasının sonuçlarını içeriyor.
Dijital yayın platformlarına üye olmak out, “yancılık” in!
Ankete katılanların yüzde 86’sının en az bir ücretli dijital yayın platformuna üyeliği bulunuyor. Üyelik ücretini kendileri ödeyenlerin oranı ise yüzde 73. Eş dostun hesaplarından yararlanmayan bu yüzde 73’lük kesimin iki veya daha fazla üyeliğe sahip olduğu da araştırmanın öne çıkan sonuçlarından biri. Bu lüks, onlara nispeten pahalıya patlıyor ve üyelik bütçeleri aylık 20 liranın üstüne çıkıyor; ayda 36 liranın üzerinde üyelik ücreti ödeyen katılımcıların oranıysa yüzde 35. Katılımcıların çoğuysa tasarruflu olmayı tercih ediyor. Öyle ki dijital içeriklerini aile üyeliği veya ortak kullanım paketinden tüketenlerin oranı yüzde 96’yı buluyor.
Tasarruf çabaları elbette burada son bulmuyor. Genel tabloya bakıldığında kendi üyeliğine sahip olan kullanıcılar, farklı bir hizmet sağlayıcısına üye olmak için en fazla 10 lira ödemeyi kabul ediyor.
Araştırma katılımcıları arasında hizmete kolay erişim, reklamsız ortam ve içerik kalitesi ücretli platform tercihlerinde büyük önem taşırken bu ücretsiz platformlar için sadece bir öncelikte toplanıyor; içerik çeşitliliği. Öğretici içeriklerin arttırılması ve güçlü bir öneri motorunun varlığı da ücretsiz platformların müşterilerini elinde tutmasının bir başka yolu olarak öne çıkıyor.
Orijinal diziye tutkunuz; ama kaliteden de ödün vermek istemiyoruz!
Tüketicinin yayın platformu seçiminde içerik gözlemlendiğinde önem listesinin başında yüzde 47 ile orijinal diziler bulunuyor. Bunu yüzde 21 ile film arşivi takip ediyor. Bu arayış, ilk ölçümlenen farklı platformlardaki üyelik sayısını haklı çıkartıyor; öyle ki izleyenlerin birçoğu hiçbir platformda yeterince orijinal içerik olduğunu düşünmüyor ve farklı içerik sağlayıcılarına yöneliyor.
Dijital yayın platformları, izleyenlerini kendilerine çekmenin yolunun orijinal içerik olduğunu keşfetmiş olacak ki, durmak bilmeden yaptıkları filmlerin ve dizilerin sayısı dudak uçuklatmaya devam ediyor. Ancak aynı anda hem tebrik edilesi hem de şok edici olan orijinal içerik üretimi, izleyenin gözünü boyamışa benzemiyor; öyle ki katılımcılar, artık bu tür platformlardaki orijinal içerik kalitesinin düştüğünden şikayetçi!
Aynı çatı altındayız ama birlikte değiliz
İzleme alışkanlıklarının mekan ve mecra boyutuna geçtiğimizde, karantina öncesi televizyon kullanımının daha yaygın olduğunu görürken karantinada televizyonun yerini farklı cihazlara bıraktığı ortaya çıkıyor. Evde topluca geçirilen sürenin artması ve aile bireylerinin farklı içeriklere yönelmesi nedeniyle artan dizüstü bilgisayar kullanımı, karantina öncesi yüzde 30 iken karantinada yüzde 39’a kadar çıktı. Televizyon ise popülaritesinden elbette çok kaybetmedi; yüzde 37 ile ikinci sırada yerini korumaya devam ediyor.
Dijital yayın platformlarında günde 6 ila 8 saat geçirenlerin oranı karantina döneminde yüzde 50’ye çıkarken normalleşmeyle birlikte bu oranda yüzde 3’lük bir gerileme kaydedildi. Anket katılımcıları ekran başında geçirilen süredeki bu artışın kalıcı olmayacağını özellikle belirtti.
Orijinal içerik her zamanın bir numarası olsa dahi pandemi her birimizin izlediğimiz içeriklerin türlerini de değiştirdi. Salgın öncesinde daha çok dizi izleyenler, kısa video içeriklerini izlemeye başladı. Bu videolardan en çok izlenenleriyse yemek hazırlama, spor yapma ve evde yapılabilecek diğer aktiviteleri konu alıyordu.
“Tüketicinin fiyat hassasiyeti her daim yüksek!”
KPMG Türkiye Strateji ve Operasyonlar Danışmanlık Lideri ve Şirket Ortağı Serkan Ercin, fiyatın tüm yanıtlarda ilk sıralarda yer aldığını belirterek, “Tüketicinin fiyat hassasiyeti yüksek. Birçoğu ana veya dolaylı üyeliği varken yeni bir hizmete üye olmak için en fazla 10 lira ek ücret ödeyebileceğini söylüyorlar. Ayrıca fiyat kadar içerik kalitesi ve çeşitliliği de önemli. Pandemi ve evde geçirilen sürelerdeki artış, çevrimiçi hizmet sağlayan şirketler için büyüme fırsatı yaratsa da bu dönemde kazanılan kullanıcıları elde tutmak zor olabilir. Ulusal ve global hizmet sağlayıcılarının pazara girişiyle rekabet kızışacak. Cüzdan payı kazanmak ve gelirleri artırmak için kaliteli içerik geliştirmek ve güçlü bir fiyatlandırma stratejisini oluşturmak şart. Tüketici geri bildirimlerini ciddiyetle ele alıp değerlendirmek çok önemli” dedi.
Katılımcılar ücretli platformları içerik kalitesi ve reklamsız olması nedeniyle tercih etse de içerik çeşitliliğiyle öne çıkan ücretsiz platformlar da rekabeti zorlayacak gibi görünüyor.