Türk liderlerin uzmanlık alanı: Umut ve İyimserlik
PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği, Execution Partners ile yaptığı ortak çalışma ile yeni bir araştırmaya imza attı. PERYÖN 25. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi Betül Çorbacıoğlu liderliğinde yapılan Türk İş Dünyasında Psikolojik Sermaye Araştırması, ülkemizdeki yöneticilerin pandemi sürecindeki tutumları ve psikolojik sermayelerine ilişkin önemli sonuçları ortaya çıkardı.
Psikolojik Sermaye konusunda literatür taraması yoluyla derlenerek oluşturulan bütünsel ve özgün bir endeks çalışması olan raporun sonuçlarına göre, C-suite üst düzey yöneticilerin kendilerini umut ve iyimserlik başlıklarında daha iyi, bunların yanında özellikle yılmazlık başlığında ise göreceli olarak daha düşük değerlendirdikleri gözlemlendi.
“Kişinin kendini fark edip yönetebilme kapasitesi” anlamına gelen Psikolojik Sermaye kavramı, son yıllarda insan kaynakları uzmanlarının gündemindeki önemli başlıklardan biri olsa da pandemi sürecinde hayatımıza giren yeni çalışma düzeniyle daha da önem kazandı. Psikolojik sermayenin yöneticilerin ve ekiplerinin performansı üzerindeki büyük etkisi de kavramı daha kıymetli bir noktaya taşıdı.
PERYÖN 25. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi Betül Çorbacıoğlu liderliğinde yapılan Türk İş Dünyasında Psikolojik Sermaye Araştırması’nın COVID – 19 dönemine ilişkin sonuçlarında ilginç sonuçlar ortaya çıktı.
Ekiplerini yönlendirememek liderlerin en büyük endişesi
127 katılımcının yer aldığı ve yarısından fazlasını (yüzde 62) C-Suite olarak adlandırılan tepe yöneticilerin oluşturduğu araştırmada; Türk İş Dünyası, COVID – 19 sürecinde açık ara farkla (yüzde 45) “bilinen referansların yok olması” nedeniyle zorluk yaşadığını belirtti.
Araştırmayı değerlendiren Execution Partners Kurucu Ortağı Ateş Sungur: “Araştırma verileri bize ilginç sonuçlar verdi. Örneğin; evden çalışmaya başlamak ve yaşamda kişinin sahip olduğu çalışan, ebeveyn, eş gibi rollerin çakışması yüzde 26 ile ikinci sırada yer aldı. İş dünyasında meydana gelen belirsizlik tüm çalışanları büyük oranda etkilerken; ekibi yönlendirmek (yüzde 16), öncelikleri belirleyememek (yüzde 13) ve odaklanamamak (yüzde 9) en çok zorlanılan konular oldu. Çalışmada, değişim sürecine ilişkin deneyimlerini de paylaşan katılımcılara göre; belirsizlik düzeyi yüzde 71 ile oldukça yüksek bir seviyede yer aldı. Değişim yönetimine hazırlıklı olma konusunda ise tüm anket katılımcılarının ortalama üstü bir düzeyde (yüzde 62) hazır olduğu sonuçlara yansıdı” dedi.
Araştırmada katılımcıların yüzde 60’ı kurumlarının iş modellerinin değişmesi gerektiğini düşünürken, aynı kitlenin COVID – 19 sürecinde stres seviyelerinin yüzde 53 ile normal zamanlara kıyasla ortalama düzeyde olduğu göze çarptı. Performans baskısını yoğun olarak hissedenlerin oranı ise yüzde 60.
Liderlerin senaryo planları sağlam!
Pandemi kaynaklı evden çalışma modeliyle birlikte, insanların fikir alışverişi yapabileceği kişilere ihtiyacının da arttığını ortaya çıkaran araştırmaya göre; katılımcıların çoğunluğu bu konuda destek alabileceği insanlara sahip olduğunu belirtti.
Hedefleri doğrultusunda ekiplerini hizalayabildiğini düşünen yöneticilerin oranı yüzde 73 iken, katılımcıların senaryo planlaması konusunda da yüzde 72 ile ileri bir seviyede olduğu gözlemlendi.
Katılımcılar, COVID – 19 sürecinde kendilerini en çok geliştirdikleri konuları ise Adaptasyon, Belirsizliği Yönetmek ve Ekip Çalışması olarak tanımladı. Dijitalleşme ve Çeviklik ise öne çıkan diğer unsurlardan…
Türk İş Liderleri: “Meslektaşlarımdan daha iyiyim”
Peki, Umut, Öz yeterlilik, Yılmazlık ve İyimserlik olmak üzere dört ana kategoride yapılan çalışma sonuçları ne diyor? Araştırmaya göre Türk İş Dünyası’nın yöneticileri, gözlemledikleri başka üst düzey yöneticilere göre kendilerini her başlıkta yüzde 10’dan büyük farkla “daha iyi” olarak değerlendiriyor.
Türk İş Dünyası’nın bu dört kategoride en iyi olduğu alan umut faktörünü işaret ederken onu iyimserlik ve öz yeterlilik izliyor. Yılmazlık ise daha düşük seviyede seyrediyor.
Yaş bazında ise; yaşın artması ile psikolojik sermaye arasında doğru orantı olduğu görülüyor. Psikolojik sermaye, 50 yaş üzeri katılımcıların en yüksek değere sahip olduğu görülürken, bunu sırasıyla 40-50 yaş aralığı ve 30-40 yaş aralığı takip ediyor.
Yıllar sürecek bir süreç…
Süreci değerlendiren PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz, “Bu çalışma, Psikolojik Sermaye konusunda literatür taraması yoluyla derlenerek oluşturulan, bütünsel ve özgün bir endeks çalışması olarak, iş yaşamının geleceğini öngörme konusunda bizlere önemli ip uçları veriyor. Bu endeks çalışması sayesinde, araştırmanın yıllar içinde tekrarlanması ve her kuruluşun kendi ölçümlerini Türkiye ortalamasıyla karşılaştırması da mümkün olacak. PERYÖN olarak böyle bir çalışmaya öncülük ederek yeni bir yol açtığımız için mutluyuz. Emeği geçen tüm paydaş ve katılımcılarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.
PERYÖN Türk İş Dünyasında Psikolojik Sermaye Araştırması bu sene pandemi nedeniyle online olarak 25-26-27 Kasım 2020 tarihlerinde düzenlenecek 28. PERYÖN Kongre’de de özel bir oturumda mercek altına alınacak.