Türkiye’nin en kapsamlı Z kuşağı araştırması!
Her kuşak değişikliğinde dünya büyük bir değişimi yaşıyor… 1996 yılı ve sonrasında doğan Z Kuşağı da önümüzdeki yıllarda dünyadaki pek çok alana yön verecek nesil… Dünya düzeninden tüketim alışkanlıklarına, iş yapma biçimlerinden hayat tarzlarına kadar toplumsal bir dönüşüm yaratacak Z Kuşağı pek çok açıdan önem taşıyor. Bu sebeple Z Kuşağını daha yakından tanımak ve daha iyi anlamak için dünya genelinde araştırmalar yürütülüyor. Maya Fikir Kulübü de Türkiye’de 13 milyondan fazla bir büyüklüğe sahip olan Z Kuşağını anlamak adına ülkede yapılmış en kapsamlı araştırmayla Z Kuşağının mevcut ihtiyaçlarını, eğitime bakış açılarını, iş hayatından ve gelecekten beklentilerini gözler önüne seriyor…
Maya Vakfı’nın Smartlook Analytics laboratuvarı ile birlikte gerçekleştirdiği çalışma Türkiye’deki ilk ve en geniş kapsamlı Z Kuşağı– Nörobilim / Nöropolitik araştırma olma özelliğini taşıyor. Nörobilim kullanılarak yapılan çalışmalarda; katılımcıların beyin kimyasalları, vücut tepkileri (avuç içi terleme, kalp atışı, göz bebeklerindeki hareketler) ve 12 duygu durumu nörobilim araçlarıyla tespit edilerek yürütülüyor. Bu metodla yapılan bir çalışmada doğruluk oranının asgari yüzde 95 gibi yüksek bir rakam olması çalışmanın güvenilirliğine dair altı çizilmesi gereken bir husus. Öyleyse gelin araştırmanın öne çıkan bulgularını birlikte inceleyelim…
Z Kuşağı yenilmekten korkuyor! Oyun dünyasındaki başarısızlık hayatlarını etkiliyor!
Oyun dünyasının hızla gelişmesini sağlayan Z Kuşağı, aynı zamanda kendi dünyasının merkezine de oyunu koymuş durumda. Gençlerin büyük çoğunluğu online oyunlar oynamakta ve buna büyük bir zaman harcamakta… İşin ilginç tarafı yapılan araştırma sonucunda; oyunlardaki başarısızlığın gençleri gerçek dünyadaki başarısızlıklardan daha fazla etkilediğini gösterdi. Gençler oyunlarda başarısız olmaktan korkuyor…Gerçek dünyadaki başarısızlıklarsa oyun dünyasındaki başarısızlıklardan sonra geliyor.
Z Kuşağı video ile iletişim tercih ediyor!
Yapılan araştırma video izlemenin Z kuşağı gençleri için çok önemli olduğunu gösteriyor. Gençler; Youtube, Netflix, Instagram gibi video içerikler sunan platformları yoğun olarak kullanıyorlar. Video kullanımının bu kadar yoğun olması tüketim alışkanlıklarını ve reklam mecralarını da şüphesiz değiştirecek, gençlere ulaşılan kanalları farklılaştıracak, yaratıcılığın daha da yükselmesine imkân sağlayacak.
Z Kuşağı; üniversitedeki bölümünü önemsiyor ama eğitimin rahat bir hayat sağlayacağına inanmıyor
Araştırma kapsamında Z Kuşağının eğitime bakış açısı da sorgulandı. Araştırma sonuçlarına göre Z Kuşağı öğrencileri üniversitede bölüm seçiminin çok önemli olduğunu belirtiyor. Öğrenciler kendi istedikleri bölümde eğitim almak istiyor. Fakat Z Kuşağı kendilerinin bu konuda yeterince iyi olamayacaklarını düşünüp, ileride rahat bir hayat yaşayamayacaklarına da inanıyor.
Araştırma sonuçları arasında en çarpıcı olanlardan biri ise öğrencilerin okudukları bölümlerin önemli olduğunu ancak verilen eğitim ile iş yaşamının örtüşmediğini düşünmeleri. Aradaki fark nedeni ile de ileride yeterli kazanca sahip olabileceklerine inanmıyorlar. Bu da eğitim kurumlarının öğrencilerin bu düşüncelerini dikkate alıp bu soruna yönelik çözümler bulmalarını gerektiriyor.
Amaçları çok para değil mutluluk! Sosyalleşmek ve gönüllü çalışmak istiyorlar
Araştırma sonuçlarının en önemlisi öğrencilerin çok para yerine, sevecekleri işi yapmak istemeleri. Önceki nesillere göre Z Kuşağının en büyük farkının bu olduğu söylenebilir. Araştırma sonuçları; gençlerin bölümlerini bitirdiklerinde daha fazla kazanacakları ama hoşlanmadıkları işler yerine, yemek ve yaşamak için yeterli paraya sahip olacakları hoşlandıkları işlerde çalışmak istediklerini gösteriyor. Bu sayede kendilerine daha fazla zaman ayırıp sosyalleşmeyi ve gönüllü organizasyonlara katılmayı düşünüyorlar.
Yüz yüze eğitimden yanalar
Öğrencilere; pandemi döneminde eğitim hayatına bakış açılarının ne yönde olduğunu anlamak için sorular yöneltildi. Yapılan araştırma sonuçlarına göre gençlerin yüzde 81’i online yerine yüz yüze eğitimi tercih ediyor. Pandemi döneminin sağlık ve güvenlik önlemi unsurlarını önemsemekle birlikte; psikolojik, sosyolojik ve eğitim kalitesi açısından üniversitelerin bir an evvel yüz yüze eğitime geçmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Üniversite yaşamını eğlenceli buluyorlar! En büyük sorunları ise maddiyat!
Öğrencilerin çok büyük bir bölümü üniversiteyi eğlenceli bir süreç olarak görüyor. Gençler; okudukları bölümlerin kendilerine maddi olarak parlak bir gelecek sunmayacağına inansa da üniversitenin yaşamlarına pozitif değişimin eğlence ve sosyalleşme kattığını düşünüyorlar. Bu sosyalleşme ve eğlence; öğrencilerin karakterini ve hayata bakış açılarını şekillendiren önemli etkenlerden biri oluyor.
Gençlerin; aldıkları eğitimin iş dünyası ihtiyaçları karşısında eksik kaldığını düşündüklerini söylemiştik. Yine de gençlerin üniversite hayatları hakkındaki en büyük sıkıntısı bu değil. Z Kuşağı’nın üniversite hayatında yaşadığı en büyük sıkıntı ise çektikleri ekonomik problemler.
Gelecek kaygısı diğer kuşaklara oranla çok daha yüksek!
Araştırma sonuçlarıyla birlikte; Z Kuşağı’nın gelecek kaygısının önceki kuşaklara göre daha yüksek olduğunu görüyoruz. Gelecek kaygısı taşıyan Z kuşağı mensubu üniversiteli gençler bunun yanı sıra önemsiz hissettirildiklerini düşünüyor. Bu kuşağın beklentisi daha toplumcu ve bireyi değerli kılan bir yaklaşım modeli olması.
Maya Fikir Kulubü Başkanı Tarık Arık; Z Kuşağının ihtiyaçlarının hangi düzeyde karşılayabildiğini öğrenebilmek için “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” modelinden yola çıktıklarını belirtiyor. Arık “Bu modeldeki sıraya göre gittiğimizde gençlerin “Fizyolojik, Güvenlik ve Sevgi İhtiyaçlarının” karşılanma oranı %40-50 aralığında olurken, ‘Saygı Kazanmak ve Kendilerini Gerçekleştirme İhtiyaçları’ maalesef %20’lik bir oranla en az karşılanan ihtiyaçlar olarak ölçülmüştür. Bu da Z Kuşağı gençlerinin saygı kazanmak ve kendilerini geliştirmek konusunda büyük bir isteğe sahip olduklarını gözler önüne seriyor” diyor.
Sloganvari söylemlere inanmıyorlar
Sadece siyasette değil eğitim kurumlarında ve hatta ailelerinde bile geleceğe dair motivasyon için kullanılan sloganvari sözlere inanmıyorlar… Bu söylemlere karşı antipati geliştirmiş durumdalar. Kendilerine sunulan her söylemin akılcı bir tabana veya projeye oturmasını bekliyorlar.
Apolitik değiller!
Yapılan araştırmanın sonuçları; gençlerin siyaset ve siyasetin işlediği konulara ilgisiz olduğuna dair düşüncelerin ne kadar yanlış olduğunu gözler önüne seriyor. Gençler bu konulara ilgisiz değil. Aksine kendileri ile ilgili karar mekanizmalarının bizzat içerisinde olmak istiyorlar. Ancak siyasi sistemin buna elverişli olmadığını düşünüyorlar. Yani siyasi sistemin gençliği bu karar mekanizmasından sistematik olarak uzaklaştırdığı inancındalar. Meclisin ve partilerin yaş ortalamasını buna örnek olarak gösteriyorlar. Partilerde seçilmişlik hakkı elde eden birkaç gencin mevcut yapılara oranına bakarak, elde edilen sonucun adil bir temsil olmadığını savunuyorlar.
Z Kuşağı siyasi liderlerin çalışkan ve güvenilir olanını istiyor!
Yapılan araştırma Z kuşağının siyasi liderlerde ne gibi özellikler olmasını istediklerini de gözler önüne serdi. Bu özelliklerin başında siyasi liderin “Çalışkan ve Güvenilir” olması geliyor. Bunun yanı sıra refah sahibi olması, yenilikçi ve mevcut koşulları iyi okuması Z Kuşağı’nın bir liderde olmasını beklediği özellikler içinde yer alıyor.
Babalar hayatının merkezinde!
Araştırma kapsamında katılımcılara 140’ın üzerinde farklı uyaran gösterilmiş ve bunlara verilen tepkiler analiz edilmiş. Bu uyaranların etki sıralamalarına bakıldığında, Z kuşağının babaları ile olan etkileşimi; anne, kardeş, öğretmen, arkadaş vs. göre 3-4 kat daha pozitif etkilenme olmuştur. Z Kuşağı gençleri babalarından gelen negatif bildirimleri kabul ederken, anneden gelen negatif bildirimlere tepki göstermektedir. Bu sonuç aile içi dengelerle ilgili de ilginç bir gösterge oluyor.