Türkiye’nin “içi” değişiyor
Marketing Türkiye için Xsights Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Türkiye’nin İç Giyim Trendleri” araştırması tüketicilerin satın alma tercihlerine dair çarpıcı sonuçlar sunuyor. Araştırma sonuçlarına göre enflasyon iç giyim pazarını da sarsmış durumunda. Artan fiyatlar tüketiciyi hem daha az iç giyim ürünü almaya hem de daha ucuz ürünler almaya itiyor. Markalı olması ise satın alma kriterleri arasında yüzde 33 ile hayli gerilerde… Peki, tüketiciler hangi motivasyonlarla, hangi iç giyim ürünlerini satın alıyor? Yılın trend ürünleri ve renkleri neler? Yanıtlar “Türkiye’nin İç Giyim Trendleri” araştırmasında…
Zaruri bir ihtiyaç olmanın yanı sıra estetik ve rahatlık çerçevesinde şekillenen iç giyim alışkanlıkları, pek çok yönüyle zaman içerisinde değişiyor. Fonksiyonel kullanımlarının yanı sıra moda akımlarından doğrudan etkilenen iç giyim ürünlerini satın alma biçimlerini de dönemin koşullarından ayrı düşünmek mümkün değil… Salgın sebebiyle tüm dünyanın evlere kapandığı pandemide yapılan araştırmalar, iç giyim alışverişinin önem kazandığını ve satın alınan ürünlerde aranan kriterlerin başında rahatlığın geldiğini göstermişti… Marketing Türkiye için Xsights Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin İç Giyim Trendleri” araştırması ise, bugün gelinen noktada rahatlık kriterinin önemini koruduğunu ancak enflasyona bağlı olarak iç çamaşırı satın alma alışkanlıklarının değiştiğini gösteriyor… Sonuçlara göre iç giyim ürünlerine yılda ortalama 944 TL bütçe ayıran Türk halkının yüzde 53’lük kesimi “Enflasyon iç giyim alışverişimi yeniden şekillendirdi” derken, bu kesimin 63’ü daha az iç çamaşırı satın aldığını, yüzde 43’ü ise daha uygun fiyatlı ürünlere yöneldiğini dile getiriyor…
Gözler fiyat etiketinde…
Araştırmada iç giyim alışverişi yapılırken göz önünde bulundurulan kriterler sorulduğunda katılımcıların yüzde 92’si “fiyat”, yüzde 84’ü “rahatlık, yüzde 82’si “kalite” cevabını veriyor. Bu yanıtları sırasıyla “renk” (yüzde 73), “model” (yüzde 57), “şıklık” (yüzde 49) ve “desen” (yüzde 38) takip ederken, tüketicilerin yalnızca yüzde 33’ünün iç çamaşırı satın alırken dikkat ettiği ilk unsur marka oluyor…
“Partnerimin ne düşündüğü önemli…”
İç giyim alışverişi için yılda ortalama 944 TL bütçe ayıran katılımcıların yüzde 36’sı yılda 4-5 kez iç çamaşırı alışverişi yaptığını belirtiyor. Öte yandan sonuçlar gösteriyor ki tüketicilerin önemli bir kısmı iç çamaşırı alırken yalnızca kendi tercihlerini değil partnerinin de tercihlerini göz önünde bulunduruyor… Çünkü katılımcıların yüzde 69’u “İç çamaşırı satın alırken hem kendime hem de partnerime karşı sorumluyum” diyor… Yüzde 31’lik bir kesim ise “Yalnızca kendimden sorumluyum” cevabını veriyor.
Online’da keşfediliyor, mağazadan alınıyor…
Katılımcıların yüzde 89’u iç giyim alışverişini mağazalardan yaparken, internet sitesinden alışveriş yapma oranı yüzde 66 oluyor. Yeni modelleri keşfetmek için kullanılan kanallarda ise internet siteleri yüzde 91 oranla birinci sırada.
Enflasyon iç çamaşırı sayısını azalttı
Bütün tüketim alışkanlıklarını yeniden şekillendiren enflasyonun etkisi iç giyim alışverişinde de kendini gösteriyor. “Enflasyona bağlı olarak yaşanan fiyat artışı iç giyim alışverişlerinizi yeniden şekillendirdi mi?” diye sorulduğunda “Evet” cevabı veren yüzde 53’lük kesimin yüzde 63’ü artık daha az iç çamaşırı aldığını, yüzde 43’ü ise daha uygun fiyatlı ürünlere yöneldiğini belirtiyor.
Üst giyimde en çok sütyen satıyor
Söz konusu üst iç giyim kategorisi olunca ürün çeşitliliği diğer kategorilere göre daha fazla. Hatta her bir ürün kendi içinde çeşitli modellere ayrılıyor. Örneğin sütyenden söz ediyorsak ürünleri destekli/desteksiz, balenli/balensiz, askılı, straplez gibi çeşitlendirmek mümkün… Ancak genel anlamda üst giyimde en sık satın alınan ürünler incelendiğinde ilk beşi sırasıyla sütyen (yüzde 70), atlet (yüzde 64), bralet (yüzde 44), bodysuit (yüzde 43) ve sporcu sütyeni (yüzde 10) oluşturuyor.
Araştırmanın metodolojisi
“Türkiye’nin İç Giyim Trendleri” araştırması Marketing Türkiye için Xsights Araştırma tarafından 9-16 Ocak 2023 tarihleri arasında online araştırma yöntemiyle gerçekleştirildi. Çalışmaya saha süresi içerisinde 500 kişi katıldı. Veriler yüzde 95 güven düzeyinde anlamlılık testine tabi tutuldu. Katılımcıların yarısını kadınlar yarısını erkekler oluşturdu. Yüzde 18’i İstanbul’da, yüzde 13’ü İzmir ve Antalya’da, yüzde 11’i Gaziantep’de, yüzde 10’u Ankara’da ikamet eden katılımcıların yüzde 13’ü AB, yüzde 22’si C1 ve yüzde 29’u C2 ve yüzde 36’sı DE SES kotasında yer aldı.