Türkiye’nin iktisadi bağımsızlık meşalesi: Vakıfbank
Kimi kurumlar vardır ki hem içinde bulundukları toplumun karakterini taşırlar hem de zaman içinde yaptıklarıyla toplumsal benliğin güçlenmesine katkıda bulunup milli bir değere dönüşürler… Kurulduğu günden bu yana yeniliklerin ve ilklerin öncüsü olan ve bu anlayışla Türk bankacılık sektörünün en büyük iki bankasından biri haline gelen VakıfBank işte o az sayıdaki kurumdan biri… 70. yıl dönümünü “VakıfBank 70 Yıldır Daima Seninle” kampanyasıyla kutlayan banka “Yaşımız 70 ama yetmez” mesajıyla da daha yapacak çok şeyi olduğunu hayli güçlü bir tonla dile getiriyor… VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ile işte bu iddialı söylemin ardındaki yaklaşımı ve VakıfBank’ın Türk toplumu adına kurduğu hayalleri konuştuk… Üstünsalih, “Türkiye’nin iktisadi bağımsızlık meşalesini yarınlara bizzat ellerimizle taşımak istiyoruz” diyor…
70 yıldır ülkeye hizmet eden bir bankanın başında olmak size neler hissettiriyor?
VakıfBank olarak 70 yıl boyunca her adımımızı, ülkemizin ekonomik ve toplumsal kalkınmasına katkı sağlayarak, gelecek nesillere daha güçlü bir miras bırakma yolunda attık. Geleceğin bankacılık anlayışını şekillendirmeye talip bir banka olarak bu süre zarfında odağımıza insanı ve sürdürülebilirliği yerleştirerek, pek çok yenilikçi ürün ve hizmeti hayata geçirdik. Kurumsal vatandaş olmanın da sorumluluğuyla sadece ekonomik değil toplumsal kalkınmaya katkıda bulunacak projelere hayat verdik. Türkiye’nin uluslararası alanda en başarılı takımı olan VakıfBank Spor Kulübü sayesinde Türk kadınının istediğinde neler başarabileceğini tüm dünyaya göstererek kız çocuklarına ilham olduk. Bunun yanı sıra VakıfBank Kültür Yayınları ile de kültür dünyasında kendimize sağlam bir yer edindik. “Hayatın içinde, ülkemizin ve milletimizin daima yanında” mottomuzun altını her anlamda doldurmak için 70 yıldır canla başla çalışıyoruz.
33 yıldır VakıfBank çatısı altında profesyonel iş yaşamımı sürdürüyorum. Banka tarihinin neredeyse yarısına şahitlik etmiş biriyim. Bu süre zarfında her VakıfBanklı gibi öncelikli hedefim, hep büyük bir özveri ve emekle inşa ettiğimiz marka itibarımızı korumak oldu. Böylesine büyük bir mirasın parçası olmak ve halihazırda ülke nüfusunun dörtte birinin tercih ettiği bir bankanın Genel Müdürlük koltuğunda oturmak, benim için büyük bir gurur aynı zamanda da büyük bir sorumluluk, zira geçmişten gelen emaneti büyütüp geleceğe taşımak zorundayız. Bunu bize inanan paydaşlarımıza ve bizden önceki VakıfBank çalışanlarına karşı ödemekle yükümlü olduğumuz bir borç olarak görüyorum. Bu nedenle ben ve çalışma arkadaşlarım sürdürülebilirlik merkezinde oluşturduğumuz iş stratejilerimiz çerçevesinde yenilikçi çözümler üreterek, dijital dönüşümü hızlandırarak ülkenin en büyük bankası olmaya giden yolda yılmadan çalışacağız. Bu kendimize ve bizden önceki kuşaklara taahhüdümüzdür.
Reklam filminde “Yaşımız 70 ama yetmez” diyorsunuz. Bu mesaj sizin için ne ifade ediyor? Size yetmeyen ne?
Vakıf kaynaklarıyla kurulmuş bir banka olmanın da getirmiş olduğu sorumlulukla ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasına maksimum katkıyı sağlamak 70 yıllık yolculuğumuzdaki temel amacımız oldu. Bu ülke insanının her daim en iyisine layık olduğu felsefesi tüm çalışmalarımızın merkezinde yer aldı. Bankacılık sektörüyle tanıştırdığımız pek çok ilkle sektörün değişim ve dönüşümünün itici güçlerinden biri olduk. Kendimizi hiçbir zaman salt bir finans kuruluşu olarak görmedik. Eğitim, spor ve kültür alanında pek çok sosyal sorumluluk projesine de imza attık. Türk halkı da bu gayretimizi görmüş olacak ki bizi sektörümüzün en büyük bankalarından biri unvanıyla ödüllendirdi.
Ancak her zaman söylediğimiz gibi bizim yarışımız hep kendimizle. 70. yılımızı kutlarken de bu anlayışa vurgu yapmak için reklam filmimizde “Yaşımız 70 ama yetmez” dedik. Çünkü 1954’ten bugüne Türkiye için yaptıklarımızla yetinmeyeceğimizi, çıtayı hep daha yükseğe koyarak gelecek için her zamankinden daha çok çalışacağımızı ve daha da önemlisi Türkiye’nin dört bir yanında ilerlemekten, hayal kurmaktan asla vazgeçmeyen insanların daima yanında olacağımızın altını bu reklam filmi ile bir kez daha çizmek istedik.
VakıfBank olarak ülke ve müşterileriniz adına nasıl bir misyon üstleniyorsunuz? Bu anlamda ileriye dönük hedefleriniz neler?
Çağdaş bankacılık ürün, hizmet ve uygulamalarımızla ülke ekonomisinin büyümesine, gelişmesine ve dünya ekonomisiyle bütünleşmesine katkıda bulunmak VakıfBank olarak her daim birincil amacımız oldu. Tüm iş stratejilerimizi de Türkiye’nin 100 yıldır bin bir emek ve özveriyle oluşturduğu güçlü marka imajına destek olmak ülküsü doğrultusunda yapılandırdık.
Kaydettiğimiz istikrarlı başarı grafiğimizi sürdürülebilir hale getirerek, aktif büyüklükte Türkiye’nin halka açık en büyük bankası konumumuzdan aldığımız güçle, Türkiye’nin iktisadi bağımsızlık meşalesini yarınlara bizzat ellerimizle taşımak istiyoruz.
Nasıl bir anlayışla müşterilerinize hizmet veriyorsunuz? VakıfBank’ın başarı kriterleri neler?
Kurumsal kimliklerimizden sıyrıldığımızda bizlerin de birer müşteri olduğu farkındalığıyla hareket ediyoruz. Bir müşteri olarak aksayan yönler neler, ne olsaydı, nasıl olsaydı hayatım daha kolaylaşırdı, ben olsaydım bu ürünü, hizmeti ya da projeyi nasıl farklılaştırırdım anlayışı çerçevesinde tüm iş süreçlerimizi ve stratejilerimizi tasarlıyoruz. Hayata geçirdiğimiz ürün, hizmet ve projelerle müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmaya, çevreye ve sürdürülebilirlik kavramlarına maksimum faydayı sağlamaya ve toplumsal refahı artırmak için çalışıyoruz. Bu yaklaşım bizim hizmet politikamızın özü diyebilirim.
Sadık bir müşteri portföyüne sahip olmak, müşteri memnuniyet düzeyinin yüksek olması, finansal performansın sektör ortalamasının üzerinde seyretmesi, geniş müşteri tabanı sahipliği, riskleri etkin bir şekilde yönetebilme kabiliyeti, teknolojiye uyumlanma yetisi, çalışan memnuniyeti skorlarının yüksek olması da VakıfBank’ın temel başarı kriterlerini oluşturuyor.
Sürdürülebilirlik ve KSS projelerinizi nasıl bir anlayışla gerçekleştiriyorsunuz? Bu alanda öne çıkan çalışmalarınız hangileri?
Gelecek nesillere, toplumumuza ve dünyaya karşı sorumluluklarımızın da farkındalığıyla kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarımızı; çevresel, sosyal ve ekonomik alanlarda bütüncül bir yaklaşımla hayata geçiriyoruz. Tüm projelerimizdeki temel amacımız ise finansal, sosyal ve entelektüel sermayeler oluşturarak refahı yükseltmek ve gelecek için değer sağlamak.
Geleceğin dünyasının ihtiyaç duyduğu yetkinliklere sahip eğitimli bireyler olmadan da bu çabalarımızın beyhude birer uğraştan öteye geçmeyeceğini biliyoruz. Bu nedenle kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızda eğitim başlığı önemli bir yere sahip.
Yarının dünyasına bugünden uyum sağlamayı başarmış yeni bir nesil yetiştirmek için 2017’den beri Millî Eğitim Bakanlığımız ile iş birliği içinde gerçekleştirdiğimiz Bilim ve Sanat Eğitim Merkezleri (BİLSEM) Projesi’nde çocuklarımızın ve gençlerimizin yapay zeka, mekatronik ve akıl oyunları atölyelerinde potansiyellerini açığa çıkarmalarını sağlayarak Türkiye’nin geleceğine yatırım yapıyoruz. Halihazırda 70 atölye ile 50binin üzerinde çocuğa ulaştık ve bu sayı her geçen gün de artmaya devam ediyor. Ayrıca yazılım alanında kendini geliştirmek isteyen Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlere yönelik bootcamp’ler ve hackhaton’lar da düzenliyoruz.
İçinde bulunduğumuz toplumun gelişimine katkı sağlayan çalışmalarımız sadece eğitim alanıyla da sınırlı değil. Çocuklarımızı sporla tanıştırmak üzere 38 yıl önce hayata geçirdiğimiz VakıfBank Spor Kulübü sayesinde hem Türk kadının gücünü dünyaya ispat ediyoruz hem de hayalleri gerçeğe dönüştürmek için gerekli olan şeyin çok çalışmak ve azim olduğunu kız çocuklarına aşılıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi ilerleyen dönemde de altyapımızda ve spor okullarımızda yetiştirdiğimiz sporcularımızın da yardımıyla ülkemizde voleybolun gelişimine katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Ülkemizin toplumsal ve kültürel hafızasında derin izler bırakmak adına hayata geçirdiğimiz VakıfBank Kültür Yayınları ise geçmişten geleceğe bir köprü vazifesi görüyor. Yayınladığımız 300’ü aşkın yerli-yabancı eserle kültürel mirasımızı sürdürülebilir kılıyoruz. Kültür sanat hayatına katkılarımızın en az ekonomik katkılarımız kadar önemli olduğuna inanıyoruz. Bundan sonraki süreçte de elimizden geldiğince kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz.
Kuşkusuz VakıfBank’ın kadın voleyboluna katkıları tartışılmaz… Bu alandaki çalışmalarınızın gerisindeki yaklaşımı sizden dinleyebilir miyiz?
Çocuklarımızın ve gençlerimizin daha iyi bir gelecek inşa etme noktasında anahtar rol üstlendiğini düşünüyoruz. Toplumsal yaşamın şekillenmesine katkı sağlayan en önemli alanlardan birinin spor olduğu anlayışı doğrultusunda 1986 yılında hayata geçirdiğimiz VakıfBank Spor Kulübü, o tarihten beri ülkemize pek çok ilki yaşatarak sporda Türkiye’nin gururu haline dönüştü. Kulübümüzün her daim temel gayesi ise Türk kadınının istediği taktirde neler yapabileceğini dünyaya göstermek ve dünya çapında rol modeller oluşturarak genç kızlarımıza ulaşılması mümkün hedefler sunmak oldu. En uzun soluklu toplumsal fayda projemiz olmasının yanı sıra Türk sporunun gelişimine de büyük katkılarda bulunan VakıfBank Spor Kulübü çatısı altında bulunan voleybol okulları vasıtasıyla da hem kız çocuklarını sporla tanıştırıyoruz hem de “Başarmanın cinsiyeti olmaz” görüşünün yediden yetmişe herkesin dimağına kazınmasını istiyoruz.
Varlık gösterdiğimiz her alandaki çatı hedefimiz ise sürdürülebilir başarıya imza atmak. Ne mutlu ki bu bakış açımız sporcularımız ve teknik ekibimiz tarafından da içselleştirildi. Tüm paydaşlarımız bu hedefe ulaşmak adına canla başla çalışıyorlar. Bu sayede de geleceğimizin teminatı çocuklarımızı hem yarınlara daha donanımlı bir şekilde hazırlıyor hem de topluma faydalı birer birey haline dönüşme yolculuklarında destekliyoruz. Bu, bütün vazifelerimizin bile üstünde kutsal bir vazife bizim için.
70 yıllık yolculuğun kilometre taşları
1954 – 1964
- Müşterilerine ömür boyu aylık gelir sunan ilk banka oldu.
- İlk iştiraki olan Trakya Çimento Sanayi T.A.O.’nun 5 milyonluk hissesinin yüzde 25’ini satın aldı.
- Türkiye Şeker Fabrikaları Umum Müdürlüğü 3 milyon liralık bir kredi talebiyle bankanın kapısını çalan ilk kurum oldu.
- Öğretmen, siyasetçi, tarihçi, yazar Zuhuri Danışman ile kültür hizmeti olarak bir çocuk dergisi çıkartmak üzere anlaştı.
- 1957 yılında yüzde 51 hisse ortağı olunan Güneş Sigorta ile sigortacılık alanına adım atıldı.
- 1958’de Türkiye Bankalar Birliği’ne kaydoldu.
- 1959 yılında yayıncılık alanında 50 bin lira sermayeli Tarih ve Kültür Limited Şirketi’ni kurdu.
1964-1974
- Türkiye’nin ilk yerli otel zincirlerinden biri olan Taksim Otelcilik’i kurdu.
- Yurt dışına açılarak Frankfurt Temsilciliği’ni faaliyete geçirdi.
- 100’den fazla şubeyle bankacılık hizmetlerini ülkenin dört bir yanına ulaştırdı.
1974-1984
- Genel Müdürlük binasını Ankara Kavaklıdere’ye taşıdı.
- Türkiye’nin dimağına kazınan VakıfBank bankları park ve bahçelerde yerlerini aldı.
- Hediye çeki, kiralık kasa ve yolcu çeki hizmetlerini başlattı.
1984-1994
- Uluslararası başarılarla, dünya rekorlarıyla hepimizi gururlandıran VakıfBank Spor Kulübü’nü kurdu.
- VakıfBank New York Şubesi’ni açarak uluslararası bir finans bankası haline geldi.
- İlk ATM’leri müşterileriyle buluştu.
- Döviz cinsinden seyahat çeki çıkarmaya yetkili ilk banka oldu.
- İnsansız Bankacılık Birimi (Future 2001) uygulamasını hayata geçiren ilk banka oldu.
- Ev hanımlarına da kredi imkanı sunan ilk banka oldu.
1994-2004
- İlk Altın Emanet Hesabı uygulamasını başlattı.
- Kredi kartı kullanımını VakıfPuan uygulamasıyla artırarak kredi kartı en çok kullanılan banka oldu.
- ISO 9001 Kalite Belgesi’ni alan ilk banka oldu.
- İnternet Bankacılığı işlemlerini müşterilerinin kullanımına sundu.
2004-2014
- Halka arz işlemini gerçekleştirdi. Hisseleri İMKB’de işlem görmeye başladı.
- Orta Doğu’daki ilk şubesini Bahreyn’de açtı.
- Genel Müdürlüğünü İstanbul’a taşıdı.
- Kurumsal kimliğini yeniledi.
- Özel bankacılık alanına giren ilk kamu bankası oldu.
- Kadın Voleybol Takımı, bir voleybol takımının kazanabileceği tüm kupaları aynı sezon içinde namağlup kazanan tek takım oldu.
- VakıfBank Kadın Voleybol Takımı 2014 yılında üst üste en çok maç kazanan takım olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
2014-2024
- VakıfBank Spor Sarayı hizmete açıldı.
- VakıfBank Kültür Yayınları “Ve benzersiz kitaplar” mottosuyla yayın hayatına başladı.
- Birleşmiş Milletler’in Özel Sektör Girişimi WEPs’i imzalayan (Women’s Empowerment Principles – Kadının Güçlenmesi Prensipleri) ilk kamu kuruluşu oldu.
- VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, Kadınlar FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası’nı en çok kazanan takım oldu.
- BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne seçilen tek kamu bankası oldu.
- Katar’da şube açarak bu ülkede bankacılık lisansı alan ilk Türk bankası unvanının sahibi oldu.
- 2019 yılı için hesaplanmış tüm sera gazı emisyonlarından fazlasını dengeleyerek Karbon Negatif bir kuruluş oldu.
- Türkiye’den yapılan ilk avro cinsi tahvil ihracatını gerçekleştirdi.
- İstanbul Finans Merkezi’nde faaliyet gösteren bankalar arasında Leed Gold sertifikası alan ilk banka oldu.
- VIT, VakıfBank Mobil, Arı Hesabı, Vinov, Vibox, VakıfPays gibi öncü ve teknolojik uygulamaları hayata geçirdi.
- VakıfBank İz Müzesi’ni kurdu.
Sıcaklara çözüm arayışı: Yaz mevsiminin yıldız ürünü belli oldu!