Üst düzey yöneticiler ülkeye değil şirketine güveniyor
Belirsizliğin hüküm sürdüğü, “ne olacak” sorusunun farklı formatlarda aklımızın bir köşesinden eksik olmadığı bir yılı geride bırakıyoruz. Marketing Türkiye adına Sia Insight tarafından üst düzey yöneticilerin katılımıyla gerçekleştirilen ve artık bir yıl sonu klasiği haline gelen “2023 İş Dünyası Gündem Değerlendirme Araştırması” da işte bu soruyu yanıtlarken önümüzdeki yıla dair beklentilere de ışık tutuyor.
2018 yılından bu yana üst düzey (C seviyesi) yöneticilerin bir sonraki yıla dair öngörülerini ve beklentilerini ortaya koymak adına gerçekleştirilen İş Dünyası Gündem Değerlendirme Araştırması, her geçen yıl genişleyen veri havuzuyla yaşanan değişimi gözler önüne seren bir çalışma… Bu yıl karşılaştırmalı veriler gösteriyor ki, üst düzey yöneticilerin ülke ekonomisine duyduğu güvende bir “kıpırdanma” var. Kötüye gidişin momentumu kırılmış da 2024 yılı bir toparlanma sürecinin başlangıcı olacakmışçasına, az da olsa optimistlerin sayısı artıyor.
Ancak bu sizi yanıltmasın! Zira önceki yıllardan alışık olduğumuz şekilde, ülke ekonomisi ve siyasal irade gibi kontrol alanının dışında kalan metriklerde pozitif öngörüler, yöneticilerin kendi şirketlerine olan beklentilerinin bir hayli gerisinde kalıyor. Kısacası, C seviyesi yöneticilerin etrafına olan güveni düşük, özgüveni ise yüksek… Lafı daha fazla uzatmadan gelin araştırmanın sonuçlarına beraber göz atalım.
Sorular aynı, sorunlar aynı
Yöneticilere, “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusu yöneltildiğinde, yanıtların son altı yıl içerisinde pek de fazla bir değişiklik göstermediği görülüyor. Araştırmanın ilk defa gerçekleştirildiği 2018 yılından bu yana “ekonomi ve yönetimi” cevabı liderliği kaptırmıyor. Geçtiğimiz yıla kıyasla genele bakıldığında Türkiye’nin sorunlarına dair algılarda fazla bir değişiklik yaşanmazken, “yönetim sorunu” cevabının 2022’ye oranla ciddi bir düşüş gösterdiği gözlemleniyor.
Güvensizlik kararsızlığa dönüştü
Deprem, genel seçimler ve savaşlar gibi hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte belirsizliği arttıracak pek çok önemli gelişmenin yaşandığı bir seneyi geride bırakırken, belki de en çok etkilenmesi beklenen parametrelerin başında “ekonomiye güven” geliyordu. Ancak sonuçlar gösteriyor ki güvensizlik son 6 yılın en düşük seviyesinde seyrediyor! Ekonomiye “güveniyorum” veya “çok güveniyorum” diyenlerin oranı da beş puanlık bir artışla yüzde 17’ye ulaşarak 2018 seviyesini tekrar yakalamış durumda. Bu sonuçlarla uyumlu bir biçimde, ekonomide küçülme beklentisinde de geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 7’lik bir düşüş görülüyor.
Dolar yavaşlayacak
Önceki yıllarla uyumlu olarak, üst düzey yöneticilerin enflasyon ve dolar kuru beklentisi artıştan yana. Enflasyona dair karamsarlık 2020-2021 yıllarında üst düzeye çıkarken, bu sene artış bekleyenlerin oranı yüzde 61’de kalıyor. Bu durum, 2018 yılındaki beklentilere yakın bir tablonun ortaya çıktığına işaret ediyor. Öngörülen enflasyon rakamı da bir önceki yıla göre azalarak, yüzde 71 oluyor. 2022-2023 arasında dolar kurunda iki kat artış bekleyen üst düzey yöneticiler, önümüzdeki dönemde bu artış hızının yavaşlayacağını düşünüyor. Yöneticilerin 2024 yılı dolar kuru beklentisi, 38 TL olarak ölçülüyor.
Enflasyon ve dolar kuru parametrelerinde “hız kesme” beklentisi öne çıkarken, yöneticilere işsizlik oranı sorulduğunda fikirler önemli bir değişiklik göstermiyor. Yöneticilerin işsizlik artışı beklentisi 2020 yılında yüzde 90’a ulaşarak tepe noktasını görürken, 2021 yılından itibaren bu rakam yüzde 80’in altına gerilemişti. 2023 yılındaki beklenti de yüzde 79 olarak ölçülüyor.
TÜİK’e güvende kıpırdama
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından açıklanan büyüme, işsizlik ve enflasyon oranlarına dair rakamlara güven duymayanların oranı, geçtiğimiz yıl büyümede yüzde 85, işsizlikte yüzde 86 ve enflasyon oranlarında yüzde 91 olarak ölçülürken, bu yıl güvensizliğin önemli ölçüde azalması dikkat çekiyor. Ancak ölçümlere göre, “güvenmiyorum/hiç güvenmiyorum” diyenlerin fikirlerindeki değişim, doğrudan güvene dönüşmüyor. Tüm kategorilerde “ne güveniyorum ne güvenmiyorum” diyen kararsızların oranında ciddi bir artış gözleniyor.
Yöneticiler “cazibemiz azalıyor” diyor
Araştırmanın verileri “tablo karamsar, ancak geçen yıldan daha karamsar değil” derken, iş Türkiye’nin yabancı yatırımcı nezdindeki cazibesine yönelik algılara geldiğinde durum değişiyor. Yöneticilerin yüzde 44’ü geçtiğimiz yıl Türkiye’nin yabancı sermaye için cazip bir pazar olduğunu düşünmediğini belirtirken, bu yıl aynı yanıtı verenlerin oranı yüzde 54 olarak ölçülüyor. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için cazibesiyle ilgili soruya verilen yanıtlara kıyasla bu yıl daha dengeli bir tablo ortaya çıkıyor.
Karar vericilere karşı kararsızlık hakim
Yöneticilere ülke ekonomisinin başında öne çıkan iki isim Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan hakkında değerlendirmeleri sorulduğunda ağırlıklı yanıt “emin değilim” oluyor. “Başarılı değil/hiç başarılı değil” yanıtları ise Şimşek için yüzde 25, Erkan için yüzde 24 olarak ölçülüyor. Hükümetin ekonomi politikalarına olan güven ise bu rakamların gerisinde kalıyor. Katılımcıların yüzde 26’sı faiz politikalarına güvendiğini belirtirken, bu oran döviz politikalarında yüzde 12, enflasyon politikalarında yüzde 18 olarak ölçülüyor.
Bizde işler tıkırında
Geçtiğimiz yıllarda, pek çok yöneticinin bir sonraki yıla dair tahminde bulunurken karamsar davrandığını ancak iş kendi şirketlerine gelince bu karamsarlığın rakamlara yansımadığını vurgulamıştık. Söz konusu tabloda bu yıl da pek bir değişiklik yok! Zira, yöneticilerin yüzde 64’ü 2024 yılının Türkiye’de iş dünyası açısından daha kötü bir yıl olacağını söylerken, konu kendi şirketlerine geldiğinde küçüleceğini öngörenlerin oranı yüzde 12’de kalıyor. Bu alanda verilen cevapların ağırlığını ise yüzde 53 ile şirketlerinin 2024 yılında stabil/durağan bir görünümde kalacağını belirtenler oluşturuyor.
Bütçelerde azalma beklentisi düşük
Türkiye ekonomisinde küçülme ve genel işsizlikte artış bekleyen yöneticilerin, söz konusu kendi şirketleri olduğunda daha optimist bir yaklaşımı benimsemesi araştırmanın bu bölümünün de çarpıcı sonuçlarından biri olarak öne çıkıyor. Yöneticilere kendi firmalarıyla ilgili bütçe ve istihdam beklentileri sorulduğunda da yanıtlar oldukça iyimser… Şirketlerindeki bütçelerin azalacağını belirten yöneticilerin oranı tüm metriklerde azınlıkta kalırken negatif yönlü değişim beklentisinin en yüksek ölçüldüğü alan yüzde 27 ile iletişim bütçesi oldu. 2024 yılı için yöneticilerin yüzde 31’i çalışan sayılarında artış olacağını, yüzde 50’si ise herhangi bir değişim yaşanmayacağını öngörürken, sayımız azalacak diyenlerin oranı yüzde 19’da kaldı.
Sabit, stabil, durağan
Yöneticilere, sektörlerindeki büyüme beklentisi sorulduğunda “stabil/durağan” yanıtı öne çıkıyor (yüzde 52). Büyüme beklentisi içinde olanlar yüzde 27’de kalırken, yüzde 21’lik bir kesim sektörlerinin küçülmeye gideceğini düşünüyor. Son beş yılda tüm ekonomik çalkantılara rağmen sektörel küçülme beklentisinin hiçbir zaman dominant yanıtlardan biri olmaması da dikkat çeken bulgular arasında. Öyle ki, yöneticilerin yaklaşık yarısı her yıl istikrarlı bir biçimde cevap haklarını “stabil/durağan” seçeneğinden yana kullanıyor. Bu yıl sektörlerinde büyüme bekleyenlerin ise telaffuz ettiği ortalama oran yüzde 25.4 olarak ölçümleniyor
Araştırmanın Metodolojisi:
Marketing Türkiye adına Sia Insight tarafından üst düzey yöneticilerin katılımıyla gerçekleştirilen “2023 İş Dünyası Gündem Değerlendirme Araştırması”, 13 Kasım-4 Aralık 2023 tarihleri arasında çeşitli sektörlerden 107 C Seviyesi yönetici ile CAWI metodu kullanılarak online ortamda gerçekleştirildi.