Türkiye uykusuz her gece…
6 Şubat’tan bu yana Türkiye uykusuz, Türkiye yorgun… Büyük deprem felaketi on binlerce canla birlikte milyonların uykusunu da alıp götürdü. Nitekim Marketing Türkiye İçin Binom Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Uyku Deneyimi” araştırması da depremden sonra uyku alışkanlıklarımızın kelimenin tam anlamıyla alt üst olduğunu doğruluyor. Her 10 kişiden 8’i uyumakta zorluk yaşıyor. Peki, uyku alışkanlıkları nasıl değişti? Türk halkının yeni uyku rutinleri neler? Uyku deneyiminin ve yatak sektörünün yükselen trendleri, değişen tüketici beklentileri neler? İşte yanıtlar…
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu toplum olarak zaten biliyor, beraberinde getirdiği endişeleriyse halihazırda hissediyorduk. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlerde ise bu endişe adeta kabus gibi kendini tekrar hatırlattı. Mevcut yoğun gündemin içinde geceleri memleket meselelerini düşünüp uyumakta zorlanan Türk toplumuna ise bu tarihten itibaren tabiri caizse uykular haram oldu.
Marketing Türkiye için Binom Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri’nin gerçekleştirdiği “Uyku Alışkanlıkları Araştırması” Türk toplumunun yastığa başını koyduğunda kafasını tüm bu meselelerin kurcaladığını kanıtlıyor. Araştırma verilerine göre depremin yaşandığı tarihten bu yana uyku alışkanlıklarının değiştiğini söyleyenlerin oranı yüzde 77. Meydana gelen değişimlerin başında da her an deprem olacak korkusu (yüzde 35), uyuyamamak (yüzde 25), endişe içinde sürekli uyanmak (yüzde 19) geliyor. Gelin deprem öncesi Türkiye’nin uykuyla arası nasıldı, sarsıntılardan sonra neler değişti, veriler ışığında birlikte bakalım…
Kime göre iyi uyku, neye göre iyi uyku?
“İyi bir uyku”yu tanımlarken ilk akla gelen ifadelerin başında “Dinlendim, uykumu aldım hissi ile uyanmak” (yüzde 40) geliyor. Bu ifadeyi “Derin ve rahat uyumak” yüzde 25 ile takip ederken, sabah uyandığında enerjik hissediyorsa iyi bir uyku uyuduğunu hissedenlerin oranı yüzde 16.
Rekabet yok “Yataş” var!
Uyku ister istemez zihinde yatağı çağrıştırıyor. Yatak deyince akla gelen markalar soruluğunda ise Yataş açık ara farkla (yüzde 61) listenin zirvesine yerleşiyor. Liste sırasıyla, İstikbal (yüzde 8), Bambi (yüzde 6) ve Bellona (yüzde 6) ile devam ediyor.
Sabah somurtkanları burada mı?
Araştırmada “Sabah uyandığınızda enerjik olur musunuz?” sorusuna yüzde 24’lük bir kitle “Evet”, yüzde 63’lük bir kitle ise “Bazen” yanıtını veriyor. Sabahları enerjik uyanmayanların oranı ise yüzde 13. Sabah uyanmamız da büyük oranda alarma bağlı. Yüzde 28 derin, yüzde 49 ise bazen derin uyuyor. Uykusu hafif olanlar yüzde 23’lük bir kitleyi oluşturuyor.
Cumartesi pazara hülyalarla bağlanıyor…
Araştırma sonuçları, en uzun uyku çekilen gecenin cumartesiyi pazara bağlayan gece olduğunu ortaya koyuyor. Yani katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 55) cumartesi gecesi yumduğu gözlerini pazar sabahına açıyor. Orta yaş altı kişiler ve kadınlar 8 saatten fazla uyuduklarında kendilerini daha mutlu hissediyor. Ortalama uyku süreleri de hafta içi 7,5 saat, hafta sonu ise 8,5 saat olarak öne çıkıyor.
Yüzde 35 için uyku koltukta başlıyor…
Kimileri için uykudan alınan verim, koltukta yapılan kestirmelerle kimileri için ise yatak odasında bulunan teknolojik cihazlarla yakından ilişkili… Araştırma sonuçları akşamları koltukta uyumayı alışkanlık haline getirenlerin yüzde 35’lik bir kitleyi oluşturduğunu gösteriyor. Yatak odasındaki TV, cep telefonu gibi teknolojik cihazların uykusunu etkilediğini düşünenlerinin oranı ise yüzde 67. Diğer taraftan araştırmaya katılanların yüzde 87’si uykusunda rüyalar alemine seyahate çıktığını ifade ederken yüzde 13’ü rüya görmediğini belirtiyor.
Erkekler şekerlemeye daha düşkün…
Koşulları el verenlerin gün içerisinde dinç kalmak için en sık başvurduğu yollardan biri 5 dakika da olsa şekerleme yapmak… “Siesta” adı verilen gün ortası uykusu, özellikle Latin Amerika ülkelerinde oldukça yaygın. Türkiye’de ise toplumun şekerlemeye düşkün yüzde 30’luk kesimi ağırlıklı olarak erkeklerden oluşuyor. Gündüzleri kestirmeye ihtiyaç duymayan yüzde 70’lik kitlenin cinsiyet dağılımına baktığımızda ise kadınlar çoğunlukta… Araştırma sonuçlarına yansıyan bir diğer veriye göre ise katılımcıların yüzde 35’i uyku verimliliğini takip etmek için akıllı saat, telefon gibi teknolojik ürünleri kullanıyor.
Bölünmüş uyku, enerjiyi delip geçiyor
“Sabahları ‘Uykumu aldım/iyi uyudum’ hissiyle uyanır mısınız?” sorusuna yüzde 57 “Bazen” yüzde 21 ise “Hayır” cevabını veriyor. Yani yüzde 78’lik bir kitle uyduğu uykudan tam olarak bir şey anlamıyor. “Uykumu aldım/iyi uyudum” hissiyle uyanmama nedenlerinin başında ise “Deliksiz uyuyamamak” (yüzde 20) geliyor. Gece uyandığını belirten katılımcıların oranı yüzde 90 iken, gece boyu ortalama iki kere uyanılıyor. Uyanma nedenlerinin başında tuvalet ihtiyacı ilk sırada gelirken, bunu “Çocukla/bebekle ilgilendiğimi için” yanıtı takip ediyor. Bebekle ilgilenmek için uykusu bölünen kesimin çoğunluğunu ise C1C2 SES grubundaki 24-44 yaş arasındaki evli kadınlar oluşturuyor.
Güne başlama rutinleri değişkenlik gösterse de uyandıktan sonra kendine gelmek için kısa da olsa zamana ihtiyaç duyuluyor. Tabiri caizse afyonun patlaması için gerekli süre ortalama 16 dakika. Yüzde 41’lik bir kesim, güne başlamak için özel bir şey yapma gereksinimi hissetmiyor. Yüzde 26 ise “Çay/kahve içmeden uyanamam” diyor. Yani her 5 kişiden 1’i çay/kahve makinesinin tuşuna basarak güne “start” veriyor.
Sıradaki istasyon: “Overthinkistan”
Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 60) İngilizce karşılığı “overthink” olan fazla düşünme ve kafada senaryolar kurma halinden kaynaklı olarak uykuya dalamadığını dile getiriyor. Uykuya dalama nedenlerinin başında “fazla düşünme” (yüzde 31) ve “stres” geliyor. Cinsiyet ve medeni hal bazında bakıldığında, kolaylıkla uykuya daldığını belirtenler arasında erkekler, kolaylıkla uykuya dalamadığını belirtenler arasında kadınlar, “Bazen” diyenler arasında bekarlar çoğunlukta. Uykuya kolay dalamayanların çözüm yollarının başında ise bitki çayı içmek (yüzde 14) geliyor.
Gece yatağa gitmek istemediğini belirten katılımcıların oranı yüzde 50… Bu durumun sebeplerinin başında yüzde 48 ile “Uykumun gelmemesi” ifadesi yer alıyor. Yüzde 14’lük bir kesim ise belli ki uykuda geçen süreyi yaşanmamış sayıyor ve “Kendime daha fazla vakit ayırmak için yatağa gitmek istemiyorum” diyor…
Horlama yatakları ayırıyor
Katılımcılardan yarıya yakını (yüzde 47) uyku sorunu yaşadığını dile getiriyor. Sorunlar arasında yer alan horlama erkeklerde kadınlara oranla daha fazla. Ayrıca horlama, orta yaş üstü ve evli erkeklerin ortak uyku sorunu. “Uyuyamama hastalığı”ndan mustarip olduğunu söyleyen yüzde 28’lik bir kesimi ağırlıklı olarak kadınlar oluşturuyor. Yüzde 18 huzursuz bacak sendromu yüzünden uyuyamazken, yalnızca yüzde 19 uyku sorunları hakkında bir doktorla görüştüğünü belirtiyor. Eşinin/partnerinin horlama sorunundan dolayı uyuyamayan yüzde 34’lük bir kesim ise çözümü yatakları ayırmakta buluyor…
Erkekler yattığı yerden daha memnun
Verilere göre halihazırda kullandığı yataktan memnun olduğunu belirten katılımcıların oranı yüzde 69 iken erkeklerin, kadınlara oranla yataklarından daha fazla memnun oldukları görülüyor. Memnuniyetsizlik sebeplerinin başında ise yatağın rahat olmaması (yüzde 46) gelirken bunu yatağın eski olması (yüzde 33), sert olması (yüzde 6), çok yumuşak olması (yüzde 5) takip ediyor.
Yatak satın alırken nelere dikkat ediliyor?
Yatak satın alırken göz önünde bulundurulan kriterlerin başında yüzde 67 ile omurga ve vücut şekline tam destek sağlaması ve yüzde 66 ile konforlu olması geliyor. Bunları, anti-bakteriyel olması (yüzde 47), mevsimsel kullanım olanağı (yüzde 45), yatağın yıkanabilir kılıflı olması (yüzde 38) yatağın pedli olması (yüzde 37), garanti süresi (yüzde 29), deneme süresi ve iade olanağı gibi kriterler takip ediyor.
Tercih edilen markalar kuşaklara göre değişiyor
Kullanılan yatak markaları arasında ilk sırada yer alan Yataş, bir sonraki yatak satın alım tercihinde de yine en fazla ifade edilen marka oluyor. Onu İstikbal ve Bellona takip ediyor. Bir sonraki yatak satın alımında tercih edilecek markalarda; Bambi 24-34 yaş grubu arasında daha sık tercih edilirken, 35-44 yaş grubu İşbir’i, 15-34 yaş grubu ve bekarlar Ikea’yı tercih edeceğini söylüyor.
Bekarlara tek yastık yetmiyor
Yatak satın alırken yalnızca yüzde 3 online kanalları tercih ediyor. Veriler ayrıca ortaya koyuyor ki tüketici yatak satın alırken gidip görmeye ihtiyaç duyuyor. Çünkü yüzde 66 yatağı mağazadan satın aldığını belirtiyor. “Online ya da mağazada fark etmez” diyenlerin oranı ise 31. “En son ne zaman yatak satın aldınız?” sorusuna verilen yanıtlar ise yatak değiştirme süresinin 7 yıl olduğunu ortaya koyuyor. Uykunun ve uyku kalitesinin tamamlayıcı parçalarından biri de elbette yastık…
Verilere göre Türk toplumunun yüzde 81 gibi önemli bir kısmı için tek yastık yeterli. Ancak tek yastık kullananların çoğunluğunu evliler oluştururken bekarlar genellikle çift yastık kullanmayı tercih ediyor… Yastık satın alımında dikkat edilen kriterlerin başında konforlu olması (yüzde 54) ve terletmemesi (yüzde 53) geliyor. Boyun destekli olması (yüzde 48), yumuşak olması (yüzde 47), kolay temizlenebilir/yıkanabilir olması (yüzde 47), anti-bakteriyel olması (yüzde 43), garanti süresi (yüzde 15) başlıca kriterler arasında yer alıyor.
Favori yastık markaları hangileri?
Halihazırda kullanılan yastık markaları arasında ilk sırada yer alan Yataş, bir sonraki yastık satın alım tercihinde de yine ilk sırada geliyor. Kullanılan yastıklar listesinde ikinci sırayı yüzde 12 ile İstikbal ve English Home paylaşıyor. Bir sonraki yastık alışverişinde tercih edilecek markalarda ise Yataş’ı, İstikbal (yüzde 29), Bellona (yüzde 21), English Home (yüzde 21) ve Taç (yüzde 21) takip ediyor. Yastık satın alırken; online satış kanalını belirtenlerin oranı yüzde 5, mağaza kanalını belirtenlerin oranı yüzde 49 olurken, “Online ya da mağazada fark etmez” diyenler yüzde 46’lık bir kitleyi oluşturuyor… Yastık değiştirme sıklığı ise ortalama 4 yıl olarak verilere yansıyor.
Deprem sonrası Türkiye’nin gözüne uyku girmiyor
Toplumun yüzde 77 gibi önemli bir kısmı yaşanılan depremler sonrasında, uyku alışkanlıklarının değiştiğini dile getiriyor. Değişiklik olduğunu belirten katılımcılar arasında; kadınlar, evliler ve 25-34 yaş grubu katılımcıların oranı daha fazla. Meydana gelen değişimlerin başında ise her an deprem olacak korkusu ifadesi ilk sırada yer alıyor. Depremin ardından uyku/uyuma bozukluğuna ilişkin alışkanlıklar öncesiyle karşılaştırıldığında ise sırasıyla gece yatağa gitmek istememe (yüzde 61), kolay uykuya dalamama (yüzde 78), sabahları “uykumu aldım/iyi uyudum” hissiyle uyanamama (yüzde 54), gece uykusunda uyanma (yüzde 50) öne çıkıyor.
“Olası bir deprem anını düşünerek uyku alanınızda herhangi bir önlem aldınız mı?” sorusunda yüzde 57 oranında “Evet” cevabı veriliyor. Alınan önlemler sorulduğunda ise “Deprem çantası hazırladım” (yüzde 40), “Yanımda su, düdük, yiyecek vs. bulunduruyorum” (yüzde 32), “Yaşam üçgeni belirledik” (yüzde 15), “Devrilme riski olan eşyaları sabitledik/yerini değiştirdik” (yüzde 8) yanıtları öne çıkıyor.
Türkiye alarmla uyanıyor
- Yataş Bedding olarak Türkiye’nin uyku düzenini ve bu düzeni etkileyen faktörleri belirlemek, uyku alışkanlıklarını anlayabilmek amacıyla bir araştırma gerçekleştirdik. Aralık 2022 tarihinde tamamlanan araştırma iyi uykunun tanımını, ortalama uyku süresini, uyku sorunlarını ve en uzun uyunan gün gibi birçok başlıkta düşünceleri ortaya çıkardı.
- Araştırmaya katılanların yüzde 77’si iyi uykuyu rahat ve derin uyumak, uykumu aldım hissi ile uyanmak olarak tanımladı. Yüzde 82’si derin ve rahat uyuduğunu, yüzde 74’ü ise uykusunu alarak uyandığını belirtti. Sabahları enerjik olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 69 oldu.
- Yaptığımız araştırmada sabahları uyanmak için alarm kurduğumuz çıkan sonuçlar arasında yer aldı. Sabah uyanmak için alarm kuranların oranı yüzde 75 olurken, her 10 kişiden 5’inin sabah uyanırken çalan alarmı ertelediği tespit edildi.
- Araştırmaya katılanlar hafta içi ortalama uyku süresini 7 saat 51 dakika, hafta sonu ise 8 buçuk saat olarak belirledi. En uzun uyunan gece cumartesi olurken, cuma gecesinin sadece erkekler tarafından en uzun uyunan gece olduğu ortaya çıkan sonuçlarda yer aldı. Yaşanan uyku sorunları arasında “horlama” ilk sırada yer aldı.
Araştırmanın metodolojisi
Marketing Türkiye için Binom Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından gerçekleştirilen “Uyku Deneyimi Araştırması” kapsamında; 11-15 Mart tarihleri arasında Türkiye temsili Nuts-1 bölge illerinde ikamet eden, toplamda 600 kişiyle görüşüldü. Araştırmanın veri toplama aşaması; kantitatif araştırma yöntemlerinden CAWI (online) ile gerçekleştirildi. Örneklem planlamasında kotalı örnekleme metodu uygulandı.
Marketing Türkiye Nisan sayısını okumak için TIKLAYIN