“Video” bağ kurma yeteneğini güçlendiriyor
Geçtiğimiz yıl hepimizin davranışlarında ve kültüründe görülen değişiklikler YouTube’a ilginç şekillerde yansıdı. Mesela, “yavaş yaşam” içeriklerine daha fazla ilgi gösterilmeye başladı ve online ürün lansmanlarında olağanüstü bir artış görüldü. YouTube Culture and Trends Raporu’nda öne çıkan konulardan biri de video izleme eğiliminin altında yatan “bağ kurma” ihtiyacı. Gelin birlikte detaylara bakalım…
YouTube analistlerinden oluşan ekip pandemiden sonra da devam edebilecek trendleri anlamak için YouTube içeriklerini derinlemesine inceledi. Geçtiğimiz yıl dünya genelinde ortaya çıkan izleyici davranışlarını, içerikleri ve yaratıcılık trendleri araştırıldı. Elde edilen bulgular ise defalarca aynı sonuca işaret etti: Videolar giderek insanların hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geliyor ve bunun başlıca nedeni dünyayla bağ kurma hissiyatı oluşturması. İste YouTube Culture and Trends Raporu’nda öne çıkan bilgiler:
Canlı ve eş zamanlı izleme, kullanıcılarda bir topluluk hissi oluşmasını sağlıyor
Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler evde kalma sürecine girdikten sonra insanlar onlara bir topluluğun parçası olduklarını hissettiren bağlantıları kuramamaya başladı. Ortak bir arkadaşımızın düğününde tanımadığımız biriyle ettiğimiz ayaküstü sohbet veya desteklediğimiz takımın maçında diğer taraftarlarla aramızdaki şakalaşma gibi küçük iletişimler bunlara örnek verilebilir.
Öyleyse insanların bu boşluğu doldurmak için online videolara yönelmesi şaşırtıcı değil. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 80’i son 12 ayda online video içeriği yayınladı. İster bir aradayken ister sanal ortamda olsun başkalarıyla birlikte video izlemek yakınlık duygusunu artırıyor ve daha güçlü bir bağ kurma hissiyatı oluşturuyor. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 61’i de bu fikre katılıyor, sosyal medyada içerik üretmenin insanlarla bağ kurmalarına yardımcı olduğunu söylüyor.
İzleyiciler birlikte olmanın yollarını aramaya devam ederken bu trendin canlı yayınlanan etkinliklerdeki olağanüstü artışta kendini gösterdiğini fark ettik. Son 12 ayda Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 92’si canlı yayınlanan bir etkinlik izledi. Bunlar arasında Koreli Wootso kanalındaki düğünler ve NASA’nın Perseverance adlı uzay aracının Mars’a inişi (2 milyondan fazla eş zamanlı izleyici sayısına ulaştı ve toplamda 22 milyonun üzerinde izlendi) gibi etkinlikler yer alıyor.
Meşhur müzik sanatçıları da daha samimi performanslar sergileyerek her zamankinden daha geniş kitlelere ulaştı. Örneğin, YouTube’daki en çok izlenen canlı müzik yayınlarının arasında Brezilyalı sanatçı Marilia Mendonca yer aldı. Sanatçı, evinin salonunda söylediği şarkıları yayınlayarak 3,3 milyon eş zamanlı izleyici sayısına ulaştı ve YouTube’un canlı müzik yayını rekorunu kırdı.
Lo-fi hip hop ritim yayınları da odaklanmak veya rahatlamak isteyenlerin toplanma yeri haline geldi. Lofi Girl bu akımın merkezinde yerini aldı ve kanaldaki yayınlar 930 milyonun üzerinde kullanıcı tarafından izlendi.
Ancak birliktelik hissi oluşturmak için videoların canlı olması gerekmiyor. Eş zamanlı içerikler de benzer bir topluluk hissi oluşturuyor. Bu türde, izleyiciler en sevdikleri içerik üreticiler önceden kaydettikleri etkinlikleri gerçekleştirirken onları izleyebiliyor. Örneğin, “Benimle” (With me) videoları 2020’de tüm dünyada 2 milyarın üzerinde izlendi.7 Benimle temizlik yapın, Benimle dekorasyon yapın veya Benimle ders çalışın gibi videolar sayesinde izleyiciler bir araya gelerek topluluk oluşturuyor.
Canlı veya eş zamanlı olarak takip edilmediğinde bile videolar kişisel deneyimleri özel kılabiliyor. Kullanıcılar artık TV ekranlarında hiç olmadığı kadar fazla canlı yayın izliyor. Kullanıcıların yüzde 67’si ise odada başkaları varken TV’de YouTube içeriklerine göz atıyor. Bir içeriği başkasına gösterme kavramı büyük bir motivasyon kaynağı. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 73’ü, başkalarıyla birlikteyken YouTube izlediklerinde onlarla daha iyi bağ kurabildiğini belirtiyor.
Bu örneklerin temelinde, gerçek zamanlı deneyimleri kişisel olmaktan çıkarıp topluluklara yönelik hale getirmek yatıyor. Bu da kitlelerle oldukları yerde buluşmak ve onların değişen ihtiyaçlarını karşılamak için yeni yaratıcı fırsatlar doğuruyor. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 64’ü ayda en az bir kez gerçek dünyada asla katılamayacakları bir etkinliği online olarak izlediğini belirtiyor.
Toplumsal ve özel yaşam arasındaki sınırlar ortadan kalktıkça video izleyiciler kendileriyle alakalı içerikler arıyor
Evlerimiz geçtiğimiz yıl içinde ofislere, sanal okullara, çocuk bakım merkezlerine dönüştü ve toplumsal yaşamımızla özel yaşamımız arasındaki ayrım ortadan kalktı. Bunun sonucunda insanlar kendi hayatlarını gerçeğe aykırı şekilde yansıtma konusunda daha az baskı hissetmeye başladı ve en sevdikleri içerik üreticilerinden de aynısını bekler hale geldi.
Gece yayınlanan talk show’lar pandemiye uyum sağlarken TV’deki en ünlü yıldızlar da YouTuber gibi görünmeye başladı. Sayılar da bunu gösteriyor. Amerika’da yayınlanan bir haber eleştirisi programı olan The Daily Show, 2020’de YouTube izleyici sayısında bir önceki yıla kıyasla yüzde 45 artış gördü. Söz konusu bu formatlar aynı zamanda satranç alanında da etkisini gösterdi. Hindistan’da Samay Raina adında bir komedyen oyun yayını yapmaya başladı ve bir zamanlar elitist entelektüalizm ile ilişkilendirilen satrancı son derece popüler hale getirerek dokuz aydan kısa süre içinde Hindistan’da 330 milyonun üzerinde satranç içeriğinin görüntülenmesini sağladı. Geçtiğimiz yılda ise dünya genelinde satranç ile ilgili içeriklerin yüzde 100’den fazla arttığını gördük.
Video içeriği üretenlerin sayısı oldukça arttı. Bununla birlikte, izleyicilerin sanatınızla, markanızla veya tutkunuzla bir bağ kurmasını ve kendilerini size yakın hissetmelerini sağlamak için onlarla “aynı dili konuşma” fırsatları da ortaya çıkıyor. Örneğin, 2020 yılında ABD’deki en başarılı YouTube içerik üreticisi olan MrBeast’in videoları yalnızca bir ayda 1 milyarın üzerinde izlendi. Videolarında işlediği konular tuhaf olsa da özgün tavrı, neşesi ve pozitif yaklaşımı sayesinde izleyicilerin ilgisini çekmeyi başarıyor.
Toplumsal yaşamımızla özel yaşamımız arasındaki ayrımın ortadan kalktığı günümüzde video dünyasının kazananları, duvarı kırarak kitlelerin güvenini kazanabilenler oldu.
Sürükleyici videolar birliktelik hissi oluşturuyor
Dijital videolar ses ve görsel içeriğin ötesine geçip daha deneysel hale geldikçe izleyicilere daha sürükleyici bir deneyim sunmak için çok algılı içeriklerin kullanımı giderek popülerlik kazanıyor.
Akla ilk gelen ASMR videoları olsa da video podcast’ler ve birinci şahıs bakış açısına sahip sinematik videolar gibi diğer formatlar da ortaya çıktı.
“Birinci şahıs bakış açısına sahip video” ifadesi aslında oyunlardan alınan bir kavram. Bu tür oyunlarda birinci şahıs bakış açısı sayesinde aksiyon sırasında veya hikayede daha sürükleyici bir deneyim sunuluyor. “Minecraft Hamilton” da denen Dream SMP buna örnek verilebilir. Oyuncular tarafından oluşturulmuş bu dünya, profesyonel olmayan hikaye anlatıcılarının yer aldığı bir doğaçlama hikaye üzerine kurulu, rol yapma temalı bir sunucu. Minecraft ile ilgili olan ve başlığında “Dream SMP” bulunan videolar Mayıs 2020’den beri 1 milyarın üzerinde izlendi. Bu da onu son altı aydaki en popüler eğlence içeriği kılıyor.
Video meme’leri ve trendlerine katılmak da sürükleyici ve popüler bir sosyal eğlence biçimi haline geldi. Örneğin, “Jerusalema challenge” adlı dans trendi Güney Afrika’dan çıkarak İsveç’teki sağlık çalışanları arasında popüler hale geldi ve bu sırada 600 milyonun üzerinde izlendi. Dünyanın dört bir yanındaki şarkıcılar da 1800’lerdeki bir denizci şarkısını alıp pop kültüre büründürdü ve böylece çok az insanın bildiği bir İngiliz halk sanatçısı grubunu daha büyük bir trende dönüştürdü. Bu örneklerin her birinde katılımcılar deneyimin sadece tüketicileri değil birer parçası oldu.
Bu trendlerin tümü dijital videoların insanları birbirine bağlama ve katılıma teşvik etme gücünü gözler önüne seriyor. Karantina dönemindeki ihtiyaçlarımızdan ortaya çıkmış olsalar da ne kadar popüler hale geldiklerine bakarsak hayatımızda kalacaklarını görebiliriz.
İnsanların bağ kurma ihtiyacı
Bağ kurmak insanların temel bir ihtiyacı. Bu ihtiyacı karşılama aracı olarak videoların hızla kullanılmaya başlaması ise videoların birçok insan için nasıl vazgeçilmez hale geldiğini gösteriyor.
Topluluk hissi oluşturmak, kendileriyle ilişkilendirebilecekleri içerikler sunmak ve bir şeyin parçası olduklarını hissettirmek insanlarda bağlılık duygusu oluşturur. Markalar ise bu sayede hayatlarımıza daha anlamlı değer katmak için yaratıcılıklarını ve eğlendirme yeteneklerini kullanabilir.
Kaynak: Think with Google