WPP Akıllı Çözümler Platformu, “yeni normal”leri tartışmaya açıyor
Koronavirüs salgınının yarattığı bu zorlu dönemde markalarının yanında olmayı amaçlayan WPP, Akıllı Çözümler Platformu ile “yeni normal”leri tartışmaya açtı. WPP Akıllı Çözümler Platformu COVID-19 İletişim Etkileri Serisi’nin ilki 14 Nisan’da gerçekleşti. Yapılan tüm konuşmalarda, Türkiye’de ve dünyada yapılan araştırmalara göre, tüketicilerin bu dönemde markaları yanlarında görmek istediğinin altı çizilirken, markaların böyle bir dönemde sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
WPP Akıllı Çözümler Platformu’nu hayata geçirerek kriz döneminde müşterilerinin yanında olmak adına önemli bir adım attı. WPP Akıllı Çözümler platformu, günümüzün değişen, hızla dönüşmeye aday ve de zorlayıcı şartlarını müşterileri ile tartışmak üzere WPP tarafından oluşturulan, kalıcı ve sürdürülebilir bir platform olmayı hedefliyor. Koronavirüs’ün hızlı yayılımı toplum, ekonomi ve tüm kurumlar adına değişken ve de belirsiz bir ortam oluşmasına neden oluyor. Yaşam, tüketim ve iş yapış alışkanlıklarımızın yeniden belirlendiği bu yeni düzenle ilgili “yeni normal”leri tartışmaya açan WPP, “Akıllı Çözümler Platformu”nu gerçekleştirdi.
“İhtiyacımız olan birlikte hareket etmek, pozitif olana ve çözüme odaklanmak”
14 Nisan Salı günü saat 10.00-12:30 arası gerçekleşen webcast’te; öncelikle içinde bulunulan durum dünya ve Türkiye gerçekleri ile değerlendirip, COVID-19’un tüketici ve ekonomiye olan etkileri üstüne WPP Akıllı Çözümler Platformu’nda konuşuldu. Açılış konuşmasını yapan WPP Türkiye Ülke Başkanı ve GroupM EMEA CEO’su Demet İkiler, konuşmasında şunları söyledi: “Öyle bir dönemin içinden geçiyoruz ki, birbirimize her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Pozitif olana, umuda, dayanışmaya ve çözümlere odaklanmalıyız. Bunun yolu da sürekli bilgi alışverişi yapmaktan, her kanaldan iletişime verimli bir şekilde devam etmekten, verileri ve bulguları analiz ederek geleceğe dair öngörülerde bulunmaktan geçiyor. Biz WPP olarak iş ortaklarımız ve müşterilerimiz için bilgimizi, birikimimizi güncellemeye ve onlara aktarmaya her zamanki gibi devam ediyoruz ve bunu sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmeyi de sürdüreceğiz. Bu vizyonumuz çerçevesinde, GroupM Türkiye Covid-19 etkileri araştırması ile attığımız ilk adım şimdi de WPP Akıllı Çözümler Platformu ile devam ediyor. WPP ailesi olarak kendi uzmanlıklarımızı da cebimize koyarak, işimizin gücünü, toplum için dünya için ve müşterilerimiz için en doğru şekilde kullanma yönünde hep hazır olacağız”.
Webcaste İkiler’in yanı sıra konuşmacı olarak Kantar Insights Türkiye CEO’su Hande Bursalıoğlu Beceren, GroupM Data Analytics&Services Yönetici Ortağı Simge Ayzit, Kantar Insights’tan Uzman Danışman Arzu Kıratlı, GroupM Türkiye CEO’su Bülent Yar ve Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Şen katıldı. Webcastte, markalar adına iletişim sürecini doğru yönetebilmenin, sürdürülebilir ve etkili iletişim yolları belirlemenin üzerine görüş ve yorumlar aktarılırken, ayrıca Türkiye’den ve Dünya’dan derlenen içerikler ve veriler alanında uzman isimlerce paylaşıldı. Yapılan tüm konuşmalarda, Türkiye’de ve dünyada yapılan araştırmalara göre, tüketicilerin bu dönemde markaları yanlarında görmek istediğinin altı çizilirken, markaların böyle bir dönemde sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
Webcaste konuk olan Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Şen dünyada ve Türkiye’de ekonomilerinin mevcut durumuna ve gidişatına dair görüşlerini aktardı. Webcastte Kantar Insights COVID-19 Brometer ve GroupM Türkiye Covid-19 etkileri araştırması’nın çarpıcı çıktıları paylaşıldı. Dünyada ve Türkiye’de şirketlerin ve tüketicilerin değişen ihtiyaç ve tutumlarına, kaygılarına ve beklentilerine dair çeşitli bulgular ortaya konuldu.
Kantar’ın araştırmasında öne çıkan önemli noktalardan biri markaların böyle bir süreçte sessiz kalmaması yönünde idi. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde markalardan/ büyük kurumlardan tüketicinin markalardan beklentisi elini taşın altına koyması yönünde. Bunu da sadece söylemle değil aksiyonla da hayata geçirmesi bekleniyor. Markanın samimi olması, müşterisine kolaylık, fayda sağlayıp değer katması isteniyor.
Türkiye’nin endişe oranı yüzde 84
Group M’in Türkiye’de 14 -17 Mart tarihlerinde bin 500 kişi ile görüşerek gerçekleştirdiği anket ve 10 – 14 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen bin 500 kişilik 2’inci Faz araştırmanın sonuçları da ilk kez burada paylaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre marka ve ürün odaklı iletişimden toplum odaklı iletişime doğru bir geçiş olduğu belirtildi. Son yıllarda yukarı doğru bir eğilim gösteren bu iletişim anlayışı-COVID-19 sürecinde artarken sayısız firmanın da içeriklerini ücretsiz bir şekilde insanlara ulaştırmaya başladığına dikkat çekildi.
Araştırmada insanlara endişe düzeyleri sorulduğunda Türkiye’nin endişe oranı Nisan 10-14 tarihinde gerçekleştirilen Group M araştırmasında yüzde 84 olarak çıkarken, bu endişe oranı Mart başında yüzde 70 olarak belirtilmişti. Aynı süre zarfında dünyada ise endişe seviyesinde ciddi seviyede artış gözlendi. Kantar araştırma çıktılarında ise bu dönemde en ciddi artış ABD ve İngiltere’de 20’şer puanlık artışla oldu. Sağlıksal ve ekonomisel kaygılar tüm dünyada en büyük endişe kaynakları, bu kapsamda İtalya 7 puanlık artışlar ile ilk 5e girdi. Gerileme gösteren tek ülke 2 puanla Almanya oldu.
Verilere göre paranın satın alamadığı değerler ön plana çıktı. Buna önem veren markalarsa dolayısıyla ilerleyen dönemlerde daha çok hatırlanacak. Aile ve yakın çevreye duyulan özlem arttıkça görüntülü konuşmaya olan talep artarken, ailem ve sevdiklerimle görüntülü konuşuyorum diyenlerin oranı yüzde 33 oldu.
Tüketicilere markalardan beklentilerini sorulduğunda;
- Ürünlerin ekstra hijyenik olması (yüzde 65)
- Kargo teslimatında hijyen kontrolü (yüzde 64)
- Tüm çalışanların maske kullanması (yüzde 63)
- Sağlık ekipmanlarını temin etmesi (yüzde 58)
Sadece Türkiye’de değil globalde de evde ekmek yapımı bir trend oldu. Özellikle maya ürünlerine talep çok büyük düzeyde arttı. Evde sosyalleşme kavramı hayatımızda iyiden iyiye yer ederken Group M’in gerçekleştirdiği araştırmada bireylerin yüzde 42’sinin neredeyse her gün evde yemek pişirdiğini gördük.
Hem dünyada hem ülkemizde uzun zamandır üzerinde durmadığımız belki de duramadığımız bir gündemi de beraberinde getiriyor. Health / Wellbeing kavramı şekil değiştiriyor. Bu zamana kadar sağlıklı beslenme ve spor etrafında şekillenmiş bu kavramın altında “yeni” kavramlar şekilleniyor
- Hijyen: Çevre, Bireysel
- Aile İlişkileri
- Akıl Sağlığı
- 4-Eğitim
Hedef kitlelerde çok büyük değişimler görüyoruz 55+ ‘ın dijital tüketimi artarken 18-25’in TV tüketiminde yüzde 14 oranında bir artış görüyoruz. Bu da doğrudan tüketilen içeriklerin yapısını da değiştiriyor. Bugün google’da en fazla yaranan içeriklerden biri tarif içeriği. Özellikle bağışıklık güçlendirici tarifler karışımlar 7’den 70’e herkesin ortak ilgi alanı haline geldi.