Hızla yükselen yeni tüketici trendi: “Yavaş yaşam”
Covid pandemisinin kültürel yan etkilerinden biri de hayatımızın temposunu düşürmesi oldu. Artık yeni “yavaş yaşam” dönemindeyiz ve birçok tüketicinin buna alıştı. Sade yaşam ve minimalizm gibi popüler temalarla yakından ilişkili olan “yavaş yaşam” (slow living) trendi YouTube’da da katlanarak büyüyor. Hatta başlığında “yavaş yaşam” ifadesi bulunan videoların 2020’deki izlenme sayısında 2019’a kıyasla 4 kat gibi büyük bir artış yaşandığı görülüyor. Veriler, geçmişte zaman kaybı olarak görülen hobi ve ilgi alanlarının birçoğumuzun gözünde artık farklı bir yere sahip olduğunu gösteriyor.
Yavaş yaşam bağlılık gerektirir. Video süreleri genellikle uzun ve çoğunda rahatlatıcı müziklere yer veriliyor. Bazı videolarda ise hiç ses yok. Yavaş tempo sayesinde videolar meditasyon etkisi yaratıyor. İçeriği üretenler de izleyenler de ayrıntılara özen göstermenin anlamlı olduğu görüşünde. Videoların amaca yönelik ve odaklanmış bir havası var.
Videolarda bahçeyle ilgilenme, mobilya ileri dönüşümü gibi hobiler ya da kahve hazırlama gibi konular göze çarpıyor. Evde ekmek yapmanın modası hâlâ geçmedi. Bazı örneklerde yavaş yaşam hareketiyle iç içe olduğunu görüyoruz.
Yavaş yaşamın çekiciliği: kaçış, ilham ve başarma hissi
Yavaş yaşamla ilgili meraklardan bazıları hiç de yeni değil. Mesela, farkındalık ve huzurla ilişkilendirilen atmosferik müzik dinlemenin YouTube’da en az on yıllık bir geçmişi var. Ancak kullanıcıların bu tür içerikleri her zamankinden daha çok izlediğini görüyoruz. Bulunduğumuz yerden kaçma hissinin yanı sıra ilham veren yaşam tarzlarına dair fikir sunan bu videolar özellikle pandemi sırasında izleyiciler için daha cazip hale geldi. Aynı zamanda izleyiciye bir şeyi başarma hissi de yaşatıyor.
İlham ve kaçış: Hepimizin bahçesi veya kahve makinesi yok. Ancak bu içerikleri izlediğimizde gerçek dünyadan uzaklaşıp farklı bir dünyaya ve düşünme tarzına ulaşabiliyoruz.
Hollanda merkezli bir içerik oluşturucunun lavanta esansı yapma videosunu izleyen binlerce kişi evde kendi yağını yapmamış olabilir. Ancak rahatlatıcı talimatları izlemek bile günlük hayattan uzaklaşmak isteyenlerin hoşuna gidiyor.
Başarı: Bu hobileri edinip videolardaki talimatları izleyenler aktivitelerini tamamladığında bir şey başardığını hissediyor. Etrafımızın belirsizlikle dolu olduğu bir dünyada görevleri takip edebilmek tatmin edici bir kontrol hissi veriyor.
Peki bu büyüyen trend; markalar, pazarlamacılar ve reklamverenler için ne anlama geliyor?
En basit şekliyle, bahçe veya yemek yapma gibi hobilerle bağlantılı markalar kendi reklam planlamasında değişiklik yaparak bu tür içerik arayan tüketicilere ulaşabilir. Yavaş yaşamla ilgili reklamlar vermenin farklı ürün kategorilerinde etki yaratması da mümkün.
Ancak markaların buradan öğrenebileceği en değerli ders, davranışta bir değişim yaşandığını ve bunların tüketici tarafında yeni istek ve ihtiyaçlar oluşturacağını kabul edip anlamak olur. Bu yavaş yaşam trendi tüketicilerin şu anki zihnine dair fikir sunuyor. Bu anlayış sayesinde pazarlamacılar ana kitlelerinin yeni mesajlara ne kadar açık olduğunu anlayarak hedefleri konusunda daha stratejik bir yaklaşım benimseyebilirler. Markalar bu analizlerden yararlanarak medya ve reklam öğesi planlamalarını gerektiği şekilde uyarlayabilir.
Kaynak: Think with Google, Roya Zeitoune, Nicolas Szmidt