Menemen soğanlı mı? Soğansız mı?: Türk halkının yeme içme alışkanlıkları belli oldu
Metro Türkiye’nin, araştırma ve danışmanlık şirketi KONDA iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Yeme İçme Araştırması”nın sonuçları açıklandı. Türkiye’de yeme içme ve alışveriş davranışlarında yaşanan değişimlere ışık tutan araştırmada, alışveriş tercihlerinin modernleşme ile dönüşümü, sağlıklı beslenme eğilimi, evde ve restorandaki yeme içme alışkanlıkları detaylı bir şekilde mercek altına alınıyor. Araştırmaya göre tüketicilerin 10 kişiden 8’i gıdayı gezerek, görerek ve seçerek almak istiyor. Her 4 kişiden 1’i alışveriş yaparken ürünün yerli olmasına dikkat ediyor, her 2 kişiden 1’i ise sepetinde yöresel ürün tercih ediyor.
Daha önce ilk olarak 2017’de gerçekleştirilen 2022 Yeme-İçme Araştırması‘nın bu yıl ki sonuçlarına göre, Türkiye’de yeme içme alışkanlıklarında ve alışveriş tercihlerinde özellikle kentleşme ile birlikte önemli değişimler gerçekleştiği görülüyor. 31 ilin 126 ilçesine bağlı 193 mahalle ve köyünden 2.725 kişinin katılımı ile 8-9 Ekim 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen “Yeme İçme Araştırması”nın sonuçlarına göre; her 3 kişiden 1’i, hayat tarzını “modern” olarak ifade ediyor. 2017 sonuçlarına kıyasla hayat tarzını “modern” olarak tanımlayanların oranı yüzde 22 artmış bulunuyor. Modernleşmenin de getirdiği pratiklik ve kolaylık ihtiyacı ise tüketicilerin hem alışveriş deneyiminde hem de yeme içme davranışlarında aradığı bir gerçek haline dönüşüyor.
Her 10 kişiden 8’i gıda alışverişini gezerek ve görerek yapmayı tercih ediyor
Pandemi ile birlikte her ne kadar internet üzerinden alışveriş yapma oranı artsa da hala 10 kişiden 8’inin gıdayı gezerek, görerek, seçerek alma arzusunda olduğu görülüyor. “İnternetten gıda alışverişi yapmıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 82 olurken, müşteriler en çok meyve-sebze, balık, etini seçerek ve görerek alma eğiliminde.
Öte yandan alışverişin Türk toplumunda bir sosyalleşme aracı olarak görüldüğü de dikkat çekiyor. Hane içindeki çocuk sayısının azalması ile birlikte hanelerdeki kişi sayısı azalıyor fakat aile olarak alışverişe gitme oranında yüzde 50 artış gözlemleniyor. Aileler alışverişe gitmeyi artık beraber sosyalleşebilecekleri bir deneyim ve aktivite olarak görüyor.
Yerli ürüne yüzde 25, yöresel ürüne ise yüzde 50 talep artıyor
Araştırmaya göre, tüketicilerin yerel ve yöresel ürünlere gösterdiği talep giderek artarken, market markalı ürünlere de talep oldukça yüksek. Gıda alışverişinde ürünlerin uygun fiyatlı olmasına dikkat edilme oranı yüzde 86 ile ilk sırada gelirken; yöresel ürün almaya gayret edenlerin oranı yüzde 51, market markalı ürün alanların oranı ise yüzde 42 şeklinde. Her 4 kişiden 1’i ise alışveriş yaparken ürünün yerli olmasına dikkat ediyor. Organik sertifikalı olmasına dikkat edenlerin oranı yüzde 23 iken; hayvansal gıdalarla üretim koşullarına dikkat edenlerin oranı yüzde 18, ürünün çevreye zarar verip vermediğine dikkat edenlerin oranı ise yüzde 14.
Toplumun yüzde 42’si ürünün ambalajını okumuyor
Genel anlamda kentleşme ve modernleşme eğilimine tezat bir şekilde ambalaj okuma eğiliminde azalma var. Toplumun yüzde 42’lik kısmı ambalaj okumuyor, okuyanlar ise büyük oranla sadece son kullanma tarihine bakıyor. İkinci sırada içeriğinde haram ürün olup olmamasının kontrolü ve üçüncü sırada ise sağlığa zararlı olabilecek ürünlerin kontrolü geliyor. Ambalaj okuyanlardan yüzde 23’ü tarihi geçmiş ürün almayacağını söylüyor.
Tüketiciler sağlıklı beslenmeye dikkat ediyor
Tüketicilerin yarısından fazlası, ne yiyeceklerine karar verirken sağlıklı beslenme tercihi olduğunu belirtiyor. Araştırmaya göre beslenmelerinde şekeri azaltanların oranı yüzde 35, tuzu azaltanların oranı yüzde 27 ve yağı azaltanların oranı ise yüzde 19. Fakat toplumun yarısı bağışıklık sistemini güçlendirmek için özel bir şey tüketmiyor. Kalan yarısı ise sırasıyla et, kemik, ilik ve tavuk suyu gibi ürünler, organik doğal besinler, kefir ve ev yoğurdu, doğal bitki çayları ile vitamin ve kolajen tüketiyor.
Pandemi ile artan evde yemek pişirme oranı tekrar azaldı
Daha önce pandemiyle birlikte evde yemek pişirme oranındaki yüzde 30’lara varan ciddi artışın ardından son dönemde Türkiye genelinde bu oran tekrar pandemi öncesindeki seviyesine dönmüş durumda. Pandemi döneminde yüzde 55 seviyelerine yükselen erkeklerdeki evde yemek pişirme oranı normalleşme ile birlikte yüzde 25’lere kadar düşmüş. Evde en çok sebze yemeği (yüzde 20) pişiyor, ardından pilav (yüzde 12), makarna (yüzde 11), bakliyat (yüzde 10) ve çorba (yüzde 10) geliyor. 2017 yılına kıyasla evde sebze yemeğinin pişmesinde yüzde 32 oranında bir artış gözlemlenirken, pilav pişiminde yüzde 17’lik düşüş, makarna pişiminde ise yüzde 9’luk bir artış görünüyor.
Toplumun yüzde 60’ı evde yemek yemeyi sağlıklı ve güvenli buluyor
Evde yemek yemeyi daha sağlıklı ve güvenli buluyorum diyenlerin oranı yüzde 60. Buna göre sağlıklı ve güvenli beslenme arayışı nedeniyle evde yemek tercihinde bir artışın olmadığı ve dışarıda yeme içme konusunda sağlık ve güvenlik endişesinin pandemi öncesine göre değişiklik göstermediği söylenebilir. Bu bulgular ışığında, restoranların önümüzdeki dönemde tabaklarında sundukları gıdaların sağlıklı ve güvenli olduğunu tüketiciye daha fazla anlatma ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor.
Evde “gıda atığı” konusunda en bilinçli ev hanımları iken beyaz yaka sınıfta kaldı
Her 10 kişiden 8’i evde ihtiyaç fazlası bulunan ve pişmemiş gıda ürünlerini bozulmadan değerlendirmenin, 9’u ise artan yemekleri değerlendirmenin bir yolunu buluyor. Ev hanımı ve emekli kesimin yaklaşık yüzde 65’ten fazlası kendi değerlendirip tüketirken yüzde 16’sı yakın çevresiyle, yüzde 8’i ise ihtiyaç sahipleriyle paylaşıyor. Buna göre artan yemekleri değerlendirme oranının bu kesimde yüzde 90’un üzerinde olduğu söylenebilir. Diğer yandan öğrenci ve beyaz yaka kesim ise bu konuya yeteri kadar önem vermiyor. Artan gıdayı çöpe atma oranları ev hanımlarında yüzde 4 ve emeklilerde yüzde 3 iken bu oranlar öğrencilerde yüzde 12 ve beyaz yakada ise yüzde 10 olarak Türkiye ortalamasının yaklaşık iki katına çıkıyor.
Tüketiciler evde de pratiklik arayışında
Diğer yandan tüketicilerin sahip oldukları ev aletlerinde 2017’ye kıyasla yüzde 88 artış ile en fazla Türk kahvesi makinesi bulundurma gözüküyor. Sonra yüzde 61 artış ile çay/kahve makinası, yüzde 27 artışla tost makinesi, yüzde 25’er artışla mikrodalga ve derin dondurucu geliyor.
Yeni bir lezzet denemek için dışarda yiyenlerin oranında yaklaşık yüzde 60 artış
Tüketiciler en çok gündelik bir ihtiyaç olarak dışarıda yemek yerken, sosyalleşme ihtiyacı ise ikinci sırada yer alıyor. Ayrıca yeni bir lezzet denemek için dışarıda yemek yiyenlerin oranında yaklaşık yüzde 60, ödül/kutlama nedeniyle dışarıda yiyenlerin oranında ise yüzde 90’lık bir artış var. HORECA için yeni lezzet, özel lezzet arayışının tüketicide artması ve ödül/kutlama için dışarıda yemek yemesi de dikkat çekici sonuçlardan biri. Zamandan tasarruf etmek için dışarıda yemek yiyenlerin oranında ise yaklaşık yüzde 50’lik bir artış gözlemleniyor.
Kebap ve döner Türk halkının 1.si olmaya devam ediyor
Dışarıda en çok yüzde 20 oran ile kebap, yüzde 19 oran ile döner ve yüzde 9 oran ile fast food yemekten hoşlanıyoruz. Mekan tercihlerinde ise lokantalar ilk sırada geliyor. Kebap, kafe, pastane ve balık mekanlarının tercih edilme oranı ise 2 katına yakın artış gösteriyor.
Kahveyi dışarda tüketenlerin oranı 2 kat arttı
Dışarıda kahve içme oranlarına sık sık ve her zaman diyenlerin oranı ise 2017’ye kıyasla yüzde 50 artmış durumda. Türkiye çapında en çok tüketilen sıcak içecekler arasında ilk sırada çay ve bitki çayları gelirken, ikinci sırada Türk kahvesi geliyor. Espresso, latte, filtre gibi kahveleri tüketme oranı ise iki katına çıkmış.
Menemen soğanlı mı soğansız mı tercih ediliyor?
Tüketicilerin bazı yeme tercihlerine bakıldığında ise menemeni soğanlı tercih edenlerin oranı yüzde 65 olurken, pide mi pizza mı sorusunun cevabına göre de; Türkiye genelinde yüzde 76 ile pide tercih ediliyor. Gelir seviyesi ve kentlilik oranı arttıkça ise bu oranlar düşüş gösteriyor.
Türkiye’nin en sevdiği yemekler sırasıyla dolma, sarma, döner ve lahmacun ve pide
Tüm Türkiye’nin en sevdiği yemeklere bakıldığında ise ilk sırada dolma ve sarma geliyor. İkinci sırada ise döner, lahmacun, pide, çiğ köfte yer alırken devamında kuru fasulye, kırmızı et ve yöresel yemekler bulunuyor.