Yemek kartlarından online yemek sipariş kanallarına çağrı!
Salgın uzayıp da tedbirler sıkılaştırılınca ilk akla gelen, “Ne yiyeceğiz?” oluyor. Evdeki erzak, buzluktaki et, meyve, sebze ve diğerleri akılda listeleniyor hızlıca. Marketler sokağa çıkma saati yaklaştıkça alışverişçiler bir distopik filmde yaşanıyormuşçasına tedirgin ve tehdit altında hissediyor kendini. Sıkışmış trafikte eve varma telaşı. Alışveriş yapamayanların son cümlesinin, “Ey karantina korkmuyorum senden, nasılsa yemek sipariş edebilecekmişiz” dediğini bizzat biliyorum.
Konu yeme-içme olunca iş şakaya gelmiyor elbette. İçinde bulunduğumuz dönemin hassasiyetleri de dikkate alındığında bu konuda yapılan espri de, ucu keseye dokunan en ufak aksiyon da tepkiyle karşılanıyor. Son günlerde bu konudan epey örnek gördük.
Geçtiğimiz hafta yeme-içme esnafının sesi sosyal medyada epey yükseldi. Yemek kartı kullanımında çalışanların nabzını tutmuştuk. Araştırma da göstermişti ki “çalışan için yemek kartı bir yemek kartı olmaktan öte bir şey”.
Araştırmanın ayrıntılarını buradan inceleyebilirsiniz.
Esnaf epeydir huzursuzlanıyordu ancak durum İTO Başkanı Şekip Avdagiç tarafından dile getirilince sosyal medyada epey yankı buldu.
Söylemler muhtelif, “Eve servis yapan dağıtım kanallarıyla kart sahibi şirketler faturanın yüzde 18’ini alıyor.” Anlaşılıyor ki bunun üçte ikisi online yemek siparişi verdiğimizde bu sisteme gidiyor. Bir bölü üçü de yemek kartı ödeme sistemine. Açıkçası aklıma yemek kartımı yekûnun yetmediğini tekrarlayan çalışanlar ve elbette bu serzenişlerle zorlanan işverenler geliyor.
Kabaca bir hesap yaptığımızda 400 TL’lik bir yemek kartı yüklemesinin yaklaşık 80 TL’si sistem tarafından yeniyor. Bir de işin ödeme süreci var. Yemek kartları tarafı pandemi döneminde uzun vadelere yayılan esnaf ödemeleri yedi güne çekmiş. Bu yemek kartı şirketlerinin risk alması anlamına da geliyor. İşi bozulmuş işyerlerinin kartları ödememe riskini de dikkate almak gerek.
Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı; “Yemek kartı şirketleri, Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle zorluk çeken küçük esnaf ve restoranlarımızın aralık ayı içerisinde kesecekleri faturaların ödemelerini yönetmelikçe belirlenen 30 günden 7 güne çekti. Bu noktada elini taşın altına koyan Setcard, Edenred, Sodexo ve MultinetUp şirketlerine teşekkür ediyoruz. Benzer desteği, yönetmeliğe tabi olmayan ancak sektörden ciddi gelir elde eden online yemek siparişi sitelerinden de bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde, online yemek siparişi sitelerinin de yönetmeliğe dahil edilmesi ve kanunlaştırılması için Bakanlık nezdinde girişimlerimiz olacak.”
Türkiye ev dışı yeme-içme sektörünün büyüklüğü AA’nın TÜRYİD verilerine dayanarak verdiği rakama göre 110 milyar TL (2020 Ocak). Bu rakam servis tarafı. Bir de buna üreteniyle birlikte tarım evrenini eklerseniz büyüklüğü ve dahi önemini daha iyi görürsünüz. Demem o ki üstünde konuşulan 110 milyar TL bile oldukça yüksek.
Sesler yükselirken lider pazaryeri yönetimi esnafa 20 milyon TL’lik bir yardım paketi açıkladı ve Yemeksepeti’nin ödeme sistemini kullananlardan komisyon alınmayacağını duyurdu. Bu açıklama app’inin indirilmesi için bile iyi değerlendirilmiş bir fırsat oldu. Yemeksepeti’nin pazarlama süreçlerinin başarıyla yönetildiğini söylememize gerek yok elbette! At binenin, kılıç kuşananın…
Restoranlarımız, özellikle tek şubeli mahalle restoranlarımız zor zamanlar yaşıyor. Onlara bu zor dönemde destek olmak için 20 Milyon TL’lik bir paket açıklıyoruz.
— Nevzat Aydın (@zagortenay76) December 2, 2020
Şimdi merakla Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu’nun yaptığı bu davetin online yemek sipariş kanallarında nasıl karşılık bulacağını merak ediyoruz? Bu süreci sadece olayın tarafları ve haberciler değil, yemek kartı olan milyonlar izleyecek. Bekleyelim ve görelim.