Önceliğimiz yerel gıda kaynağı oldu!
Avrupa’nın önde gelen gıda inovasyonu girişimi olan EIT Food, 10 Avrupa ülkesinde 5 bin tüketicinin katıldığı çalışmada, pandemi dönemindeki sokağa çıkma yasağının gıda satın alımı ve tüketimi üzerinde derin bir etkisi olduğunu ortaya koydu. Sabri Ülker Vakfı’nın tercümesini yaptığı çalışmaya göre, tüketicilerin neredeyse yarısı (yüzde 49) pandeminin bir sonucu olarak sağlıklarını korumanın daha önemli olduğunu belirtirken, üçte biri (yüzde 35) daha fazla yerel ürün satın aldığını söyledi ve neredeyse 10 kişiden dokuzu (yüzde 87) gelecekte de böyle yapmaya devam edeceğini belirtti. Tüketicilerin üçte birinden fazlası (yüzde 34) gelirlerinin bir kısmını veya tamamını kaybederken; yarıdan fazlası (yüzde 55) her ay geçim sıkıntısı çektiğini söyledi.
Avrupa’nın önde gelen gıda inovasyonu girişimi olan EIT Food, COVID-19 salgınının tüketici gıda davranışları üzerindeki etkisine ilişkin yeni bir rapor yayınladı. Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi liderliğinde, Avrupa’nın önde gelen üniversitelerinden oluşan bir konsorsiyum tarafından yapılan ankete göre sokağa çıkma yasağı önlemleri alışveriş alışkanlıklarında, yemek hazırlama ve yeme alışkanlıklarında kalıcı davranış değişikliklerine neden olabilir.
Rapora göre pandemi döneminde en büyük davranış değişikliği alışveriş yapma şeklinde yaşandı. Tüketicilerin yaklaşık yarısı (yüzde 45) online alışverişte, toptan alımlarda (yüzde 47) ve dikkatle planlanmış alışverişlerde (yüzde 45) artış olduğunu belirtti. Avrupalı tüketicilerin üçte birinden fazlası (yüzde 36) mutfakta daha fazla zaman geçirdiklerini ve sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında yemek pişirmekten keyif aldıklarını bildirdi. Bu deneyimi başkalarıyla paylaşmak daha önemli hale geldi ve ankete katılan 10 kişiden 3’ü (yüzde 29), hane halkı olarak birlikte daha düzenli yemek yediklerini belirtti.
Pandemi sonrası kalıcı alışkanlıklar
Araştırmaya göre gıdanın hayatımızdaki önemi, sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldıktan sonra da artmaya devam edecek. Tüketicilerin yaklaşık üçte biri (yüzde 27), pandemiden sonra ev yapımı yemekler pişirmeye zaman ayırmanın ve daha çeşitli yiyecekler yemeye (yüzde 30) devam etmenin daha önemli olacağını söyledi.
Ankete katılanların yüzde 32’si gıdaya uygun fiyatlarla erişimin önemli ve kendileri için öncelikli olacağını söylemekle birlikte, bunun iyi beslenme ve sağlık sorunları yaratmaması gerektiğini belirtti. Tam tersine tüketicilerin neredeyse yarısı (yüzde 49’u), COVID-19 nedeniyle sağlıklı olmanın kendileri için daha önemli olacağını bildirdi.
Avrupalı tüketiciler, kendi sağlıklarına öncelik vermenin yanı sıra gezegenin sağlığı üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olabilecek bir dizi değişiklik yaptıklarını bildirdi. Örneğin, ankete katılanların üçte birinden fazlası (yüzde 35’i), yerel olarak üretilen yiyecekleri satın almanın COVID-19 salgını sırasında onlar için daha önemli hale geldiğini söyledi. Yerel alışveriş eğilimi devam edecek gibi görünüyor ve neredeyse 10 kişiden dokuzu (yüzde 87) gelecekte de yerel alışverişe devam etme olasılıklarının yüksek olduğunu söylüyor.
Gıda alım gücü en öncelikli değerlerimizden!
Avrupa’daki tüketiciler, COVID-19 salgını sırasında mali sıkıntılar yaşadı. Ankete katılanların üçte biri (yüzde 34) gelirlerinin bir kısmını veya tamamını kaybederken, yarıdan fazlası (yüzde 55) her ay geçim sıkıntısı çektiklerini söyledi. Bu da gıda alım gücünü sokağa çıkma yasakları sonrasında temel bir öncelik haline getirdi. Buna rağmen Avrupalı tüketiciler, COVID-19 nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamalarının ve Avrupa genelinde evden çalışmadaki artışın insanların evde daha fazla zaman geçirmesine ve daha az yemek yemesine yol açması sebebiyle hemen hemen her gıda kategorisinde satın almanın arttığını bildirdi.
Sürdürülebilirlik gıdada da öncelik
Aarhus Üniversitesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Klaus Grunert’in liderliğinde gerçekleştirilen çalışma. En son 17-18 Kasım’da Sabri Ülker Vakfı tarafından düzenlenen Beslenme ve Sağlık İletişimi Konferansı’nda tüketici davranışları üzerine konuşma yapan Grunert, EIT Food araştırması sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Araştırmamız, COVID-19’un insanların yiyeceklerini düşünme, satın alma, planlama ve tüketme şeklini değiştirdiğini gösteriyor. Bu pandemi sırasındaki en önemli nokta, özellikle sürdürülebilirlik ve sağlık konusunda çeşitli olumlu eğilimlerin yükselişi olmuştur. Sektör, tüketicilerin evde yemek yemeyi sevmeleri ya da online deneyimlerini yeni alışveriş yöntemlerine uyarlama gibi konulara yönelik tüketici ihtiyaçlarını karşılama konusunda gerçek anlamda bir değişikliğe gitme fırsatına sahip.”
“Uygun fiyatlı gıdaya daha iyi erişim umudu var”
EIT Food İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörü Saskia Nuijten de, “Gıda sistemimizin kırılganlığı COVID-19 salgını sırasında büyük oranda gün yüzüne çıktı” diyerek, şunları söyledi: “Avrupalı tüketiciler neredeyse bir gecede yiyecek, alışveriş ve tüketme şekillerini değiştirdiler ve sokağa çıkma yasakları kalktıktan sonra da ‘normale’ dönme belirtileri yok. Bu çalışma, tüketicilerin hem gezegene hem de sağlıklarına fayda sağlayacak uygun fiyatlı gıdaya daha iyi erişim sağlamak konusunda umutlu olduklarını gösteriyor. Tarladan sofraya nasıl daha iyi bir gıda sistemi kuracağımıza kafa yorduğumuz bu süreç, endüstrinin harekete geçme fırsatlarından biri.”
Avrupa Komisyonu’nun “Farm to Fork” (Tarladan Sofraya) stratejisini açıklamasından kısa bir süre sonra yayınlanan rapor, tüketicilerin yeterli ve uygun fiyatlı gıdaya erişim sağlayabilirken; sağlıklı ve sürdürülebilir besinleri seçmelerini de kolaylaştıran bir gıda ortamı yaratılması çağrısında bulundu.