Bir köpek maması markasının hedef kitlesi kimdir? Köpekler mi yoksa köpek sahibi olan insanlar mı? Mama markası Pedigree, bu sorunun karşılığı olarak, hedefine sevimli dostlarımızı aldı ve onları görünce harekete geçen billboardlar ile bölgesel satışlarda yüzde 29 artış sağladı.
Bazı bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz, kişiye özel reklamlar sunan billboard panolarının gerçek olup olmayacağını illa ki merak etmişsinizdir. Aslına bakarsanız, evet, dijital açık hava reklamcılık ile kimi billboardlar çoktan insanları takip etmeye başladı bile. Dentastix ürününü tanıtmak ve git gide rekabetçi hale gelen Hırvat pazarında konumunu güçlendirmek isteyen köpek maması markası Pedigree de dijital açık hava reklamcılığın bu teknolojik nimetlerinden faydalanmak istedi. Bununla birlikte, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR), spesifik olarak köpek sahiplerinin takip edilmesini sınırlayan kurallarla Pedigree’nin hedef kitlesine ulaşmasını engelliyordu.
Bunun için MediaCom Zagreb ile çalışarak bir çözüm üreten marka, köpek sahiplerini değil, köpekleri takip eden bir algoritma geliştirdi. Algoritma sayesinde, ekranın önünde bir köpek tespit edildiğinde sahibinin önüne bir Pedigree Dentastix reklamı çıkıyor.
Kampanya ilerledikçe Pedigree, küçük, orta ve büyük köpekler arasında ayrım yapmak için algoritmayı daha da rafine etti ve böylece köpeğin boyutuna özel ürünler sunmaya başladı.
Pedigree hedef kitlesini 12’den vurdu
Sonuçlar oldukça başarılıydı. “Dogvertising” reklamları evcil hayvan sahipleri tarafından diğer tüm Pedigree kampanyalarının ortalamasının dört katı olan 13,5 saniyelik ortalama izlenme süresine ulaştı. Bu, aktif olarak görüntülenen reklam başına yüzde 34,4 daha düşük maliyetle sağlandı ve ajansa göre, bölgesel satışlarda yüzde 29 artış oldu.
JCDecaux’dan gelen bir raporun, açık hava reklamları için ortalama bekleme süresinin yalnızca 3,3 saniye olduğunu ve köpekler için açık hava reklamları için 2,3 saniyeye düştüğünü belirttiğini düşünürsek, Pedigree’nin 13,5 saniyelik ortalama izleme süresi oldukça dikkat çekici.
Pedigree’nin kampanyası ile ilgili önemli noktalardan bir diğeri ise yepyeni bir teknolojiyi kullanmaya, sıfırdan yenilik üretmeye çalışmamış olması. Pedigree, GDPR mayın tarlasını tetiklemeden ilgili bir izleyici deneyimi sağlamak için var olan bir teknolojiyi ilginç ve alışılmadık bir şekilde kullandı.
Paul Kemp-Robertson ve Chris Barth’ın The Contagious Commandments adlı kitaplarında yazdığı gibi: “Teknoloji adına teknolojinin tuzağına düşmeyin… Yenilik dikkat çekebilir. Ancak dikkat, anlamlı bir fayda veya teknoloji ile marka arasında bariz bir köprü tarafından desteklenmiyorsa ucuz bir para birimidir.”
“1 milyon dolarlık reklam kitabı satışta” haberini okumak için tıklayın!
Kaynak: Contagious