Alışveriş merkezi yatırımcıları artık hayalperest olmak zorunda
Zaman tam da hayal etme zamanı. Olmayanı düşünmek, yeni hayaller kurmak ve yaratıcı olabilmek zamanı. Hotiç, Beta ve Yeşil Kundura gibi birçok marka daha alışveriş merkezlerimizi terk edecek gibi gözüküyor. Bu da bir sürü yeni boş mağaza demek. C&A gibi markalar ülkemizden ayrıldı. Esse, Bimeks gibi markalar hayatımızdan çıktı. Yani ortalama bir AVM’den en az 10 mağaza alanı boşaldı. Yeni markalar da zaten bu ekonomik koşullarda ve dengesiz AVM enflasyonunda gelecek gibi görünmüyor.
İşte tam bu noktada yaratıcı olmak gerekiyor. Yatırımcılar için yeni markalar oluşturma dönemi başlıyor. “İnşaatı yap, metrekaresini 30 dolardan kirala” dönemi artık bitti. Ortalama bir AVM’den en az 10 mağaza alanı boşaldı. Artık yatırımcılar için yeni markalar oluşturma dönemi başlıyor. Şu ana kadar alışveriş merkezi yatırımcıları birer inşaatçıydı ama artık vizyoner ve hayalperest olmak zorundalar. Nasıl mı? Artık sadece inşaatı teslim edip kiracı beklemeyecekler. Gerektiğinde kendi markalarını yaratacaklar. Konsept geliştirecekler. Kiracılarla farklı alternatifler üstünde birlikte çalışacaklar. Sadece şantiye şefleri değil artık creative ve iş geliştirme ekipleri de olacak. Yurt dışından yeni markalar getirecekler ve bir o kadar yatırımcı gibi hareket ederek yeni yerli girişimleri destekleyecekler. Özetlemek gerekirse hayal edecek ve kendi kira gelirlerini kendileri yaratacaklar.
42 Maslak yepyeni bir kiracı karması yarattı
Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi 42 Maslak’ta yer alan yeni konseptler bu girişim örneklerinden. Çünkü burası, 38. Köfteci Ramiz, yalvararak gelen 20. Burger King’i değil, Anadolu’dan markaları alarak Türk Lezzet Müzesi’ni oluşturarak yepyeni bir kiracı karması yarattı. 100. Zara mağazası için dünyanın yatırım desteğini harcamak ve yalvarmak yerine MODÜL İstanbul’u oluşturdu ve tasarımcılar için modern pazar konsepti olan bir platform kurdu. Vadi İstanbul’da küçük esnafın da girebileceği “Türk Sokağı” güzel bir girişim. Ama tabii bu girişimlerde dengeyi tutturmak önemli. Örneğin; bir tane daha akvaryum ya da Kidzanya gibi meslek üstüne, çocuk alanına ihtiyaç yok. Ama AVM içlerinde sanat ve kültür merkezlerine çok ihtiyaç var.
Mahalleler küçüldükçe AVM’ler çoğalıyor
Artık bu sektörün şifreleri yaratıcılık ve girişimcilik. Melek yatırımcılık bir başka yönüyle sektöre ihtiyacı olan taze kanı sağlayarak gelen projeleri potansiyel olarak inceleyecek. Kendi marka karmalarını toplayarak farklı paketlerle hayata geçirecek. Sadece anlık etkinliklerle değil, festivaller ve geleneksel hale gelen organizasyonlar yapacaklar. Palladium Kahve Festivali, Akbatı Piknik ve Akbatı Koşusu, Kanyon Tango Günleri çok çok güzel girişimler. Devamı getirilmeli ve sürdürülebilir olmalı. Örneğin Contemporary İstanbul’a git gide artan bu ilgiyi düşünürsek neden bir parçası alışveriş merkezlerinde yer almasın? Neden Tan Sağtürk Bale Akademisi AVM’nin güvenli ortamında kalıcı bir stüdyoya sahip olmasın? Tamam sokak ve cadde kültürünü özlüyoruz ama artık kabul etmeliyiz ki bu kadar çok AVM varken bunları değerlendirmek zorundayız. Bir diğer ihtiyaç ise yaşam alanları. Mahalleler küçüldükçe ve parklar azaldıkça ortak alanlarımız yok olurken AVM’ler çoğalıyor. Bu alanların yerine konması için bırakılan toplanma alanlarına ihtiyacımız var. Açık bahçeler, arenalar, spor alanları ve çocuk parkları toplumumuz için gerekiyor.
Türk markaları için büyük bir pazar açılıyor
Ekonomik olarak kısa zamanda çok şey değişti ama bu değişim yanında girişimciliği getiriyor. Ekonominin kaleleri adeta AVM’ler çünkü markalar nihai tüketicilerle burada daha çok buluşuyor. Bazı markalar Türkiye’den giderken Türk markaları için büyük bir pazar açıyor. Örneğin LC Waikiki eskiden alışveriş merkezlerinin A Plus olmadığı için burun kıvırdıkları bir markayken şu an dünya devi ve mağazaları AVM’lerin olmazsa olmazı. Karaca hayranlıkla izlediğim bir büyüme ve konsept gelişiminde, bize Esse’yi aratmıyor. Paşabahçe, Mavi Jeans, DeFacto, Toyzz Shop ve deneyimsel mağazalarla Arçelik gururla büyümesini izlediğim markalar arasında. Her değişim gelişimi getiriyor ve yeni yatırımcılara fırsat sağlıyor. Değişen globalleşen dünyada, dijital hayatın egemenliğinde olan dinamik zamanda artık sadece inşaat ve betona güvenmek yetersiz. Girişimci ruhlu alışveriş merkezi yatırımcıları aranıyor. Girişimci olmak; işte yeni düzen bu. İster inşaat firması olsun, ister üretici fabrika olsun, ister spotçu firmalar olsun herkes bu ekonomi çarkını döndürmek için yeni girişimci olmak zorunda. Hayal etmek. Hayal ettirmek…