Back to school döneminde markalar çocuklara nasıl ulaşmalı?
Tüm iletişim çalışmalarında olduğu gibi markaların back to school kampanyalarında da tüketicinin zihninde kabul görecek doğru mesajı oluşturması önemli. Markanın sunduğu ürün ve hizmetlerin okula dönüş dönemine hitap eden özellikleri bulunuyorsa, bu özelliklerin vurucu şekilde ön plana çıkarıldığı bir kampanya hazırlamak markanın birinci hedefi olmalıdır.
Bu dönemde ebeveynlerin, fiyat karşılaştırması kadar, fayda karşılaştırmasını da dikkate aldığını unutmamak gerekir. Benzer özellikler ve niteliklere sahip iki ürünün reklamını yan yana koyduğumuzda, tüketicinin düşük fiyatlı olanı değil, çocuğuna fayda sağlayacağına emin olduğu ürünü tercih etme eğilimi çok yüksek. Bu faydadan emin olan tüketicinin daha yüksek fiyatı ödemeye hazır olduğunu hatırlamak gerekir.
Bu konuda, iOS ve Android tabletleri arasındaki rekabet en çarpıcı örneklerden biri. Tüm dünyada ebeveynlerin çocukları için en çok tercih ettiği tabletler Apple tabletleri olarak öne çıkıyor. Çoğu okul öğrencilerinin iPad sahibi olmasını istiyor ve uygulamalarını da iOS üzerinde geliştiriyor. Elbette Android tabletleri tercih eden veliler veya okullar da oluyor ancak iPad’lerin eğitim dünyasında haklı bir şöhreti bulunuyor. Marka ise bunu yıllarca iPad’in kolay kullanılır ve tüketici dostu bir ürün olduğunu vurgulayarak, çocuklar için eğitim uygulamalarının geliştirilmesini sürekli teşvik ederek başardı. Sonunda da tüketicilerin zihninde, “iPad, çocukların eğitimini destekleyen bir cihazdır.” mesajını yerleştirmeyi başardı. Android ise daha çok “internete girip video seyretmek, mailleri kontrol etmek için kullanılacak uygun fiyatlı bir tablet,” imajına takılı kaldı.
Bu bilgiden yola çıkarak, hazırlanacak reklam kampanyalarında ürün ve hizmetlerin çocukların gelişimine, okuldaki başarılarına katkısını vurgulayacak spotları öne çıkarmak çok doğru bir strateji olur.
Doğru zamanlama nedir?
Back to school kampanyalarının başarıya ulaşması için zamanlamanın da mesaj kadar önemli olduğunu hatırlamak gerekir. Pazarlama guruları doğru zamanlamanın tatil döneminde, okula dönüş hazırlıklarının henüz başlamadığı dönem olduğunu söylüyor.
Ancak burada optimal zamanı hesaplamak önem kazanıyor. Okulların yeni kapandığı, tatilin yeni başladığı, ailelerin ve çocukların tüm dikkatinin tatile odaklandığı bir dönemde önlerine okul odaklı reklamlar çıkarmak, kapat düğmesine basmalarını hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu da marka için önemli bir reklam bütçesini çöpe atmak anlamına gelebilir.
Doğru zamanlama, okul alışverişinin henüz başlamadığı ama anne babaların önlerindeki okul alışverişi harcamalarına hazırlık yapmaları gerektiğini hatırladıkları zaman olmalı. Bu da okulların açılacağı aydan bir önceki “maaş” denk gelen aydır. Aile o ayki gelirini alıp harcama planını yaparken sonraki ayın gelirinde artık okul harcamaları olacağını da planlamaya başlamıştır.
Bu dönemde, ürün ve hizmetlerinizi doğru mesajla ebeveynlerin karşısına çıkarırsanız, ebeveynler okul alışverişi yaparken satın alma kararı verdikleri sırada markanız rakiplerine karşı 1-0 önde olacaktır.
Kitle oluşturmalısınız
Back to school döneminde, ebeveynlerin satın alma kararını etkileyen önemli bir diğer etken ise diğer ebeveynlerin tercihleridir. Unutmayalım ki ebeveynlik okulda öğretilen bir deneyim değil ve anne-babalar çocuklarını nasıl büyüteceklerini çevreden aldıkları sinyallerle ve başka ebeveynlerden gördükleriyle yaşayarak öğrenmek zorundalar. Yanlış bir karar vermekten çekinen ebeveynler için en önemli güvenlik kontrolü diğer ebeveynlerin kararlarını incelemek olur. Dolayısıyla ürün ve hizmetlerinizi tercih eden ne kadar çok ebeveyn varsa diğer ebeveynlerin de ürün ve hizmetlerinizi tercih etmesi o kadar kolaylaşır.
Kampanyalarınızı oluştururken bu bilgiyi gözeterek kararlar almak hem bugününüz için hem de markanızın geleceği için en sağlam yatırım olacaktır.
Web sitenizde ürünlerinizi tercih etmiş olan ebeveynlerin öykülerini ön plana çıkarmak, sosyal medyada ürünlerinizi tercih etmiş ebeveynlerin hashtag’ler vasıtasıyla görünürlüklerini artırmak, önceki müşterilerinizin ürünleriniz ve hizmetleriniz hakkında internette olumlu yorumlar bırakmalarını sağlamak, yeni ebeveynlerin ürün ve hizmetlerinizi tercih etmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Bu amaçla reklam bütçenizin bir kısmını sosyal medyada ürünlerinizden bahsetmeyi, hashtag’lere yorum bırakmayı motive edici ödüllere veya yarışmalara yönlendirmek akıllıca bir tercih olabilir. Ayrıca eğer ürünleriniz ve hizmetleriniz imkan veriyorsa onları kullanan ebeveynlerin bir komüniti oluşturmasını sağlamak, belki düzenli görüşmeler, toplantılar yapmalarını sağlamak, birbirleriyle iletişimde kalmalarını teşvik edecek organizasyonlar düzenlemek de faydalı olabilir.
Kısaca söylemek gerekirse ürün ve hizmetlerinizi kullanan ebeveynler size yeni müşteriler kazandıracak en değerli varlığınızdır. Ancak aynı zamanda, ürün ve hizmetlerinizden hoşnut kalmayan, şikayetçi olan ebeveynler de ağır zararlar verebilirler. Dolayısıyla, kitlenizi daima dinlemeli, şikayetlerini çözmek için canla başla, sabırla çalışmalı ve mutlu bir kitle yaratmalısınız. O noktadan sonra kitlenizi reklam kampanyalarında ön plana çıkarmak, çocukları için doğu ürünleri seçmek isteyen diğer ebeveynleri ikna edecek güçlü bir etki yaratacaktır.
Hangi mecraya ağırlık vermelisiniz?
Kampanyanızı doğru şekilde dizayn ettikten sonra artık geriye kalan onu doğru kanallardan ebeveynlere ulaştırmaktır. Bu noktada hangi kanalları tercih edeceğinizi de ilk aşamada belirlemelisiniz zira tüm kampanyanız aslında, tercih edeceğiniz kanallara göre şekillenecek. Basılı yayınlarda yer almak istiyorsanız, ona uygun spotlar ve görseller çalışmalısınız, dijital kanallarda yoğunlaşmayı istiyorsanız dijital tüketim alışkanlıklarına uygun mesajlar üretmek zorundasınız.
YouTube izleyicisinin ayrı bir profili, Instagram tüketicisinin ayrı bir profili olduğunu unutmamalısınız. YouTube reklamlarında, ebeveynleri “reklamı geç” tuşuna basmadan önce ürünlerinizi incelemeye ikna etmek için sadece birkaç saniyeniz olduğunu bilerek, çarpıcı, etkileyici bir giriş yapmak zorundasınız.
Instagram’da ise ilgi alanlarının, arkadaşlarının paylaşımları arasında göreceği bir reklamın onları ürün sayfasına gitmeye ikna etmesi gerektiğini hatırlamalısınız. Yani, sadece bir mesajı farklı mecraların formatına uygun hazırlanmış görsel ve videoların üzerine yerleştirerek kampanya hazırlamak dijital dünyada yanlış bir tercih olacaktır. Her mecradaki ebeveynlerin farklı profillere ve alışkanlıklara sahip olduklarını hatırlayarak, onları reklamınızı izlemeye ikna edecek biçimde, mecraya göre farklı yaklaşımlar ortaya koymak zorundasınız.