Çalışan sadakatiniz kapıda kalmasın
Uzun yıllar önce çalıştığım bir firmada giriş çıkışlar için kapıya parmak okuyucu sensör konulmuştu. Tabii ki amaç giriş çıkışı kolaylaştırmak değil kimin kaçta geldiğini, ne kadar kalıp, ne zaman çıktığının kaydını tutabilmekti. Sağ olsun sensörü yapan firma içine bir sesli yanıt sistemi eklemiş, eğer parmak iziniz doğruysa cihaz size teşekkür ediyor ve kapı açılıyordu. Bir sabah yine kapıdayız, bir arkadaşım parmak izi kabul edilip sensörlü kapı teşekkür ettiğinde dönüp bana hiç unutmadığım o sözü söylemişti: “Biliyor musun Özgür, uzun yıllardır bu şirkette çalışırım, bugüne kadar ilk defa bu kapı bana teşekkür etti.”
Ülkemizde ne yazık ki pek az firma çalışanlarını önemser, hizmetlerinin karşılığını bir şekilde zaten ödediğini düşünür. İnsani ve vicdani bir mesele olmanın dışında ticari de değildir bu yaklaşım. Pek çok firma mutsuz çalışanları yüzünden müşteri ve iş kaybeder. Pek çok firma da bunun birincil sebebinin mutsuz çalışanlar olduğunu bilmez, sorunu başka yerde arar.
Çalışanlarınıza teşekkür etmek için beklemeyin
Çalışanlarınızı mutlu etmek de inanın o kadar zor değildir. En başta bilmeniz gereken çalışanlarınızın da her insan gibi fiziksel olduğu kadar duygusal ihtiyaçlarının olduğu. Tıpkı sizin gibi takdir edilmek, önemsenmek özel hissetmek isterler. Yukarıda anlattığım hikaye gibi onlara teşekkür etmek için kapıya sensör taktırmayı beklemeyin.
Bir vakıf veya bir yardım kuruluşunda gönüllü çalışan insanları hiç düşündünüz mü? Bazen canlarını bile tehlikeye atacak kadar adanmışlık ve özveriyle üstelik hiçbir ticari beklenti olmadan çalışırlar. Neden? Çünkü yaptıkları şeyin her ne ise bir değeri olduğunu düşünürler.
Belki ilk başlamanız gereken yer burası olabilir. Çalışanlarınıza işlerinin sadece patronun cebini biraz daha doldurmaktan öte bir şey olduğunu, parçası oldukları organizasyon içinde kendileri, çalışma arkadaşları ve müşteriler için faydalı bir şeyler yaptıklarını hissettirin. İş sonuçlarınızı, başarılarınızı, başarısızlıklarınızı sadece ilgili bölümle değil tüm şirketle paylaşmanın yolunu arayın ki onlar da sadece yaptıkları işin değil şirketin de bir parçası olduklarını düşünsünler.
Müşterilerinizin mutluluğu çalışanlarınızın mutluluğundan geçer
Müşterilerimiz hakkında her şeyi bilmek isteriz. Medeni durumu, doğum günü, tuttuğu takımı, beğenileri, zevkleri, arkadaşları, paylaşımları vs… Neden? Çünkü bu bilgilerden yola çıkarak onları mutlu edecek aktiviteler yapabiliriz. Böylelikle bizimle bağ kurmalarını ve sadık birer müşteri olarak kalmalarını isteriz. Peki çalışanlar?
Doğum günlerini, özel günlerini takip edin ve kutlayın. Aileleri, yaşamları hakkında bilgi edinin, bildiklerinizden de faydalanın. Ailelerinden daha çok sizleri ve iş arkadaşlarını gördüklerini unutmayın.
Yıllar önce Merchandising konusunda hizmet veren Avusturalyalı bir firmanın sunumunu dinlemiştim. Kurucusu firmasını Avusturalya’nın en çok beğenilen, en çok çalışılmak istenen firması olması iddiasıyla kurduğunu anlatmıştı. Amacı bir vakıf olmak değil, bilakis çok para kazanmaktı ve bunun yolunun mutlu çalışanlardan geçtiğini biliyordu. Birçok ilginç aktivite düzenlemişti. Mesela şirketin gelirinin bir kısmıyla her sene çalışanlardan birinin hayalini gerçekleştirmek üzerine bir kurgu hazırlamışlardı. Her çalışan sene başında hayal ettiği bir şeyi yazacaktı ancak kural olarak bu dilek nakit veya bir mal olmayacaktı. Bir çalışanları bateri çaldığını ve hayalinin gerçek bir grupla konsere çıkmak olduğunu yazmış. Ayırdıkları bütçeyle o sene bu çalışanının dileğini gerçekleştirerek kendisini Avusturalyalı bir grubun konserinde sahneye çıkarttıklarını anlatmıştı.
Şirket başarıları rastlantı değil!
Ünlü ayakkabı firması Zappos da bu konuda çok iyi örneklerden. Pazarlama kitaplarına girecek kadar başarılı yönettikleri müşteri memnuniyetini, yine araştırmalara konu olacak kadar başarılı yönettikleri çalışan memnuniyeti sayesinde kazandıklarını bilinirler. Bugün dünyada en başarılı şirketlerin aynı zamanda en çok çalışılmak istenen şirketler olması bir rastlantı değil.
Her ne kadar ülkemizde çok üzerinde durulmasa da dünyada bizim sektörümüzde de çalışan sadakat programları en önemli alanlardan birisi. Bugün Amerika’da değeri birkaç yüz milyon doları bulan, sadece çalışan sadakati üzerine kurgulanmış birçok program var.
Umarız ülkemizde de çalışan memnuniyetinin önemi daha iyi anlaşılır ve başarılı örnekler çoğalır. Çalışanlarımız da takdir edilmek için kapı sensörlerinin insafına bırakılmaz…