Gücümüzü küçümsemeyelim…
Ülke olarak her sene “bu sene de çok enteresan bir seneydi” dediğimiz zamanları yaşıyoruz. 2023 de emsalleri gibi şaşırtmadı. Ekonomik belirsizlikle zaten doğasından bir umutsuzluğa gebe 2023, maalesef ki son yıllarda yaşanan en büyük felaketlerden biriyle yüreğimizi büyük burktu. Sonrası malum; herkes imkanı neyse, yaşanan felaketin yaralarını nasıl sarabilirim dedi, maddi-manevi yardımların parçası oldu. Biz iletişimciler için aslında yapabileceğimiz ne çok şey olduğunu gördüğümüz, nasıl fark yaratabildiğimize bir kez daha emin olduğumuz bir olay yaşadık. Ajanslarımız STK’larla eşleşti, iletişim planları oluştu, kampanyalar tasarlandı – yayına geçebilenler oldu, iyi niyet hareketi olarak kalanlar oldu. Ama işe yaradığımızı hissettiren bir çaba yaşandı bu kesin.
Reklamcılığı sadece ürün veya servis satmaya çalışmaktan öte, hayatlara dokunabilen, bir şeyleri iyi yönde değiştirebilen bir meslek olarak yaşayabildiğimiz bir seneydi. Zira mesleğimizin dönüştürebilme gücü bir mit değil. Bazen değişen davranışlara ayak uyduran, bazen davranışları değiştirebilecek kadar büyük etki yaratan bir meslek “reklamcılık”. Bugün de sosyal medyada gördüklerimizle, başkası adına çok utandık dediğimiz her şeyin hızla tüketildiği, değerlerin kaybolmaya başladığı bir dönem yaşarken bu nedenle yapabildiklerimiz çok daha kıymetli. İşte tam bu noktada o dönüştürme gücüne çok ihtiyacımız var. Bir gecede emniyet kemeri kullanmayı, çayın sallanabilir olduğunu, yoğurdun meyveyle karışabileceğini, “tuvaleti temiz”in bir seçim kriteri olabildiğini öğretebilmişliğimiz var, bu gücü küçümsemeyelim!
“Reklamcılığı sadece ürün veya servis satmaya çalışmaktan öte, hayatlara dokunabilen, bir şeyleri iyi yönde değiştirebilen bir meslek olarak yaşayabildiğimiz bir seneydi 2023. Zira mesleğimizin dönüştürebilme gücü bir mit değil. Bazen değişen davranışlara ayak uyduran, bazen davranışları değiştirebilecek kadar büyük etki yaratan bir meslek ‘reklamcılık’.“
Zamanı gelmedi mi?
Yolda, sağınızda solunuzda gerçekleşen konuşmalara dikkat ediyorsunuzdur. Malum o iki kelimeyi (!!!?//???), bazen de kısaltarak kullanmadan kendini ifade edebilen kalmadı mı diyecek kadar maruz kalıyorsunuz. Erkek – kadın fark etmeksizin aynı iki kelimenin rahatsızlık duyulmadan bir ifade biçimine dönüşmesi korkunç. Bir kadın olarak rahatsızlığım büyük. Dilde hijyeni öğretmenin zamanı gelmedi mi sizce?
Hayatın boş içerikler tüketmek veya üretmekten daha fazlası olabileceğini öğretebilmenin zamanı gelmedi mi? Hem de o en popüler tüketilen platformlarda bunu yapabilme imkanı varken. Nasıl yapılacağını ise biz reklamcılar / medyacılar bulacağız elbette.
Güzel diye hava almaya, iyi vakit geçirilmeye gelinen yerlerin temiz bırakılması gerektiğini, içtiğinin yediğinin şehrin göbeğinde öyle tükettiğin gibi arkanda bırakılmaması gerektiğini anlatabilmenin zamanı gelmedi mi sizce?
Özellikle büyük şehirlerde yaşamadığın mahallelerin senin taşkınlığına neden kucak açmayabileceğinin anlatılmasının, o müziğin sesini neden o kadar açmaman gerektiğinin öğretilmesinin zamanı gelmedi mi?
Markaların var oluşlarına sürdürülebilirlikle ilgili stratejilerine paralel, ülke için, çevre için, insanlık için, doğa için, hayvanlar için faydalı olabilecek – toplumu değiştirebilecek eklemeler yapmanın, bunları içselleştirmenin ve daha fazla kişiyi tutum ve davranışlarıyla bu amaçlara ortak etmenin zamanı gelmedi mi?
“Hayatın boş içerikler tüketmek veya üretmekten daha fazlası olabileceğini öğretebilmenin zamanı gelmedi mi? Hem de o en popüler tüketilen platformlarda bunu yapabilme imkanı varken. Nasıl yapılacağını ise biz reklamcılar / medyacılar bulacağız elbette.”
Güç elimizde…
Bence çoktan zamanı geldi. Çaba mevcut ama daha fazlası lazım. En çok duyduğumuz ve kalbimizi en çok burkan konulardan biri olsa gerek; içten içe çürümekte olduğumuz. Sıklıkla topluma yaptığımız bir eleştiri bu. Haberdar olmamak, olup da kayıtsız kalmak mümkün değil. Geriye döndürebilmek mümkün, elimizde bu güç var!
Her şeyi biz mi çözeceğiz demeyelim. Kontrol edemediğimiz şeyler ilgi ve etki alanımızda değildir diyemeyiz. Etkilenen, rahatsız olan, bu durumun değişmesini isteyen bizsek o elleri, o taşların altına koymak gerek.
Pazarlama evrenine katkıda bulunan herkesten en büyük yeni yıl dileğim bu; çalıştığımız kampanyaların içine iyi düşünülmüş, yapmış olmak için değil, gerçekten içselleştirilebildiğimiz toplumsal konularda katkı. İç kurum kültüründen, tüketiciye değen marka deneyimine kadar, çeşitli alanlara entegre edebileceğimiz, bizim için, markamızın var oluşu için “o şey”i bulmamız ve dönüştürme gücümüze sarılmamız. Markamızın aklında yoksa bile bunu ortak planımızın parçası yapabilmemiz, reklamcının elindeki bu güzel güce inanmamız. RealBeauty, LikeaGirl, Between Us, Yarının Suyu diyerek başarılanları hatırlamamız yeterli.
Reklamcılık Vakfı olarak hassas olduğumuz, elimizi de taşın altına koymaktan çekinmediğimiz bir konu bu. Büyük çoğunluğu reklamcılık okuyan gençlerle gerçekleştirdiğimiz Çaylak Kampı’nın önemli bir konusudur Unstereotype Alliance ile iş birliğimiz. Mutlaka programda özel bir seansla taçlanır, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Gül Şener program konuğumuz olur, çünkü “Reklamlar değişir, Toplum değişir” ve yolun başındaki gençlere bunu anlatmayı görevimiz biliriz.
Dönüştürebilme gücümüze inanalım
Reklamcılık Vakfı “Brief Eğitimi”nde reklamveren temsilcilerine ve ajans çalışanlarına bu gözle briefleri incelemelerini de önerdiğimiz bir içerik sunarız. İlkini 2022 senesinde başlattığımız ve 2023 senesinde tamamladığımız ADcampus’ün Kreatif ve Medya modüllerinin de içeriğinde 100’den fazla gençle paylaştığımız bir anlayıştır bu. Devamı da mutlaka gelecektir. ADcampus 2024’te aynı anlayış yine onlarca gençle buluşacaktır.
Şimdilerde Reklamcılık Vakfının 25. senesini birlikte taçlandıracağımız harika bir inisiyatifimiz var: Reklamcılık Vakfı Next Board… Yönetim kurulu üyelerinin aday gösterdiği genç reklamcılardan oluşan Next Board’da reklamcılığı ileriye götürecek harika insanlar çalışmaktalar. Hayata geçirecekleri işlerin ana amaçlarından biri de mutlaka fayda yaratmaya odaklanmak olacak.
Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu’nda gönül vererek, zaman ayırarak yaptıkları tüm çalışmalar için tüm Yönetim Kurulu üyelerine, Vakıf kadromuza ve verdikleri tüm destek için sektörümüzün harika insanlarına, oldukça verimli geçen bu sene için teşekkürü borç bilirim. Dönüştürebilme gücümüze inandığımız, kolları sıvadığımız, hepimiz adına çok verimli geçecek yeni bir yıl olması dileğiyle.