Hangisi daha çok çalışıyor?
Çalışanlar nasıl az çalışıp çok kazanırım derdinde, patronlar ben nasıl daha çok çalıştırırım derdinde. İster aile şirketleri olsun ister kurumsal şirket aslında odaklanılan konu daha çok çalışmak değil, daha çok ve verimli üretmek olmalı.
Herkesin merak ettiği konu, kim daha çok çalışıyor? Bu konunun bu kadar gündemde olmasının iki temel nedeni mevcut. Birincisi çalışanlar, ikincisi de patronlar ya da yöneticiler. Çalışanlar nasıl az çalışıp çok kazanırım derdinde, patronlar ya da yöneticiler ben nasıl daha çok çalıştırırım derdinde. İster aile şirketleri olsun ister kurumsal şirketler olsun aslında odaklanılan konu daha çok çalışmak değil, daha çok ve verimli üretmek olmalı. Verimi ve sonuçları ölçmek zor olduğunda özellikle patron ve yöneticiler çok çalışmaya odaklanır.
Firmaların ortak tek sloganı “çok yoğunuz”
Her zaman daha yoğun birileri var ve öyle görünmek lazım. Çünkü önemli olan ne ürettiğin ya da ne fayda sağladığın değil ne kadar çok çalıştığın ve çaba harcadığın. Hani eski zamanlarda çok iyi top oynardı Milli Futbol takımımız ama hep şansızlıkla ve mağlup dönerdik maçlardan. Hep yandaki gazete başlıklarını okurduk. Aslında iş hayatında aynı yaklaşım halen devam ediyor. “Çocuk çok çalışıyor ama bu iş zor” diyen bir mantık. Aslında doğru, zor olan sonuç üretmek, kolay olan ise slogan üretmek ve bu aralar hemen hemen tüm şirketlerin ortak tek sloganı var “çok yoğunum”.
“Mış gibi” yapmak
Klasik patronların ve yöneticilerin baktıkları bazı kriterler var ki (erken gelmek, gece geç çıkmak, hafta sonu çalışmak, tatil yapmamak, sürekli işinin başında olmak vb.) bunlar çalışanlar tarafından da bilinmekte. Dolayısıyla iş üretip sonuç çıkarmak yerine, çalışma hayatında “mış gibi yapmak” yani çalışıyormuş gibi görünmek çoğu zaman işe yarayabiliyor. Temel Aksoy’un blog’unda paylaştığı “Bir ücret biçerken ‘ustalığa’, hızlı ve sorunsuz olarak işin halledilmesine daha fazla para ödemek daha mantıklı olması gerekirken, insanlar genelde tam tersine davranır. Çoğu insan, bir işi yaptırırken daha çok çaba ve zaman harcayana daha fazla para ödemeye meyillidir. Bir işin ustasının beş dakikada bitirdiği bir iş, daha az usta olanın daha uzun süre uğraşarak bitirdiği işe göre daha düşük ücrete layık görülür.” Paragrafta olduğu gibi insanların hızlıca işini yapmak yerine uzun uzun yapıyormuş gibi görünmesi çok çalıştığı yönünde algı yaratmasından dolayı herkesin derdi “mış gibi” görünmek.
Patron kendisi için ölecek çalışanlar ister!
Peki, bütün bu yorgunluk ve çalışıyor gibi görünmenin farkında olan patron ya da yöneticiler çalışanlarından ne ister? Herkesin aklına bu soru geliyor hemen. Patronların neler beklediği ile ilgili bir sürü makale ve yazı takip edildiğinde bir sürü başlık görülür. Bu başlıkları, hayvanlar alemindeki özellikleri düşünerek özetlersek; karınca gibi çalışkan, çita kadar hızlı, timsah kadar güçlü çenesi olan, tilki kadar zeki, aslan kadar güçlü ve bir kaplumbağa kadar uzun yaşaması ve çalışmasını ister. Fakat patronlar, hele günümüz neslini düşündüğümüzde, bunları beklemek yerine dengeli yaşama içerisinde maksimum verimle çalışan mutlu çalışanlar arzulasa maddi ve manevi oldukça fayda sağlayacaklar. Patronlar, kendileri için ölen değil de iş yaşam dengesini bir şekilde sürdürebilen çalışanlarla çalışması gerektiğini anlamalılar. Bunun yine kendilerine fayda sağlayacağını bilmeliler.
İş yaşam dengesi verimliliği artırır
Amerika, İngiltere, Almanya ve Fransa’da 700’ün üzerinde firmada yapılan bir araştırmaya göre aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
• İyi yönetim uygulamalarına sahip şirketler, daha iyi iş yaşam dengesi uygulamalarına sahiptir.
• Rekabetin yoğun olduğu sektörlerde kalite daha fazla olmakla beraber bunun iş yaşam dengesini düşürmesi gerekmemektedir.
• İyi yönetim ile verimlilikle arasında pozitif bir ilişki bulunmaktadır.
Aile şirketleri de kurumsal şirketler de hemen hemen aynı çalışıyorlar
Peki merak edilen sorunun cevabına dönersek, “Hangisi daha çok çalışıyor?” Bu sorunun cevabını, 2012 yılında Method Research Company bünyesinde gerçekleştirdiğimiz araştırma ile bulmaya çalıştık. Araştırma, Türkiye genelinde, 251 tane aile şirketi sahibi ya da üst düzey yetkilisi, 137 kurumsal üst düzey yetkili ile gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında “şirketin ortalama çalışma süresi nedir?” sorusuna aile şirketindeki yöneticiler ortalama 10,3 saat derken, kurumsal şirketlerdeki yöneticiler 9,9 saat diye cevap vermişler.
Glick, Boston Northeastern Üniversitesi’nde yönetim ve organizasyonel gelişim profesörü olan Prof. Leonard J. Forbes’taki yazısında gülümseyen ve üreten çalışanlara sahip olmak isteyen yönetici, CEO veya patronlara önerdiği tavsiyelerden bir tanesi; fonksiyonel faydalara odaklanmaktansa kendini önemli ve değerli bir iş yapıyor hissiyle güçlü bir takımın içinde olmak olduğunu söylüyor.
Sonuç olarak, ister aile şirketleri olsun ister kurumsal şirketler olsun asıl hedefin, çok ya da az çalışmaktansa, iş ve yaşam dengesini kurmuş, farklı olabilen, farklı yöntemleri düşünen, verimli, sadece fikir değil sonuç üreten ve mutlu çalışanların, kuruma kazandırılması olmalıdır.