Pazarlıkla indirilen her kuruş taşıyıcı kolondan koparılmış bir parça olabilir
Hepimizin bildiği sözlerle başlayıp, bildiklerimizle devam edeceğim. Sadece farklı bir bakış açısı amacım, keza yeni bilgilerden çok bakış açısında ortak hareket edebilme ve düşünebilmeyi hayal ediyorum..
Bugün güne ülkemizde çekilmiş çok güzel bir deneyin videosunu izleme fırsatını bularak başladım; “Kalabalıkların Bilgeliği”. Çıkış noktası 1900’lerin başında Francis Galton’un bir panayırda deneyimlediği, bilet karşılığı ağırlığının tahmin edildiği etin kalabalık içerisinde uzman ve uzman olmayanlar tarafından paylaşılan ağırlık tahminleri ve bu tahminlerin ortalamasının gerçeğe ne kadar yakın olduğu konusundaydı…
Türkiye’de yapılan bu sosyal deneyde ise, bir ofise getirilen şeker kavanozunun içinde, ki şeker sayısının yakın ve uzak tahminlerinin katılımcı sayısına bölündüğünde çıkan sonucu! Kavanozda bulunan şeker sayısı 457, 25 kişinin tahmin ortalaması ise 453.
Bu örnekten çıkarımım, sektörümüzdeki yazılı olmayan ancak pratikte daha ağırlıklı gördüğümüz bilgi birikimi olduğu. Dijitalin ilk gününden bu yana sektörde olan meslektaşlarımız gibi, sektöre yeni katılan ve farklı bakış açısı ve bilgi birikimiyle başlayan meslektaşlarımızdan yeterince faydalanamıyoruz. Uzun süredir sektörde olan profesyonellerin düşebildiği ben merkezci düşünce yapısı bizleri göremediğimiz ve deneyimleyemediğimiz her bir bilgiden uzak tutuyor.
Taşın suyunu sıkmak
Gelin buna en popüler bir örnekle birlikte yaklaşalım ve farklı bakış açılarını çağıralım: Fiyat politikası ve satın alma süreçlerine kurumsal anlaşma ya da operasyonel süreçlerde büyük çoğumuz deneyimlemiştir. Peki, bir ürünü satın almadan önce, fiyat pazarlığına hangi kriterlerle giriyoruz? Öncelikli hedefimiz ürünün faydasının olup olmayacağına dair bir onay süreci, sonrasında ise maliyeti düşürebildiğimiz kadar düşürmek. Taşın suyunu sıkmak deyimini bu alanda da yaşıyoruz. Birden fazla nedenden dolayı değişkenlik gösteren fiyat dinamiklerinin olduğu bir sektörde bu çok daha zor oluyor. Yatırıma karar verirken, farklı deneyimlerde, ki kurum içi meslektaşlarımızdan yeterince faydalanamıyoruz ve katma değerin çıktısına ulaşamıyoruz. Bu yüzden elimizden gelen en iyisini, fiyat pazarlığı aşamasında yapıyoruz. Ürünü satan kişinin yaptığı yatırım, kalite çizgisi ve hizmet gibi birçok başlığın empatisini yapmayı tercih etmeyip, aklımıza, ki bir fiyatı hedef olarak kendimize belirliyoruz.
Bu hikayede, ben ve biz mücadele ediyor. Biz içerisinden bir kişi, konu dışında dahi olsa farklı bir deneyimi doğrultusunda fiyatı düşürürsek düşürdüğümüz aynı anda kaliteden olacaktır yorumunu iletebilir belki. Katma değerli bir servisin dinamiklerinden bir taşı içinden çekip fiyatı da düşürüyor olabiliriz, aylar belki yıllar sonra farkına varıldığında ise indirim yaptırmış olmanın tanımının taşıyıcı kolondan alınmış bir parça olduğu…