Sadakat programınız işe yaramıyorsa ne yapmalısınız?
Şimdi birkaç rakam paylaşalım. Nerdeyse programların yarısından fazlasında (yüzde 56) program üyelikleri aktif değil. Mevcut üyelerin de yarıdan fazlası (yüzde 60) 1 yıl içinde ya üyelikten çıkıyor ya da programı tamamen unutuyor. Üyelerin yine yaklaşık yüzde 30’u programdan hemen hemen hiç puan veya mil harcamadan yani bir ödüle dokunmadan programı terk ediyor.
Araştırmalar üyelerin programdan ayrılmalarının birinci sebebini zor ve ulaşılmaz hedefler veya çabaya değmeyecek zayıf-değersiz ödüller olarak gösteriyor.
Sadakat programlarının öncelikli amacı yeni müşteri kazanımından çok mevcut değerli müşteriyi ödüllendirmek, elde tutabilmektir. Eğer gerçekten sadık ve değerli müşterilerinizi ödüllendirebiliyorsanız, aktif olmayan veya ödül hak etmeyen, programı terk eden müşterileriniz sizin gerçek ve hedef müşterileriniz değilse en azından yanlış yapmıyor olabilir misiniz? Ama yine de programa dahil olmak için çaba sarf etmiş müşterilerinizi eli boş göndermek veya kapıyı göstermek, eğer gerçekten planlı değilse çok da akıllıca olduğu söylenemez. Ama bazen size maliyet getiren müşterilerinizi rakibe transfer etmek de doğru bir yöntem olabiliyor.
Bu saydığım sıkıntıların çoğu müşteri (son kullanıcı) programlarında ortaya çıkan sorunlar. Bunlara “Kanal Sadakat Programı” dediğimiz bayi kanalı, satış noktaları gibi kanal programlarında çok sık rastlanmıyor. Genelde kanal tarafındaki satışlar daha toplu ve yüksek tutarlı olduklarından karşılığında sağlanan ödüller de bir o kadar değerli ve teşvik edici olabiliyor.
Müşterinin kim olduğunu bilmek ilk koşul
Bir örnekle anlatırsak belki daha iyi anlaşılabilir: İsmi lazım değil ama global bir alkolsüz içecek firması geçtiğimiz yıllarda dünyada uyguladığı sadakat programını Türkiye’de de lanse etmişti. Başta uygulamadan kaynaklanan sebeplerle sıkıntı çekildi ama özünde ödüllendirme kısmında yatan sorunlar programın kapanmasına yol açtı.
Kurgu basitçe şöyleydi: Ürünlerin kapaklarının altında olan kodları programa ait web sitesine girdiğinizde her bir kapak kodu karşılığında bir puan kazanıyor ve bu puanları da hediye kataloğunda seçili ürünlerde harcıyordunuz.
Düşünün ortalama bir tüketici günde, ayda kaç şişe içecek tüketebilir. Raf değeri 1-2 TL’lik bir üründen ne kadar bir payı sadakat programına aktarabilirsiniz ki üye bu döngüden elde edeceği ödülle memnun olup üyeliğini devam ettirebilsin. Eğer kurguyu bu şekilde kurarsanız sonu binlerce memnuniyetsiz müşteriyi ortada bırakıp apar topar programı kapatmak olur.
Öncelikle ödüllendirmede hedef kitlenizin kim olduğunu anlayabileceğiniz, hatta birey bazında müşterilerinizi analiz edebileceğiniz bir alt yapıya sahip olmanız gerekir ki doğru kampanyayı doğru müşterilerle birleştirebilesiniz. Söz konusu programda hedef kitle tamamen gençlerken ödül olarak içinde bir mutfak eşyası firmasına ait hediye çekleri yer alıyordu. Üstelik o ürünlere ulaşmak da bütçe sebebiyle imkansız olduğundan sadece biriken puanlarla indirim kazanabiliyordunuz. Daha da fenası aynı ürünler verilen indirimden daha ucuza internet mağazalarında satılıyordu.
“Koalisyon Programları”nı denediniz mi?
Eğer hedef kitle doğru analiz edilebilse onları memnun edebilecek pek çok aktivite sanılanın aksine çok uygun bütçelerle yönetilebilirdi.
Ödüllendirmede yetersiz kalıyorsanız uygulayabileceğiniz bir diğer yöntem “Koalisyon Programları” olabilir. Koalisyon, yani ortaklık! Ne yazık ki bizim kültürümüzde pek işlemeyen bir olgudur ortak hareket edebilmek. Koalisyon programlarının özü şudur: Aynı hedef kitleye hizmet eden ama özünde birbiriyle rekabet etmeyen firmalar bir araya gelerek ortak bir program yürütürler. Böylelikle çok daha güçlü bir şekilde tüketiciyle buluşurlar. Yukarıdaki örnekte ilgili içecek firmasının programına aynı hedef kitleye hitap eden bir yiyecek firması, bir sinema zinciri, belki bir giyim firması da eşlik edebilse, ortak bir havuz program oluşturulabilse müthiş bir sinerji oluşacakken bu fırsat hep kaçar. Bunun yerine bankalar ya da bağımsız programlar devreye girer ve ortak havuz puanları oluşturulur ama sonuçta sadakat de markaya değil bankaya, bağımsız firmaya akar.
Ortak bulamadınız, peki o zaman ne yapacaksınız. Bilgi her şeyden değerli. Eğer elinizdeki hedef kitleyi tanıyor, ihtiyaçlarını biliyorsanız ve onlara ulaşabilecek yeterli imkanınız varsa aynı hedef kitle için hizmet ve ürün sağlayan firmalarla datanızı paylaşarak onlardan ek faydalar sağlayabilirsiniz.
Statü paradan daha çok mutlu edebilir
Her şey para değil; bazen de sağladınız bir içerik, statü müşterilerinize vereceğiniz bir hediyeden daha mutlu edebilir. Örneğin hedef kitlenin sevdiği bir ünlü veya sorularına yanıt bulabileceği bir uzmanla online platformda buluşma, katıldığı bir eğitim veya yarışma sonunda elde edeceği bir sertifika, bir oyundan kazandığı, seviyesini gösteren bir rozet veya lider tahtasında adını görmek, bir çekilişe katılma hakkı, bir yardım kuruluşuna veya sosyal sorumluluk projesine adına yapılabilecek bir bağış gibi daha onlarca kurguyla da büyük bütçelere katlanmadan herkesi mutlu edebilecek uygulamalar yapabilirsiniz.
Size son bir örnek vereyim: Yakınlarda bir ödül de kazandı. Yine bir alkollü içecek firması, bu kez yurt dışından bir uygulama. Klasik olarak hem bakkal, market dediğimiz, (off-premise) noktalarda hem de restoran, kafe gibi servis edildiği (on-premise) noktalarda satılan bir ürün. Şöyle bir kurguyla çıkıyorlar yola: Bir mobil uygulamaları var. Aynı yukarıda anlattığım içecek firması gibi kapak altı bir de kod üretmişler. Bakkal ve marketlerden aldığınız bir ürün size bir bedava kazandırıyor ama tek farkla bu kez ücretsiz ürünü kafe veya restoran gibi ürünün servis edildiği başka bir horeca noktada harcayabiliyorsunuz. Yani kanallar arasında bir teşvik programına dönüştürmüşler. Bir nevi marka içi koalisyon programı. Basit ama etkili. Yeter ki düşünmekten araştırmaktan vazgeçmeyin ve işin kolayına kaçıp bilindik sıradan uygulamalar yerine fark yaratacak size özel kurgular deneyin. Teknoloji çok ilerledi ve artık her uygulamanızı pilot çalışmalarla test edebileceğiniz, farklı kurguları aynı anda deneyebileceğiniz fırsatlara sahibiz. Deneyin ve hangi uygulama en çok fayda sağlıyorsa onun üzerine gidin.
Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle. Sadık müşterileriniz hep yanınızda olsun.