Aydil Erçoklu: “Sporda İstanbul’un hegemonyasını aşmalıyız”
6 Şubat Pazartesi sabahı meydana gelen deprem felaketinin acısını tarif etmek için artık kelimeler kifayetsiz kalıyor. Tüm kaybettiklerimiz için derin bir acıya boğulurken spor camiasından da ardı ardına gelen kayıp haberleriyle sarsıldık. Futboldan basketbola, voleyboldan hentbola birçok farklı spor dallarından sporcularımızı kaybetmek, yaşadığımız yıkımı daha da artırdı. Ancak bu derin üzüntüyü yaşarken bir yandan da spor dünyasının nasıl muhteşem bir kenetlenme ve dayanışma içine girdiğine de tanıklık ettik. Sosyal medya üzerinden çağrı yapan sporcular, formalarını satışa çıkarıp gelirini bağışlayanlar, depremzede çocuklarla görüntülü konuşup moral verenler, yardım toplayan, bölgeye tırlar dolusu malzeme taşıyan taraftarlar, stadyumların kapılarını açan takımlar, asla birleşmez dediğimiz ezeli rakipler hep birlikte bölge için stadyumlarının kapılarını açarak destek olmaya çalıştı… Tutulan takımın öneminin kalmadığı, renklerin ve seslerin acı karşısında birleştiği, kenetlendiği günlere tanıklık ediyoruz.
Deprem felaketinin bize hatırlattığı bir başka önemli nokta ise Anadolu kulüplerinin önemi ve değeri oldu. Futbolda, voleybolda, basketbolda ve diğer spor dallarındaki kayıplarımız ve acımız o kadar büyük ki bu satırlara sığdırmak mümkün değil. Ancak bu satırlarda şunu vurgulamak mümkün; spor İstanbul’un büyüklerinden ibaret değil ve olmamalı! Dünya giderek globalleşip dönüşürken, bir yandan yerel değerlerin korunması gerektiğinin bilinci de artıyor. Ülkemizde de sporda İstanbul’un hegemonyasının aşılması ve Anadolu kulüplerinin bu rekabette hakkettiği yeri bulması gerekiyor.
Anadolu gücünün farkına varmalı…
Anadolu kulüpleri kendi güçlerinin farkına varmalı ve bunu değerlendirebilecek yöntemler izlemeli. Elbette ki bunun en temel noktası kaynak ve gelir oluşturmaktan geçiyor ve bunu yapmak için çok fazla yöntem bulunuyor. Her şeyden önce şunun altını çizelim; 16 milyon dışındaki herkes Anadolu’da yaşıyor. Anadolu kulüplerimizin bazılarında dünyaca bilinen oyuncular ve teknik direktörler bulunuyor ve bu kulüplerin adını tüm dünyaya duyuruyorlar.
Anadolu kulüpleri bu fırsatları gelire dönüştürebilirse, genç kuşak taraftarları kucaklayıcı bir duruş geliştirebilirse İstanbul odaklı spor dünyasını bambaşka bir noktaya taşıyabiliriz. Capital Sports Media olarak, her zaman vurguladığımız gibi, bir yandan kulüpler için yeni iş birlikleri oluştururken, diğer yandan da Z kuşağını ve kadın taraftarları kazanarak, yepyeni ufuklara yelken açabiliriz. Bunu Anadolu kulüpleriyle de yapmalıyız!
Yok böyle bir tutku!
Gerek Anadolu kulüpleri gerek markalar, spor pazarlamasının önemini kavramalı, bu yönde çalışmalar yapmalı. Türkiye’de taraftarın dünyada bile eşine az rastlanır tutkusunu görmeli, kulüpler ve markalar bu potansiyeli değerlendirmeli, sponsorluk ve reklam modelleri geliştirmeli. Genç kuşak, kulüplerden ve markalardan yaratıcı iş birliklerini artırmalarını bekliyor. Anadolu kulüpleri bu çağrılara kulak vererek, bu doğrultuda yeni stratejiler geliştirerek, sponsorluktan ve reklamlardan daha fazla gelir elde ederek büyük kulüpler gibi dünyadaki bilinirliklerini de artırabilirler.
Yaşadığımız yüzyılın felaketinin deprem bölgesindeki kulüplerimizde açtığı yaraları sarmak için önümüzde uzun ve zorlu bir süreç var. Anadolu kulüplerini güçlendirmek, bu faciada kaybettiğimiz sporcularımızın anısına yapacağımız en anlamlı işlerden birisi olacaktır. Tüm ülkemize, spor camiamıza büyük geçmiş olsun. Tüm kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bir daha böylesi acı bir olayın yaşanmamasını temenni eder, tüm tedbirlerin ülkenin her yerinde artırılmasını dilerim.
Marketing Türkiye Nisan sayısını okumak için TIKLAYIN