Reklamcılar Derneği’nin yönetim kurulunda 10 yıldır görev alan Banun Erkıran, Şubat ayında gerçekleştirilen genel kurulla Başkanlık görevini devraldı. Görevi devralırken son üç senedir sektörün değişen ekosistemine uyumlanma çalışmalarını sürdürülebilir kılmanın en büyük motivasyonu olduğunu belirten Erkıran, reklam sektörünün kalıplaşmaya yüz tutmuş problemlerini de bir bir çözme niyetinde. Erkıran “Listemiz uzun, enerjimiz bol” diyor… Bu uzun listenin temelini “kurumsallaşma” oluştursa da sektörde gitgide derinleşen insan kaynağı sorunu ilk gündem maddeleri arasında. “Yeni mezunların sektörümüzü tam olarak anladığını düşünmüyorum” diyen Erkıran bu sorunu aşmak için Reklamcılık Vakfı ile bir akademi kurmak için çalıştıklarını söylüyor. Peki, Erkıran yönetiminde Reklamcılar Derneği’nin çalışmaları nasıl şekillenecek? Masada başka hangi projeler var? İşte yanıtlar…
Reklamcılar Derneği’nin başkanlığına giden süreç nasıl şekillendi? Sizi bu konuda motive eden unsurlar neler oldu?
Benim dernek yönetim kurulunda 10. senem ve bu dönem de Başkanlık görevini devraldım. Geçtiğimiz bu süreç içinde çok kıymetli başkanlarla çalıştım ve her biri, o günün ihtiyaçlarına ve ortamına uygun olacak şekilde sektörümüze çok değerli katkılar sağladı. Ben son üç senedir sevgili Volkan İkiler’in Başkanlığı döneminde Medya Asbaşkanlığı görevini üstlendim. Bu süreçte sektörümüzün değişen ekosistemine bağlı olarak derneğin işleyişinin de değişmesi için çalışmaya başladık. Amacımız daha kapsayıcı, üretken ve sonuca odaklı bir çalışma şekline evrilmekti. Beni başkanlığa motive eden de başlatılan bu sürecin sürekliliğini sağlamak oldu.
Kuşkusuz her başkanın görev sürecine ilişkin hedefleri vardır. Sizin bu iki yıllık süreç için hedefleriniz neler?
Önceki soruda da söylediğim gibi, dünya değişiyor, çalışma sistemleri değişiyor, iletişim biçimleri değişiyor, mecralar dönüşüyor… Biz de değişen dünyaya uygun olarak derneğin işleyişini, görevlerimizi, uygulama biçimlerimizi düzenlemeye çalışıyoruz. Bu noktada tam da soruda belirttiğinizin tersini yapmamız gerekiyor. Bu bir bayrak yarışı olmalı. Sektörün sorunları ve çözümleri bence net. Her başkanın değişik hayal ve hedefleri olması yerine, derneğin belirlenmiş hedeflerine ulaşmak için süreklilik sağlanmalı ve yapılanın üstüne konmalı. Benim en büyük amacım, sektöre fayda sağlamak adına yapılan tüm projelerde, araştırmalarda, yayınlanan raporlarda, düzenlenen yarışmalarda, gerçekleştirilen etkinliklerde sürdürülebilir olmak. Dünyanın ve sektörün değişimine bu açıdan tanıklık edip bir parçası olmak, yönetim kurulundaki arkadaşlarımla beraber öncülük etmek benim için çok değerli.
Reklamcılar Derneği’nin yeni dönemde odaklanacağı konular neler olacak?
Listemiz uzun, enerjimiz bol. Ama özetlemek gerekirse önce kurumsallaşmak diyebiliriz. Reklamcılar Derneği’nin yıllardır gerçekleştirdiği yarışmalar, düzenlediği etkinlikler ve yayınladığı raporlar bulunuyor. Kristal Elma, Effie, Medya Yatırımları en büyük başlıklarımız. Her birini sistemleştirmek ve dokümante etmek en önemli gündem maddelerimiz. Yönetim Kurulumuzda sektörümüzden genç üyelerimiz de var. Çalışmalara çoktan başladık, yakında yeni haberlerimizi duyacaksınız… Bir diğer çok çok önemli konu insan kaynağı. Bunun için Dernek ve Vakıf olarak uzun soluklu bir projemiz var. Onun da detayları çok yakında diyeyim…
2021 yılı Medya ve Reklam Yatırımları Raporu açıklandı. Verileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Çalışmanın öne çıkan tespitleri neler sizce?
Bizim bu raporu yayınlarken en büyük hedefimiz yatırımları doğru ölçümlemek ve sektörümüzü sağlıklı büyütmek. Bu doğrultuda her sene belli geliştirmeler yaparak ilerliyoruz. Bildiğiniz gibi 2019’dan beri de raporumuzu sektör dernekleriyle ortak hazırlayarak yayınlıyoruz. RVD, IAB, ARVAK, MMA ve URYAD başkanlarına, üyelerine ve sektörümüzde data sağlayan tüm paydaşlara tekrar teşekkürler. Reklam ve medya yatırımlarındaki en önemli konu dijital medya harcamalarını direkt satın alma ve organize medya sektörü olarak ikiye ayırmamız. Raporu okurken bu dağılımı dikkate almak ve değerlendirmeyi bu doğrultuda yapmak çok önemli. Organize sektör içindeki ilk iki mecra TV (yüzde 42.4) ve dijital (yüzde 46.7). Dijitalde platform özelindeki yatırımlarda mobil oranın yüksekliği özellikle dikkat çekici. Açıkhava ve radyoda da 2021’de bir önceki seneye göre belirgin bir artış görülüyor. Basındaki büyüme çok cüzi miktarda ki bunu gazete ve dergi içeriklerinin tüketiminin dijitale kayması olarak okuyabiliriz. Sinema da pandemi sonrası toparlanıyor, bu sene pandemi öncesi büyüme rakamlarına ulaşacağına inanıyorum.
Açıklanan rapor medya yatırımlarının iki katına çıkma potansiyeli olduğuna işaret ediyor. Sektörün potansiyeline erişmesi için neler yapılması gerekiyor?
Sektörümüz çalışkan bir sektör. Enerjimiz, gündeme adapte olma kabiliyetimiz ve kıvraklığımızın etkisiyle gelişiyoruz. Son yıllarda kaydedilen büyüme devam ederse dünya standartlarında olması gereken seviyelere kısa sürede ulaşacağımızı düşünüyorum. Ancak dileğim bu büyümenin tüm mecralarda gerçekleşmesi. Ayrıca sektörümüzün hak ettiği potansiyele erişmesi için reklamcı ve reklamveren iş birliğini güçlendirmek, sektörümüzün tüm paydaşları olarak el ele çalışmak bir mecburiyet.
Kuşkusuz dijital reklamcılığın bu denli yükseldiği bir ortamda en önemli gündem maddelerinden biri de “güvenilirlik…” Reklamcılar Derneği olarak güvenli bir reklam ortamı yaratmak adına neler yapıyorsunuz?
Bu konu özelinde çalışmak üzere, RVD önderliğinde, IAB ve MMA ile birlikte Dijital Pazarlama İletişimi Platformu (DPİP)’nu kurduk. Ocak 2021’de kurulan DPİP’in öncelikli hedefi; marka güvenliği, reklamda sahteciliğin önlenmesi konularında yurt dışındaki benzer oluşumlarla iş birliği yaparak çözüm üretmek, ekosistemi sürdürülebilir ve kontrollü bir şekilde büyütmek. Dünya Reklamverenler Federasyonu WFA’in inisiyatifiyle dijital reklamcılığın sağlıklı gelişimi için kurulan Global Alliance For Responsible Media (GARM) çalışmaları da DPİP tarafından takip ediliyor. Ad Fraud, Ad Block ve Brand Safety konularında çalışma gruplarımız var. Çok yakın bir zamanda da Ad Fraud raporunu yayınladık. Detaylara DPİP web sitesinden ulaşılabilir.
Reklamcılar Derneği özellikle Unstereotype Alliance iş birliğiyle son yıllarda eşitlik konusunda önemli işlere imza attı. Bu alanda yeni dönem planlarınız, hedefleriniz neler?
Her sene, Bahçeşehir Üniversitesi desteğiyle Effie’ye katılan ve kazanan projeler çerçevesinde reklamda toplumsal cinsiyet eşitliği karnemizi çıkarıyoruz. Çıkan sonuçlara göre, çizdiğimiz iletişim stratejisi doğrultusunda projeler üretiyor, reklam ve pazarlama sektörünün farkındalığını artırmak, hatta eğitmek üzere çalışıyoruz. Unstereotype Alliance Türkiye olarak, “Reklamlar Değişir Toplum Değişir” kampanyamızı devam ettirmeyi planlıyoruz.
Sektör için son dönemin en önemli çalışmalarından birini de “Reklamın Ekonomiye Katkısı Araştırma Raporu” oluşturdu. Bu çalışmanın sizce en önemli mesajı ne oldu?
Bu rapor da DPİP’in yayınladığı, sektörümüz adına çok önemli bir rapor, Türkiye’de bir ilk! Sonuçlar reklamın ekonomiye katkısını somut olarak ortaya koyuyor. 2020 yılı içinde 1 TL’lik reklam yatırımı milli gelirde 19.4 TL değer yaratmış durumda. Raporun en önemli mesajı, Sayın Ahmet Pura’nın da söylediği gibi sektörümüzün adını koymak.
Reklam sektörünün Türkiye’ye katkısını numerik değerlerle açıklamak ilk adımdı. Şimdi bunu sürdürülebilir kılmak için çalışıyoruz. Reklam sektöründe öne çıkan trendler neler? Hangi gelişmeler yeni dönemde reklam sektöründe yapılan işleri şekillendirecek?
Bu sene Medya Yatırımları Raporu’nun sonunda özellikle trendleri değerlendirdiğimiz ve genel bir bakış açısı paylaştığımız yeni bir bölüm ekledik. Raporu herkesin detaylı şekilde okumasını öneriyorum… Son üç senede Covid-19’un dijitalin büyümesindeki etkisi çok büyük. Örneğin pandeminin etkisiyle Baby Boomer olarak adlandırılan kuşağın internet kullanım oranlarında son beş yılda yüzde 23,7 artış yaşandı. Z kuşağı olarak tanımladığımız yeni nesil de video oyunları, müzik stream platformları ve sosyal medya platformlarını çok aktif kullanıyor. Buna bağlı olarak reklam iletişiminin de şekilleneceğini hatta şekillendiğini görüyoruz. Tabii ki her zaman insan odaklı iletişim reklam dünyasının merkezinde. Çok kanallı müşteri deneyimi, markaların gündeminde.
Uluslararası ödül törenlerinde de jüri olarak yer alan bir isim olarak reklam sektöründeki yaratıcılığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaratıcılık sektörümüzün enerjisi diyebiliriz. Reklamcılar olarak bizim görevimiz, markaya en yaratıcı çözümü sunmak ve ihtiyacı karşılamak. Türkiye reklam sektörü çok genç ve enerjisi çok yüksek bir sektör. Ancak sektörü anlamak ve yaratıcılığın pişmesi için de eğitim ve zaman gerekiyor. Bu noktada da en önemli konu, nitelikli insan kaynağı ihtiyacı.
Reklam sektörü bir süredir ciddi bir nitelikli insan kaynağı sıkıntısı yaşıyor. Sizce bu sıkıntının sebepleri neler? Reklamcılar Derneği olarak bu sorunun aşılması için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Reklamcılık enerji dolu, ancak eş zamanlı olarak çok da yoğun bir sektör. Yeni jenerasyonda da bu yoğunluğa karşı doğan bazı tepkiler gözlemliyoruz. Yalnızca reklam özelinde değil tüm iletişim sektörü için bunu söylemek mümkün. Aynı zamanda insan kaynağı sıkıntımız çok yüksek. Yeni mezunların sektörümüzü tam olarak anladığını düşünmüyorum. Tam da bu ihtiyaçla, reklam sektöründe çalışmak isteyen üniversite mezunlarına yönelik, Reklamcılık Vakfı ile kurguladığımız bir akademi projemiz var. Şu anda projelendirme sürecindeyiz, ama hem kreatif hem de medyanın alt kollarını kapsayacak şekilde ders içerikleri hazırlıyoruz.