Zincir market sektörünün güçlü markalarından CarrefourSA, Türkiye’deki ilk şubesinin kapılarını aralayalı 30 sene oldu… İlk günden bu yana kendini sektörde “oyun kurucu” olarak konumlandıran marka attığı her adımı “Doğrusu CarrefourSA’da” çatısı altında birleştiriyor… 900’den fazla mağazasında her gün milyonlarca tüketiciye dokunan markanın 30 yıllık serüvenini, daha da önemlisi gelecek hedeflerini CarrefourSA Tedarik Zinciri, E-Ticaret ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Burçin Çelik ve CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin ile konuştuk…
CarrefourSA’nın 30 yıllık yolculuğuna baktığınızda öne çıkan prensiplerin neler olduğunu görüyorsunuz?
Burçin Çelik: CarrefourSA Türkiye’nin hikayesi 1993 yılında İçerenköy mağazasında başlıyor. 2023 bizim 30 yılımızı geride bıraktığımız önemli bir eşik. Avrupa’nın en büyük perakende şirketi Carrefour ile ülkemizin en köklü gruplarından Sabancı Topluluğu’nun ortak iştiraki olmak elbette çok önemli sorumluluklar üstlenmek anlamına geliyor. Tam da bu nedenle CarrefourSA, kurulduğu ilk günden bu yana, organize gıda perakende sektöründe kendini “oyun kurucu”, öncü ve sektörün geleceğine yön veren bir şirket olarak konumlandırıyor. Tüm çalışmalarımızı da bu vizyon kapsamında yürüttük ve yürütmeye devam ediyoruz. İşimiz için attığımız her adımı ise “Doğrusu CarrefourSA’da” çatısı altında birleştirdik. Bu sadece bir pazarlama aracı değil bizim için.
Öncelikle “yeni nesil perakende” yaklaşımıyla doğru üreticiden, doğru hizmet anlayışıyla doğru fiyat sunarak farklılaşmayı içeriyor. Ancak bununla da sınırlı değil. Dijitalleşmeden e-ticarete, sürdürülebilirlikten cinsiyet eşitliğine, yerli üretime destekten esnaf ve bakkallarla birlikte büyüme planına kadar birçok alanda da “doğrusu”nu hedeflemeyi sürdürüyoruz. Bugün ulaştığımız noktada 11 bini aşkın çalışanımız, yine öncülüğünü üstlendiğimiz bayilik sitemiyle birlikte 200’ü bayi olmak üzere 900’den fazla mağazamızla perakendenin bugününü olduğu gibi geleceğini de kurguluyoruz.
30’uncu yılınızda alacağınız iletişim aksiyonları neler olacak? Önümüzdeki dönemde hangi strateji ve hedeflerle hareket edeceksiniz?
Melis Karatay Ebin: Pandemiyle başlayan son 3 yıl tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi ve içinde bulunduğumuz perakende sektörünü derinden etkiledi. Ardından gelen deprem felaketinin ise acısı hala yüreğimizde… Tüm bu gelişmelerin ışığında 30 yıllık hikayemizi değerlendiriyor ve gelecek 30 yılımızı planlıyoruz. Pazarlama stratejimiz de bu değerlendirme sonucunda ortaya çıkan büyüme ve yatırım stratejileriyle beslenen “Doğrusu” sloganıyla somutlaşıyor. Bu kapsamda odağımızda iki önemli kavram var: Dijitalizayon ve sürdürülebilirlik… Bunu, dijital teknolojilerle şekillenen geleceğin sürdürülebilir perakende markası olarak özetleyebiliriz. Özellikle yatırımların sosyal boyutunun artık çok daha fazla önem kazandığı bir dünyadayız.
2020 yılında Türkiye’yi ilk kez bayilik uygulamasıyla tanıştırırken de bu inançla yola çıktık örneğin. Bugün 200 bayimiz var; bunu 3 yıl içinde 1.000’e ulaştırmayı hedefliyoruz. Yerli üreticimize “öz markalı” ürünlerle destek ve fırsat sağlarken, esnaf ve küçük ölçekli girişimcilere de CarrefourSA çatısı altında faaliyetlerini sürdürebilecekleri bir dünya yaratalım istiyoruz.
“Herkes kazansın” ve birlikte büyüyelim anlayışıyla oluşan bu modelin bugün önemli bir oranı kadınlardan oluşan üretici ve girişimcilerden meydana geliyor ve bunun yepyeni bir ekosisteme dönüşmesi bizim için heyecan verici. Bunun bir diğer örneğini deprem bölgeleri için hayata geçirdik bile. 6 Şubat depreminden etkilenen bölgelerimizdeki yerli üreticilerimizle garantili satın alma iş birliklerine başladık. Böylece üretimin, istihdamın kısacası yaşamın sürdürülebilirliğini hedefliyoruz.
Özellikle genç kitleye ulaşmak için sosyal medya kanalları önem arz ediyor. CarrefourSA, yeni medyayı nasıl kullanıyor?
Melis Karatay Ebin: Yeni nesle ulaşmak için olmazsa olmaz üç anahtar kelime bulunuyor; hız, esneklik ve başarı… Özellikle gençlere yetişmek için hem süreçlerimiz hem de teknolojimizle çok daha hızlanmamız gerektiğini biliyoruz. Ancak bunlardan “başarı” çok daha ayrı bir yerde duruyor. Öyle ki yeni nesil başarıyı bir şirketin finansal gücü, büyüklüğü ve cirosunun ulaştığı rakamdan ibaret görmüyor. Gençler takip ediyor, sosyal olarak değerlendiriyor ve dijital dünyada konuşuyor.
Onlarla yaratılan her türlü etkileşimde özel çözümler sunabilmek, bir güven ilişkisi tesis edebilmek, tüm bunları yaparken onların hız ve esnekliğine ulaşabilmek, başarının da temel kriteri. İşte bu nedenle tüm iş süreçlerimizde olduğu gibi iletişim stratejimizin temelinde de “Doğrusu” diyoruz ve tüm sosyal medya kanallarını, ulaşmak istediğimiz hedef kitleye uygun bir stratejiyle yönetiyoruz.
Tüketicinin satın alma eğilimleri nasıl şekilleniyor? Siz bu trendlere nasıl karşılık veriyorsunuz?
Burçin Çelik: Rakamların çok ötesinde, geleceğin trendlerini belirleyecek önemli bir konu var. O da başta da belirttiğim üzere e-ticaretle fiziki perakendenin birbirinden ayrı ve hatta rakip unsurlar olmaktan çıkması. Bundan birkaç yıl öncesine kadar şöyle bir hâkim fikir vardı: E-ticaret fiziki marketleri geride bırakacak. Özellikle pandemi ve sonrasında bunun doğru olmadığı; artık “çoklu kanal” konseptinin hâkim olduğu ve olacağı ortaya çıktı. Dolayısıyla fiziki perakendeyle e-ticaretin bırakın rekabeti, aksine birlikte yürüdüğü ve iş ortağı olduğu bir döneme girmiş bulunuyoruz.
CarrefourSA dijitalleşmeyi odağına alsa da gücünü insan kaynağından alan bir şirket. Hem paydaşlarımız hem de çalışanlarımızla tüm pazarlama stratejimizi bir bütün olarak ele alıyoruz. Türkiye’de 45 ilde 895 mağazamız ve 11 bine yakın çalışanımızla hem fiziksel hem de online kanallarımızda müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak doğru ekipleri kuruyor ve doğru iletişim kanallarını kullanıyoruz.
Yılda 164 milyon müşterimize ulaşırken, pandeminin etkisiyle online alışveriş kanallarında hızlı bir adaptasyon süreci yaşayarak büyüme kaydettik. Ayrıca ödeme sistemlerimizin skalasını genişlettik. Kredi kartıyla ve kapıda nakit ödemenin yanı sıra ve çeşitli ödeme sistemleriyle iş birliklerini de hayata geçirdik. Tüm bu süreçleri başarılı bir şekilde gerçekleştirirken konvansiyonel ve dijital mecralarda iletişim ve pazarlama kampanyalarının yürütülmesi konusunda ekibimizle doğru stratejileri hayata geçiriyoruz.
Özellikle son yıllarda tüketicinin ürün ve hizmet beklentisini etkileyen pek çok farklı faktör var. Bunlardan biri olan sürdürülebilirlik konusunda CarrefourSA ne gibi çalışmalar yapıyor?
Burçin Çelik: Sürdürülebilirlik dediğimizde elbette bunun sosyal, çevresel ve ekonomik olarak üç ayağını da ele alıyoruz. “Doğrusu” için çalışırken aynı zamanda üretimde, kadınların iş hayatına dahil olmasında, hayvan dostlarımız için yapılan çalışmalarda, kısacası hayatın her alanında sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. 2022’de bu kapsamda ilk kez, 2020-2021 yıllarını kapsayan ve Global Reporting Initiative (GRI) standartlarına göre hazırlanan sürdürülebilirlik raporumuzu yayınladık. Bu raporda da açıkladığımız üzere 17 maddeden oluşan BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 12’si odağımızda. Tedarik zincirinin ekonomik, sosyal ve çevresel gelişimini ve devamlılığını sağlarken, enerji ve su tüketimiyle birlikte karbon ayak izimizi de doğru yönetmeyi amaçlıyoruz.
Türkiye 11 ili etkileyen büyük bir depremle sarsıldı. Pek çok marka ve kurum yardım seferberliği başlattı. CarrefourSA, bu süreçte ne gibi aksiyonlar aldı?
Melis Karatay Ebin: Depremin ardından afetten etkilenen vatandaşlara gerekli yardımı ulaştırmak için depremin ilk anından bu yana hızla harekete geçtik. Gıda, bebek ve hijyen ürünleri, ısıtıcı, battaniye gibi malzemelerden oluşan 57 tırı deprem bölgelerine gönderirken, Sabancı Gönüllüleri ile birlikte hazırladığımız 75 bin acil destek gıda paketini AFAD koordinasyonunda depremzedelere ulaştırdık. Adana ve Mersin’deki mağazalarımızda yer alan Lezzet Arası restoranlarından her gün binlerce kişiye sıcak yemek ve unlu mamuller dağıtımı yapıldı. 9 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta kurulan seyyar mutfağımız ise 1 Mart’a kadar bölgede günlük 10 bin kişiye sıcak yemek kapasitesiyle çalıştı. Mobil mutfakta hazırlanan sıcak yemekler, 3 öğün olmak üzere ilçe ve köylerdeki afetzedelere ulaştırıldı. Mağazalar ve e-ticaret sitesinde sunduğumuz Ramazan kolilerini de bağışa açık hale getirdik. ,
Bunun yanı sıra şu anda ürün alımlarımızın büyük kısmını bölgeye yönlendiriyoruz. Deprem öncesi de bölgeden alım yapıyorduk elbette ancak deprem ile birlikte başka bölgelerden yaptığımız alımları da deprem bölgelerindeki yerel üreticilere yoğunlaştıracağız. Şu anda deprem bölgesindeki yerel çiftçiler ve üreticilerin üretimlerine devam edebilmesi amacıyla “Üretime Doğrudan Destek” projesini hayata geçirdik. Çok sayıda yerli üretici ve kooperatiflerle satın alımlar için el sıkıştığımız proje kapsamında öncelikli olarak 160 ton Hatay Limonu, 10 ton Beyaz Balkabağı, 10 ton Karnabahar, 10 ton Beyaz Lahana, 10 ton kırmızı Lahana ve 30 bin bağ maydanoz ürünlerini satın alarak mağazalarımıza taşıdık.
Her yıl gerçekleştirdiğimiz 8 Mart Üretici Pazarı etkinliğimizde bu yıl deprem bölgesindeki üretici kadınlarımızı da ağırlayarak Üretime Doğrudan Destek Günleri kapsamında gerçekleştirdik. Değerli tarım alanlarına ve coğrafi işaretli ürünlerine sahip 11 ilimizdeki üretimi ve yerel üreticileri desteklemek için başlattığımız Üretime Doğrudan Destek projemizin kapsamını genişleteceğiz. Deprem bölgelerindeki yerel üretici ve çiftçilerimizin üretimlerine devam etmeleri için CarrefourSA olarak her zaman yanlarında olacağız.