Yıllık 900 milyon TL’lik bir yatırımla streaming platformları dünyasına iddialı bir giriş yaptı Exxen… YouTube’un şampiyonlar ligini transfer etmesiyle uzun süre konuşulan platform, şimdilerde “Leyla ile Mecnun” projesiyle gündemde. Hem yeni dönem projelerini hem de gelecek stratejilerini konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Exxen Genel Müdürü Ümmü Burhan, “Diğer streaming platformlarla ilişkilerimizde rekabetten çok ileriye dönük iş birliklerini hayata geçirmek en önemli önceliğimiz” diyor. Burhan, ana hedeflerinin ise bir Türk markası olarak Exxen’i dünyada bilinir bir platform haline getirmek olduğunu söylüyor…
Exxen’le birlikte streaming platformları arasındaki rekabet kızışıyor kızışmasına ancak Exxen Genel Müdürü Ümmü Burhan, önceliklerinin diğer streaming platformla rekabet değil aksine iş birliği olduğunu söylüyor. Zira Ümmü Burhan’a göre Exxen’in esas amacı Türk içeriklerini dünyaya servis ederek global bir marka olmak… Daha önce Acun Medya’nın olmaz denilen birçok şeyi oldurduğunu gördük. Şimdi bu tecrübe ve birikimle dünya çapında rekabet edecek. Burhan’ın açıklamalarına göre uluslararası iş birlikleri başladı bile… Exxen’in reklam modelleri, yeni dönem projeleri ve uluslararası iş birliklerini Ümmü Burhan’dan dinledik.
Oldukça başarılı bir kariyer yolculuğunun tam ortasında, sizi birden Exxen projesinin başında bulduk. Nasıl oldu bu geçiş? Acun Ilıcalı’nın teklifinde, Exxen projesinde sizi cezbeden ne oldu?
Uzun yıllardır sektörde birçok farklı alanda ve görevde, içerik üretiminin hemen her aşamasında bulundum. Bildiğiniz gibi sektörün dinamiği, sürekli bir yenilik ve değişim üzerine kurulu. İşim gereği hem Türkiye hem de dünyadaki gelişmeleri takip ederken, bu değişimin aktif bir parçası olmayı da çok önemsiyorum. Bu anlamda dijital yayıncılık zaten çok yakından ilgilendiğim ve gözlemlediğim bir alandı. Sevgili Acun Ilıcalı’dan dijital yayıncılığının tüm bileşenlerini içeriden görme ve öğrenme yolculuğunda birlikte yürüme teklifi gelince memnuniyetle kabul ettim. Yerli bir markayla dünyaya açılıp bu pazarda güçlü bir marka yaratma, globale yönelik projeler üretme fikri de ayrıca heyecanlandırdı. Yepyeni bir platformun ilk adımından itibaren içinde yer alıp, birlikte keşfetme ve katkı sunma isteği ağır bastı. Böylece verimli ve keyifli bir iş birliğine başlamış olduk.
Dijital içerik tüketiminin bu denli arttığı bir dönemde streaming platformlarının arasında da amansız bir yarış var. Bu rekabet içinde Exxen’i nasıl konumlandırıyorsunuz? Hangi yönleriyle diğer platformlardan ayrışıyor?
Exxen dijital içerik üretiminde öncelikle yerli içeriklere ağırlık veren bir yapıya sahip. Türk içeriklerine dünyada ilgi yüksek ve oldukça fazla izleniyor. Biz de Exxen olarak dijital pazarda yerli ve kaliteli içeriklerimizle etkili bir marka olmayı hedefledik. Uyguladığımız cesur fiyat politikasıyla da (reklamlı-reklamsız abonelik) ürettiğimiz içeriğin daha geniş bir kitleyle buluşmasını sağladık. Diğer streaming platformlarla ilişkilerimizde rekabetten çok ileriye dönük iş birliklerini hayata geçirmek ise en önemli önceliğimiz. Bunu sektörün gelişmesi ve Türk içeriklerinin uluslararası arenadaki rekabet gücü adına, çok önemli bir güç birliği zemini olarak görüyoruz. Elbette Acun Medya’nın yayıncılık ve yapımcılıktaki tecrübesi de seyircinin reflekslerine göre hızlı aksiyon almamızda bize önemli bir avantaj sağlıyor.
Adeta YouTube’un şampiyonlar ligini transfer ettiniz. Bunun abone sayısı ve izlenme oranlarına yansıması nasıl oldu? Abonelik anlamında hedefiniz ne?
Yerli, gençlerin sevdiği ve talep ettiği içerikleri, ana akımda seyircinin bulamadığı türleri üretmek en başından beri yayın stratejimizin parçasıydı. Buna karşılık bulmaktan ve hedeflediğimiz ilgiyi görmekten oldukça memnunuz. Şimdiye kadar ulaştığımız abone sayısı ve izlenme oranları da hedeflerimize uygun ivmeyle devam ediyor. Bu ilgi de üretim sürecimizi aynı özen ve heyecanla devam ettirmemizi sağlıyor. İzleyicimize karşı sorumluluklarımızın çok farkındayız ve onların tüm taleplerini dikkatle değerlendiriyoruz. Önümüzdeki dönem için sürpriz projeler neler? Önümüzdeki dönem güzel bir sürpriz bekliyor Exxen izleyicilerini. Yakında duyurusunu yapacağız. Ayrıca yeni yerli diziler, programlar, çocuk içerikleri ve belgeseller de hazırlık aşamasında. Leyla ile Mecnun yeni bölümleriyle, Gibi 2. sezon bölümleriyle yer alırken beğenilen içeriklerimizin yeni sezonlarının hazırlıklarını sürdürüyoruz. Arabeskin aşık kadınları ve Türkiye’deki seri katillerin anlatıldığı ilginç belgeseller de yeni dönemde izleyicilerle buluşacak.
Exxen’in son dönemde seyircileri en çok heyecanlandıran projelerinden biri de Leyla ile Mecnun… Projenin yeniden hayata geçmesi süreci nasıl oldu? Projeden beklentileriniz neler?
Leyla ile Mecnun yayınlandığı dönemde fenomenleşmiş, kendi kitlesini yaratmış ve bittikten sonra bile seyircideki etkisini devam ettiren bir dizi. Yönetmeni, yazarı, oyuncuları aradan geçen süre içerisinde çok başarılı işlere imza attılar. Ancak seyircide onları tekrar bir arada görme isteği devam etti. Bu beklentiyi karşılamak, seyirciyle buluşturmak fikri bizi çok heyecanlandırdı. Ekibi tekrar bir araya getirmek ve yeni bölümleri hazırlamak için hızla harekete geçtik. Fikrin ekipte de aynı heyecanı yaratmasıyla birlikte yola çıktık. Diziyi bilen, seven bir kitleyle henüz yeni tanışacak bir kitleyi Exxen’de bir araya getireceğimiz için mutluyuz.
Türk izleyicisi daha çok ne tür programları görmek istiyor streaming platformlarda? Talep edilen içerikler anlamında TV’den nasıl ayrışıyor?
TV yayıncılığında ve internette ücretsiz ulaşabileceğiniz birçok yapım var elbette. Ancak orijinal yerli içerik üretiminin seyircide her zaman bir karşılığı var. Önemli olan doğru proje ve kaliteli yapımlar olması. Geleneksel TV yayınlarında yer bulamayan, seyircinin izleme şansının olmadığı türdeki yapımlara yöneliyoruz. İçerik sürelerinin dijital yayıncılıkta daha kısa olması, istediği yer, zaman ve cihazdan içeriği dilediği kadar izleme kolaylığının olması dijital yayıncılığı TV’lere oranla daha cazip kılıyor. Tüm projeleri değerlendirip hazırlarken, içeriğin diğerlerinden farkını net ortaya koymak, izleyicide yaratacağı etkiyi netleştirmek önceliğimiz. Daha sonra prodüksiyon kalitesi ve zamanlama geliyor. Ama her şeyden önemlisi izleyicilerimizin beklentilerini doğru okumak. Proaktif bir iletişimle süreci yürütmeyi önemsiyoruz.
Hedefler arasında bir Türk markası olarak Exxen’i dünyada bilinir bir platform hâline getirmek var. Bu global hedefi nasıl bir stratejiyle gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
Evet, Exxen’in en öncelikli hedeflerinden biri dünyada bilinirliği yüksek bir dijital platform olarak bulunduğu ülkelerde de oraya ait orijinal içerikler üretebilmek. Streaming yayıncılık oldukça pahalı bir yatırım bu nedenle sürdürülebilir bir model için partnerlikler çok önemli. Exxen’e şu anda 78 ülkeden erişilebiliyor. Fakat bu pazarlar içerisinde stratejik olarak Azerbaycan ve Orta Asya ülkeleri Kuzey Amerika, Ortadoğu ve Türk nüfusunun yogun olduğu Avrupa ülkelerini önceliklendiriyoruz. İlgili coğrafyalardaki penetrasyonumuzu sağlayabilmek adına telecom operatörleri content aggretor’lar ve ödeme kuruluşlarıyla da partnerlik süreçleri yürütüyoruz.
Reklamverenlerle ne tür iş birlikleri yapıyorsunuz? Marka iş birlikleri anlamında masada hangi projeler var?
Bu konuda birden fazla modelle ilerliyoruz. Bunlardan ilki reklamlı bir platform olmamızdan dolayı reklamverenlere farklı reklam alanları ve formatları sunduğumuz model. Bu alanda farklılaşabilmek adına alternatif reklam formatları ve deneyimleri üzerinde de çalışmalarımız var. Bir diğeri ise daha fazla kullanıcıya ulaşmak üzere yaptığımız çalışmalar. Bu alanda da kendi dikeylerinde öncü olan firmalarla yaptığımız promosyonlar ve co-marketing çalışmaları bulunuyor. Bu çalışmalar sayesinde hem potansiyel kullanıcılara ulaşma fırsatı bularak üye tabanımızı genişletiyoruz hem de partnerlerimizin kullanıcı ve tüketicilerine fayda sağlamış oluyoruz.
TV yayıncılığı hâlâ çok güçlü ancak dijital yayınlar karşısında güç kaybediyor. Sizce TV’ler nerede hata yapıyor? Gelecekte bizi nasıl bir TV dünyası bekliyor?
Hepimizin bildiği gibi, pandemi döneminde dijital yayıncılık güçlendi. Ama bu TV yayıncılığının biteceği gibi bir sonuç doğurmuyor tabii. TV yayıncılığının dijital karşısındaki içerik politikalarını, tüketici beklentilerini göz önüne alarak gözden geçirmesinde fayda var. Hala en yaygın yayıncılık modeli olmasına rağmen, daralan reklam pazarında paylarını arttırmaları için de bu önemli. Böylece içerik çeşitliliği ve değişik pazarlama stratejilerine doğru yöneleceklerdir. Değişen tüketici alışkanlıkları ve bundan doğan beklentilere bakıldığında, TV yayıncılığında da yeni ve farklı modellerin ortaya çıkması gerekiyor.