Koronavirüs nedeniyle yaprak kımıldamayan perakende sektöründe markalar da dijital pazarlamaya odaklanmış durumda… Sektörde yaşanan gelişmeleri, dijital pazarlama alanında markaların atması gereken adımları ve dijital pazarlama sektörünün konuştuğumuz IAB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Olcay markaların “fırsatçı” algısı yaratmamaya özen göstermesi gerektiğini vurguluyor. Olcay “Markalar bu dönemde tüketicileri ile sıcak temaslarını kesmeden, bu dönemi destekle ve dayanışmayla geçirme konusunu ilk sıraya almalı ve fayda sağlamaya odaklanmalı” diyor.
Her ne kadar dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını geleneksel perakende sektörünü derinden sarssa da online ticaret, son zamanların en çok kullanılan kanalı haline geldi. Markalar da bu doğrultuda dijital pazarlama alanında çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Dijital pazarlamada yaşanan gelişmeleri, bu alanda markaların atması gereken adımları ve dijital pazarlama sektörünün geleceğini konuştuğumuz IAB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Olcay “Reklamverenler bütçelerinin büyük bölümünü artan dijital mecra tüketimini değerlendirmek, e-ticaret satışlarını artırmak ya da kriz iletişimi amacıyla dijitale ayırmış durumda.” diyerek içinde bulunduğumuz durumu özetliyor. Bu dönemde evde kalan herkesin zorunlu bir dijital dönüşümün içine girdiğini söyleyen Olcay, markaların da iletişim stratejilerini güncellediklerini ve evde kalan tüketicilerle bağ kurmaya odaklı kampanyalar düzenlediklerini söylüyor. Neslihan Olcay markaların bu dönemde tüketiciyle sıcak temaslarını kesmeden destekle ve dayanışmayla geçirme konusunu ilk sıraya almalarını ve fayda sağlamaya odaklanmalarını öneriyor.
Covid-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bu süreç Türkiye’yi de derinden sarstı. Koronavirüs dijital pazarlama sektörünü nasıl etkiledi?
Tüm dünyada benzeri yaşanmamış bir dönemden geçiyoruz. Reklamverenler bütçelerinin büyük bölümünü artan dijital mecra tüketimini değerlendirmek, e-ticaret satışlarını artırmak ya da kriz iletişimi amacıyla dijitale ayırmış durumda. Markalar iletişim stratejilerini güncelleyerek “evde kalın” mesajı veren ve evde kalan tüketicilerle bağ kurmaya odaklı kampanyalara dönüştürdüler. Bu süreçte sosyal fayda odaklı iletişimlerin de arttığını görüyoruz. Salgınının olumsuz etki ettiği endüstriler olduğu gibi, talep artışında patlama yaşayan endüstrilerde var. Dijitaldeki tüketici davranışlarına baktığımızda ise online alışverişin özellikle gıdada arttığını, oyun oynama, video izleme ve müzik dinleme sürelerinin uzadığını, gündemin video izleme davranışını değiştirdiğini ve haber sitelerindeki videoların izlenmelerinin TV kanallarının dijital platformlarını geçtiğini, benzer şekilde online gazete erişimlerinde artış olduğunu görüyoruz.
Sizce bu salgından sonra dijital pazarlama sektöründe neler değişecek?
Bu dönemde evde kalan herkes zorunlu bir dijital dönüşüm içine girdi. Öğrenciler uzaktan eğitimle eğitimlerine devam ediyorlar; üniversiteler uzaktan eğitim altyapılarını duyurdular ve kısa bir aradan sonra eğitimlerine yeniden başladılar. Online market alışverişleri ve kapıya hemen teslim hizmetleri daha yaygın şekilde kullanılmaya başlandı. Aileler ilk defa duydukları platformlar üzerinden görüntülü çoklu görüşmeler yapmaya başladılar. İnsanlar arkadaşlarıyla internet üzerinden sohbet ederek sosyalleşiyorlar. İş dünyasının yüz yüze toplantıları video konferanslara dönüştü. Kamu hizmetleri, bankacılık hizmetleri internete yönlendiriliyor. Üreticiden tüketiciye tüm tedarik zincirinin dijitalleşmesi konuşuluyor. Bu dijital dönüşümü yapmış şirketler ve tüm tedarik zincirini dijital üzerinden yöneten dolaysız markalar bu döneme hazırlıklı yakalandılar. Diğer markalar gerek tedarik zinciri yönetimi gerekse de iletişim aktiviteleri açısından hızlı bir dönüşüm çabası içine girdiler. Yaşanan bu zorunlu deneyimle başlayan bu dönüşümün gerek iş yapış biçimleri gerekse de marka iletişim stratejileri açısından devam edecek bir dönüşüm olduğunu düşünüyorum.
Markalar şu dönemde dijital pazarlama alanında ne tür çalışmalar gerçekleştirmeliler?
Markalar bu dönemde tüketicileri ile sıcak temaslarını kesmeden bu dönemi destekle ve dayanışmayla geçirme konusunu ilk sıraya almalı ve fayda sağlamaya odaklanmalılar. Fırsatçı algısı yaratmamaya özen göstererek, tüketicilerinin hayatlarını kolaylaştırmak için neler yaptıklarını, bu zor günlerde müşterilerine nasıl destekler sunduklarını ve tüketicilerin kendilerine nasıl ulaşabileceklerini anlatan kampanyalar yapmalılar. Markaların, değişen dijital mecra tüketimini yakından takip ederek, gündem sonrasında sayısı ne yazık ki artan sahte haberlere ve bu bağlamda marka güvenliğine ekstra dikkat ederek, hedeflemeler için kullanılan verilerin geçmiş tarihli tüketim alışkanlıklarını ve tüketici davranışlarını baz alıyor olabileceğini akılda tutarak planlama ve optimizasyon yapmalarında da fayda olacaktır.
Yaşadığımız bu dönemin pazarlama sektörü için anlamı nedir?
Bu dönemin pazarlama sektörünün tüm kanallarında ekiplerin dayanışma ve destek içinde çalışacağı bir dönem olduğuna inanıyorum. Öğrenilenlerin, yaşananların paylaşılması ve konuşulmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda IAB TR olarak başlatacağımız sosyal medya üzerinden canlı sektör buluşmaları ve sohbetlerinin herkes için faydalı olacağına inanıyorum. Başta üyelerimiz olmak üzere tüm sektör profesyonellerini bu paylaşımlara önerileri ile ya da konuşmacı olarak katılarak destek olmaya davet ediyorum.