Çamaşır ve bulaşık yıkarken oluşan karbon ayak izinin çok büyük bir kısmının sıcak su kullanmak, uzun program seçmek, ön yıkama yapmak gibi kullanım tercihlerinden kaynaklandığını belirten P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Onur Yaprak, geliştirdikleri ürünlerle hem tüketici alışkanlıklarını değiştirmeye hem de enerji kullanımını azaltmaya odaklandıklarını söylüyor. P&G Türkiye’nin Sustainable Brands Turkey Brand-Led Cultural Change Konferansı’na sponsorluğundan “iklim elçileri”ne, alışkanlıkların tüketime etkisinden inovasyon güçlerinin sürdürülebilirliğe nasıl yansıdığına dek merak ettiklerimizi Dr. Onur Yaprak ile konuştuk…
P&G Türkiye Ariel ve Fairy markaları ile Sustainable Brands Turkey Brand-Led Cultural Change Konferansı’nın host sponsorluğunu üstlenmişti. Bu iş birliğinin ardındaki içgörüyü sizden dinleyebilir miyiz?
P&G olarak her gün 5 milyar insanın hayatına dokunuyoruz. 20 markamızla hizmet verdiğimiz Türkiye’de her 10 evden 9’unda en az bir markamızla yer alıyoruz. Bu gücümüzü daha anlamlı hale getirmek ve tüketicilerin daha sürdürülebilir alışkanlıklar geliştirebilmesini sağlamak için kültürel kodları nasıl değiştirebileceğimize çalışıyoruz. Bu nedenle Brand Led Cultural Change Konferansı’nda bu yıl markaların kültürel değişimdeki rolünün ele alınması, bizim için çok anlamlı oldu.
Konferansın öne çıkan panellerinden biri de “P&G – Evlerde İklim Elçisi Nasıl Yaratılır?’’ olmuştu… Sahiden evlerde iklim elçisi nasıl yaratılır?
Biz P&G olarak marka ve ürün gücümüzle tüketim konusunda tüketicileri bilinçlendirmeyi görev edindik. Enerji tüketiminin de burada çok önemli olduğunu düşünüyoruz çünkü son tüketicinin en hızlı ve çok etki yaratabileceği alan burası. Yaptığımız yaşam döngüsü analizlerinde gördük ki bulaşıkları makinede yıkarken oluşan karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 70’i suyu ısıtma sürecinde ortaya çıkıyor, bu rakam elde yıkamalarda yüzde 93’e kadar yükseliyor. Benzer bir durum çamaşır yıkarken de geçerli. Çamaşır yıkarken oluşan karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 60’ı da çamaşır yıkama alışkanlıklarımızdan kaynaklı. Türk İşi Minimalizm Kurucusu Hale Acun Aydın ve Shura Danışma Kurulu Üyesi & Energy Pool Ortağı Mustafa Karahan’ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz panelde de tüketici alışkanlıklarının sürdürülebilirlik üzerindeki etkisini ve bunları nasıl değiştirebileceğimizi ele aldık. Mustafa Karahan evlerde kullandığımız enerjinin makro düzeydeki değerlendirmesini yaparken, Hale Acun Aydın da Türkiye gibi bir ülkede ev içinde nasıl sade ve sürdürülebilir alışkanlıklar kazanabileceğimizi ve bu konuda nasıl bir etkileyici haline geldiğini anlattı. P&G Türkiye olarak biz de ürünlerimiz ve inovasyonlarımızla girdiğimiz her eve ve gezegenimize sağladığımız faydaları anlattık. İletişim çalışmalarımızla da sadece performansla sunulan faydaya değil, sağlanan enerji tasarrufuna odaklanarak evlerde nasıl iklim dostu alışkanlıklar yaratabileceğimizi, nasıl birer iklim elçisine dönüşebileceğimizi anlatıyoruz.
Bu iletişim tüketicide nasıl karşılık buluyor? Son zamanlarda tasarruf özelinde gözlemlediğiniz trendler nelerdir?
Tüketiciler bizden artık sürdürülebilir ve erişilebilir olmamızı bekliyor. Ayrıca ekonomik koşullar, tüketici seçimlerinde önemli bir etken. Bu nedenle bir ürünün “ödediğim paraya değer” olması önemli bir nitelik olmaya başladı. P&G olarak, tüketicilerde iki davranış tutumunu geliştirmek için ilk adımlarımızı yıllar önce attık. İnovasyonlarımızı tüketici ihtiyaç ve beklentileri ile birlikte daha az enerji kullanımı sağlamayı baz alarak gerçekleştirdik. Çünkü iklim elçisi olabilmenin en etkili yollarından biri daha az enerji kullanabilmek.
P&G inovasyon gücünü sürdürülebilirlik için nasıl kullanıyor? Bu anlamda hayata geçirdiğiniz projeleriniz ve ürünleriniz var mı?
P&G Türkiye’de 36, globalde ise 186 yaşında bir şirket. İlk araştırma departmanı kurulalı 160 yılı aştı. Bugün milyarlarca insanın yaşamına değer katmamızı sağlayan gücümüz işte bu inovatif genlerimizden geliyor. Geliştirdiğimiz tüm yenilikçi ürünlerin sürdürülebilirliğe katkı sağlamasına odaklanıyoruz. Evlerde en çok enerji kullanılan alanlardan olan banyo ve mutfaklara yönelik ürünlerimizle de ciddi tasarruflar sağlıyoruz. “Ön yıkama yapma”, “soğuk suya geç”, “kısa programa geç” diyerek iklim dostu alışkanlıkların önünü açıyoruz. İletişim çalışmalarımızda kullandığımız verilerle son tüketici nezdinde enerji tüketimi konusuna dikkat çekiyoruz. Bunlardan bahsedecek olursak; Fairy ürünlerimizle soğuk suda ve kısa programda çok iyi performans sunan ürünler sunuyor ve tüketicilere yıllardır ön yıkama yapma alışkanlıklarından vazgeçmeleri gerektiğinin altını çiziyoruz. Bulaşıkları kısa programda yıkayarak paket başına 165 TL tasarruf elde edebiliyorsunuz. Soğuk suyu tercih ettiğinizde elektrik veya doğal gazdan yılda 300 TL’ye varan tasarruf sağlıyorsunuz. Ön yıkama yapmak da daha fazla su, elektrik ve para harcamak demek. Ancak alışkanlıkları nedeniyle bunu bırakamayan tüketicilerin oranı yüzde 71. Bu nedenle ilk kez Türkiye’de sunulan Fairy Power Sprey’i geliştirdik. Bulaşıkların üzerine sıkılarak yağları çözen bu ürünle sudan geçirme, suda bekletme gibi ön yıkama uygulamalarına gerek kalmıyor.
Çamaşır yıkarken de durum pek farklı değil. Sıcak suda yıkamak, uzun program seçmek gibi alışkanlıklar karbon salımını önemli ölçüde artırıyor. Hatta bu sürece ilişkin karbon salımının yüzde 80’i bu gibi kullanım alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Bu nedenle Ariel’in soğuk suda etkili deterjanını geliştirdik. Türkiye’de çamaşırlar 30 derecede yıkandığında 6 milyon hanenin 1 yıllık elektrik ihtiyacı kadar tasarruf sağlanabiliyor. Ayrıca Türkiye’de Ariel kullanılan evlerde bir senede 580 TL tasarruf sağlamak mümkün.
Markaların sürdürülebilir hayatı desteklemesi önemli
Markaların sürdürülebilir bir hayat konusunda tüketicileri destekleyen ürünler sunmalarının önemine dikkat çeken Sustainable Brands Turkey Ülke Direktörü Semra Sevinç, “Sınırlı bir gezegende büyüyen bir nüfusun karşı karşıya kaldığı acil sosyal ve çevresel zorlukları ele alan markalar, ürünleri ile kültürel kodları ve alışkanlıkları değiştirerek sürdürülebilir geleceğe katkıda bulunuyor” diyor.
Gerçekten ihtiyacınız var mı?
Türk İşi Minimalizm’in kurucusu Hale Acun Aydın, sürdürülebilir bir dünya için kolayca alışkanlığa dönüşebilecek önerilerini şöyle sıralıyor: “Online alışverişte, sepetteki ürünleri 24 saat bekletin ve ertesi gün ‘Gerçekten ihtiyacım var mı’ diye sorun. Çamaşır ve bulaşık makinelerinizi tam kapasite doldurmadan çalıştırmayın. Bulaşıkları sudan geçirerek değil, sıyırarak makineye koyun. Gıdaları boşa harcamamak içinse alışveriş yapmadan önce gerçekten neye ihtiyacınız olduğunu kontrol ederek liste oluşturun.
Tarife yapısını bilmek faturaları düşürüyor
Shura Danışma Kurulu Üyesi & Energy Pool Direktörü Mustafa Karahan, “Makinelerinizi 17.00-22.00 arasındaki pik tarifede yıkarsanız, gece tarifesine göre yaklaşık yüzde 50 daha fazla elektrik faturası ödersiniz. Çamaşırınızı ya da bulaşıklarınızı düşük tarife saatlerinde yıkamak, enerji verimi yüksek ekipmanlar kullanmak ve bazı küçük ayarlamalar enerji faturalarının düşmesini sağlar” diyerek elektrik kullanımı konusunda tavsiyelerde bulunuyor.