Yıldız Holding bünyesinde faaliyet gösteren lider dondurulmuş gıda ve yağ şirketi Kerevitaş, sürdürülebilirlik ve inovasyon yatırımlarını odağına alarak sektörün geleceğine yön veriyor. SuperFresh markasıyla Türkiye’yi dondurulmuş gıdayla tanıştıran Kerevitaş; yağ işinde de Bizim Yağ, Teremyağ, Luna, Yayla başta olmak üzere toplam 50 marka ve 400’ün üstünde ürünüyle sofraları lezzetlendirirken, liderliğini pekiştirmeye ve hem iç pazar hem de ihracat pazarlarındaki gücünü her geçen gün artırmaya devam ediyor. “İsrafsız Şirket” modeliyle sorumlu üretim anlayışını merkeze alarak faaliyetlerine devam ettiklerini ifade eden Kerevitaş CEO’su Mert Altınkılınç ile sürdürülebilir gıdanın yarınını konuştuk…
Kerevitaş’ın yolculuğu nasıl başladı ve bugün hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Yıldız Holding bünyesinde bulunan Kerevitaş’ın kökleri 1970’e kadar uzanıyor. Başlangıçta sadece İskandinav Ülkeleri’ne kerevit ihraç ederek başlayan bu yolculuk, yıllar içinde sebze-meyve, su ürünleri, pizza çeşitleri sunarak zenginleşiyor. 1990 yılında SuperFresh markasıyla perakende pazarına girerek Türkiye’yi “dondurulmuş” ürün kavramıyla ilk defa Kerevitaş tanıştırıyor. Sonraki yıllarda pazara bir ilk olarak sunduğu milföy, börek, konserve mısır ürünlerindeki yenilikçi yaklaşımı, kalite ve hijyene verdiği önem SuperFresh’i sektörün lider ve jenerik markası haline getiriyor. Diğer bir deyişle Türk tüketicisi dondurulmuş sebzelerden pizzaya, milföyden konserve mısıra kadar birçok ürünü ilk kez SuperFresh markasıyla tattı diyebiliriz. Kerevitaş, 2008 yılında Yıldız Holding tarafından satın alındıktan sonra, 2017 yılında yağ pazarının hem üretici hem de markalarıyla lider firması Besler Gıda’daki payların tamamını satın alarak bitkisel yağ ve margarin üretiminde de lider konuma geldi. 2023 yılında ise dondurulmuş unlu mamüller konusunda lider Donuk Fırıncılık şirketini bünyemize kattık. Bugün Yıldız Holding’in halka açık en büyük ikinci gıda şirketi olarak 1500’ün üstünde çalışanımızla dondurulmuş gıda, yağ, konserve ton balığı ve sebze kategorilerinde sektöre yön veren öncü faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Geniş gıda portföyü ve markalarımızın Türkiye’deki istikrarlı büyüme performansımızla birlikte, altı kıtada 60’tan fazla ülkeye ihracat yaparak ürünlerimizi tüm dünyayla buluşturuyoruz. 2023 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye’nin yağ ihracatının yüzde 34’ünü gerçekleştirerek ülkemizin lider margarin ihracatçısı konumundayız.
Lider gıda şirketlerinden biri olarak gıdanın geleceğini nasıl görüyorsunuz, bu doğrultuda tüketici beklentileri nasıl değişiyor?
Türkiye’de her yıl yaklaşık 18 milyon hanede ve yaklaşık 75 milyon tabakla sofralara ulaşmanın sorumluluğu ve yemek gibi bizim için çok önemli ve yerleşik bir kültür alanında faaliyet göstermenin bilinciyle, tüketicilerde değişen beklentileri çok yakından takip ediyoruz.
Bu bağlamda ilk olarak Sürdürülebilirlik konusunda tüketicilerin giderek daha bilinçlendiğini ve şirketlerden sürdürülebilirlik alanında dönüştürücü eylemler beklediğini söyleyebiliriz. Özellikle Milenyum ve Z kuşakları için sürdürebilirlik, marka tercihlerini belirleyen önemli bir faktör haline gelmiş durumda. Bu kuşaklar diğer kuşaklardan farklı olarak markaların sürdürebilirlik stratejilerinin çevresel ve iklimsel konulara odaklanmasına ek olarak, toplumsal ve sosyal alanları da kapsayarak bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasını bekliyor. Kerevitaş olarak iş yapışımızın doğası gereği uzun yıllardır gıda israfını önlemeyi amaçlıyor ve bu alandaki çalışmalarımızı sürdürebilirlik raporlarımızla şeffaf şekilde tüm tüketicilerimizle paylaşıyoruz.
“Milenyum ve Z kuşakları için sürdürebilirlik, marka tercihlerini belirleyen önemli bir faktör haline gelmiş durumda. Bu kuşaklar diğer kuşaklardan farklı olarak markaların sürdürebilirlik stratejilerinin çevresel ve iklimsel konulara odaklanmasının yanı sıra, toplumsal ve sosyal alanları da kapsayarak bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasını bekliyor.”
İkinci olarak gıda israfına yönelik hassasiyetin ve mutfakta atıkları önleme bilincinin arttığını görüyoruz. Bu da bizim zaten kültürel kodlarımızda da olan ziyan etmemek, yemeği çöpe atmamak gibi değerlerin tekrar önem kazandığını gösteriyor. Dondurulmuş gıda işimizin hasadından sofralarda yerini alana kadarki tüm süreci gıda israfını minimize etmek üzere tasarlanmış bir süreç. Dünyada dondurulmuş gıda penetrasyonu hem hızlı yemek yapmak çözümü hem de belirttiğim gıda israfındaki minimum seviyedeki kayıplarıyla yüzde 95 üzerinde. Ülkemizde de her yıl artış gösteriyor.
Üçüncü olarak iyi beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarına ilgisi artan tüketicilerin beklentileri gıda sektörünün şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Ürün içerik bilgileri, üretim yöntemleri ve besin değerlerini inceleyerek kararlarını buna göre veren çok daha seçici bir tüketici profiliyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu nedenle, tüketicilerimize sadece tazelik, kolaylık ve lezzet sunmakla kalmıyoruz, aynı zamanda sağlıklı, güvenli ve sürekli kaliteyi garanti eden ürünler sunuyoruz.
Son olarak, son yıllarda pandemi ve dijital platformların da etkisiyle evde yemek yapma alışkanlığı güçlenmeye devam ediyor. Herkes kendi mutfağının şefi olarak mutfakta daha çok vakit geçirse de her gün ne pişireceğim sorusu popülerliğini koruyor. Çok uzun yıllardır yemek trendleri ve geri bildirimlerinden ilham alarak yaptığımız düzenli ve etkileşimli iletişimlerimiz sayesinde bugün Bizim Yağ ve Teremyağ markalarımızla sadece gıda sektöründe değil tüm hızlı tüketim ürünleri sektörü içinde en çok takip edilen ve etkileşime sahip yemek platformlarının sahibi konumundayız.
Özetle, gıda sektörü dinamik bir evrim içinde ve Kerevitaş olarak biz lider markalarımıza tüketicilerimizin değişen beklentilerine uyum sağlayarak, sağlıklı, sürdürülebilir ve lezzetli gıda ürünleri sunmaya devam edeceğiz.
Gıdanın sürdürülebilir yarınları için siz hangi adımları atıyorsunuz?
Kerevitaş’ta tüm faaliyetlerimizi Yıldız Holding’in “İsrafsız Şirket” çalışma modeli prensipleri çerçevesinde ve “Bu Dünya Bizim” yaklaşımıyla yürütmeye özen gösteriyoruz. Değer zincirimizi uçtan uca kapsayan bir anlayışla, geniş ekosistemde dönüştürücü bir rol üstlendiğimizin bilinciyle, hasattan tüketime kadar her aşamada israfı en aza indirmeye yönelik etkili uygulamalar geliştiriyoruz.
Burada yeri gelmişken SuperFresh’in “Topraktan Tabağa Sıfır Gıda Kaybı” iş modelimizden bahsetmek isterim. Dünya genelinde üretilen her 100 kg sebzenin 67 kg’ı tarımsal faaliyetler, lojistik ve ürün işleme nedeniyle gıda atığı olurken, sadece 33 kg’ı tüketiciye ulaşabiliyor. Oysa SuperFresh olarak, 100 kg sebzenin tam 94 kg’ını tüketicilere ulaştırarak bu oranı önemli ölçüde artırıyoruz. İş modelimizin verimli olmasının arkasında, çiftçilerimizi sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda bilinçlendirmemiz, hasat edilen ürünlerin işlenme süreçlerindeki teknolojik yaklaşımımız ve gıda atıklarını minimuma indirme çabamız yatıyor. Ayrıca, üretim sürecinde oluşan gıda atıklarını hayvancılık alanında kullanıyor, geri kalanı ise biyogaz tesislerinde enerji üretimi için değerlendiriyoruz.
Şirket olarak, tarımsal ham maddenin üretim süreçlerindeki kilit rolünün farkındalığıyla, su kaynaklarının etkili ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını stratejik önceliklerimiz arasına alıyoruz. Sadece kendi üretim tesislerimizle sınırlı kalmadan özellikle çiftçilerimizle beraber çalışarak tüm değer zincirimizin bu alanda etkisini azaltmayı hedefliyoruz.
Geleceğe yönelik projelerimiz arasında, Avrupa Birliği (AB) Euripides projeleri kapsamında olumlu sonuçlanan “Tarım Sektörüne Yönelik, Nesnelerin İnterneti Destekli, Yapay Zekaya Dayalı, Akıllı Tarla Karar Destek Platformunun Geliştirilmesi” projesi öne çıkıyor. Bu proje, patates tarlalarını drone ve sensörlerle takip ederek gübre, su ihtiyaçlarını önceden tespit etmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda, ürün kalitesinde ve verimliliğinde yüzde 10 iyileşme ve tarla üretim girdilerinde yüzde 15 azaltım hedefliyoruz.
İklim kriziyle mücadelenin hem dünyamız hem de sektörümüz için en can alıcı konulardan biri olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple 2022 yılında karbonsuzlaşma yol haritamızı oluşturduk ve belirlediğimiz enerji verimliliği, yenilenebilir enerjiye geçiş ve diğer karbon emisyonu azaltıcı uygulamalarıyla kademeli olarak karbon emisyonlarımızı azaltmayı hedefliyoruz.
Uluslararası ve ulusal projeleri yakından takip ederek, sağlıklı fonksiyonel özellikte yeni ürünler geliştirme, atıkların azaltılması ve değerlendirilmesi, karbon ve su ayak izlerinin azaltılması gibi sürdürülebilirlik hedeflerimize uygun proje fırsatlarını değerlendiriyor ve konsorsiyumlar kurarak proje başvurularında bulunuyoruz. 2022’de UFUK AVRUPA (Horizon Europe) kapsamında konsorsiyum kurduğumuz iki proje (REFRESH ve HESOW), AB tarafından eşik üstü olarak değerlendirildi.
“Dünya genelinde üretilen her 100 kg sebzenin 67 kg’ı tarımsal faaliyetler, lojistik ve ürün işleme nedeniyle gıda atığı olurken, sadece 33 kg’ı tüketiciye ulaşabiliyor. Oysa SuperFresh olarak, 100 kg sebzenin tam 94 kg’ını tüketicilere ulaştırarak bu oranı önemli ölçüde artırıyoruz.”
Son dönemde aldığı ödüllerle adını sıkça duyduğumuz “Tarımın Kadın Yıldızları” projesine ayrı bir parantez açalım. Projenizin ardında hangi içgörüler vardı?
Ekosistemimizi dönüştürmek ve değer zincirimizdeki her bireye eşit fırsatlar sunmak, en temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Raporlar, Türkiye’deki tarım sektöründe çalışan yaklaşık 2,5 milyon kadının yüzde 74’ünün aileleri yanında ücret almadan çalıştığını ortaya koyuyor. Türkiye’nin en büyük tarım üreticilerinden biri olarak, bu sessiz kadın iş gücünün potansiyelini açığa çıkarmayı amaçlıyoruz. Bu bağlamda, SuperFresh markamızla 2022 yılında, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleriyle “Tarımın Kadın Yıldızları” projesini başlattık. Projemiz kapsamında, sözleşmeli kadın çiftçilere alım garantisi sunuyor, avans desteği sağlıyor ve tohum seçiminden hasada kadar her aşamada uzman ziraat mühendislerimizle yanlarında oluyoruz. Projemizin temel hedefi, üç yılda desteklenen kadın çiftçi oranını yüzde 100 artırmaktı ve bu hedefe sadece bir yılda ulaştık. Aynı şekilde, üç yıllık ürün alım hedefimizi de bir yılda tamamlayarak 35 milyon TL değerinde bir katkı sağladık. Başarılarımızla sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda globalde prestijli kurumlar tarafından bu yıl toplamda yedi ödüle layık görüldük. Tarımın Kadın Yıldızları projemizi, 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nden etkilenen bölgelerimize öncelik vererek geliştirmeye kadınların hayatlarını dönüştürmeye devam edeceğiz. İnovasyonun, pazara ulaşılabilir fiyatlı gıdalar sunmanın ve tüketicimizle sürekli iletişimde kalmanın önemine inanıyoruz. Lider marka sorumluluğuyla bu ilkeleri benimseye devam ederek büyümeye ve ülkemize en iyi şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz.
“İnovasyonun, pazara ulaşılabilir fiyatlı gıdalar sunmanın ve tüketicimizle sürekli iletişimde kalmanın önemine inanıyoruz. Lider marka sorumluluğuyla bu ilkeleri benimsemeye devam ederek büyümeye ve ülkemize en iyi şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz.”