Türkiye’deki 22. yılını kutlayan Pernod Ricard, gösterdiği başarılarıyla 2015’ten bu yana Middle East North Africa bölgelerine liderlik ediyor… Eğlence sektöründe “Keyifli anların yaratıcıları” söylemiyle varlığını sürdüren Pernod Ricard’ın hikayesinden çalışma kültürüne, aktif rol oynadıkları sosyal sorumluluk projelerinden sektörde öne çıkan trendlere dek merak ettiklerimizi Pernod Ricard Türkiye Hukuk, Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Zümrüt Yezdani Kedik ve Pernod Ricard Orta Doğu ve Kuzey Afrika Pazarlama Direktörü Elvan Küçükdemiral‘dan dinledik…
22 yıldır alkollü içki sektöründe yer alan ve kendini “Keyifli anların yaratıcı” olarak konumlayan Pernod Ricard’ı sizden dinleyebilir miyiz?
Zümrüt Yezdani Kedik: Pernod Ricard, 1975 yılında Fransa’da kurulmuş ve alkollü içki sektöründe faaliyet gösteren bir dünya devi. Bu yıl Türkiye’de 22. Yılımızı kutluyoruz. Viski, votka, cin, tekila, şampanya kategorilerinde geniş bir portföye sahibiz. Türkiye’nin dünya çapındaki başarıları sonrasında ilk olarak 2015 yılında tüm Middle East North Africa bölgesi Türkiye’ye bağlandı, akabinde 2023 Eylül ayı itibariyle de 50’den fazla ülkeden oluşan Africa Middle East bölgesinin lider ülkesi konumuna geldik ve CEO’muz Selçuk Tümay tüm bu bölgenin CEO’su oldu. Tüm bu başarılar yaşanırken “Keyifli Anların Yaratıcıları” olma mottomuzu, kazandıran ve kazanan, öğreten ve öğrenen, eğlendiren ve eğlenen bir şirket olma kültürümüzü daima koruduk.
Değişen iş dünyasında kurumsal hayattan bireysel girişimlere eğilimin arttığını gördüğümüz bir dönemde Pernod Ricard’da çalışmak nasıl?
Elvan Küçükdemiral: Pernod Ricard, çalışması çok keyifli bir kurum, vizyonumuz Keyifli Anların Yaratıcıları’nı işimizin her alanında hissediyoruz. Gelişmeye ve inisiyatif almaya da oldukça açık bir yer. Kurumsal dünyada bizde olduğu gibi dünya çapında önemli markaları, büyük bir organizasyon altında yönetmek tabi ki belli sınırları ve iş yapış şeklini dizayn etmekten geçiyor. Öte yandan Pernod Ricard kültürü bu yapıda çalışanların “girişimci bakış açısını” destekleyerek çizgi dışı fikirlerin ve yaklaşımların tartışılmasına her zaman zemin oluşturuyor.
Sosyal sorumluluk projeleri alanında neler yapıyorsunuz?
Zümrüt Yezdani Kedik: Sosyal sorumluluk, stratejik yol haritamız “Good Times From A Good Place” kapsamında en çok önemsediğimiz konulardan biri. Sektörümüzü yakından ilgilendiren konularda sektörde öncü olduğumuz projeler hayata geçiriyoruz. Global projelerimizi en iyi uygulama örneklerimizle ülkemize uyarlıyoruz.
Örneğin, The Bar World of Tomorrow projemizle bar ve eğlence sektörünü daha sürdürülebilir bir geleceğe taşımak için sektör profesyonellerine atık yönetimi, su ve buz kullanımı, plastik kullanımının azaltılması, mevsiminde ürün kullanımı gibi konular üzerinden sürdürülebilir bar ve işletme eğitimi veriyoruz. Yine global başka bir projemiz olan Drink More Water ile sorumlu tüketime dikkat çekiyor ve “eğlenceye bir su molası” vermeye davet ediyor, işletmelerde ücretsiz su dağıtımı sağlıyoruz.
Reklam ve tanıtımın kısıtlı olduğu bir sektörde pazarlama yapmak nasıl bir şey?
Elvan Küçükdemiral: Sektörümüz regüle bir sektör, bu anlamda bazı kısıtlamalar çerçevesinde pazarlama faaliyetlerimizi sürdürebiliyoruz. Pernod Ricard olarak bu anlamda sektör çalışanlarına odaklanıyoruz ve kurumsal çerçevede sürdürülebilirlik gibi farklı okazyonlarda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Herkesin baktığı yerden bakmadığınızda, işinizi ileri götürebilecek başka fırsatlar görebiliyorsunuz ve bazen bu da sizi diğerlerinden farklı kılıyor.
Pazarlama ve hukuk birlikte nasıl çalışıyor?
Zümrüt Yezdani Kedik: Bizimki gibi regüle bir sektörde pazarlama ve hukuk ayrılmaz bir ikili. Pazarlama ekibinin ihtiyaçlarına ve hukuki gerekliliklere en uygun orta yolu bulmak için pazarlama ekibiyle çok yakın çalışıyoruz. Pazarlama projelerinin her adımında birlikte hareket ediyoruz diyebiliriz. Bu sayede ben bir pazarlamacı gibi düşünmeyi öğrendim, onlar da birer hukukçu gibi düşünmeyi öğrendi. Herhangi başka bir sektörden çok daha yaratıcı çalışıyoruz diyebiliriz.
Bu sene içerisinde Türkiye’de eğlence anlayışında nelerin değişeceğini öngörüyorsunuz? Pek çok araştırma evlerde buluşmaların daha sıklaşacağını ve eğlencenin evlere taşınacağını söylüyor. Bu durum karşısında eğlence sektörü nasıl bir hazırlık içerisinde?
Elvan Küçükdemiral: Pandemi tüketici davranışlarını kökten değiştirerek belki de daha uzun sürede gerçekleşecek olan dijital dönüşümü hızlandırmış oldu. Bu süreçte eğlence evlere taşındı ve hala kalıcı etkilerini gördüğümüz ev tüketiminde ciddi bir artış oldu. Biz bu trendin devam edeceğini düşünüyoruz.
Bu duruma eklenen ekonomik koşullar tüketicilerin dışarı çıkma eğilimini sadece Türkiye’de değil dünyanın çoğu yerinde azalttı. Öte yandan açık alkollü içki satış kanalı tüketicilerin yeni trendleri deneyimlemesi açısından önemli bir kanal. Bu anlamda da mahalle barları, kokteyl barları popülaritesini korumaya devam ediyor ve farklı şehirlere bu trend taşınıyor.
Eğlence anlayışı bakımından tüketimde ve tüketim alışkanlıklarında kuşaklar arasında ne tür farklılıklar gözlemliyorsunuz?
Zümrüt Yezdani Kedik: Tüketim alışkanlıklarıyla ilgili yapılan tüm araştırmalar, yeni kuşakların sürdürülebilirlikle ilgili güçlü amaçları ve niyetleri olan şirketlere daha çok ilgi duyduğunu gösteriyor. Ancak tüketiciler bu ilginin gerçek ve samimi olmasına önem veriyor. “Greenwashing” denilen ve içi çok da dolu olmayan uygulamalar yerine büyüklüğüne bakılmadan samimiyetle gerçekleştirilen projeler çok daha anlamlı.
Aslında The Bar World of Tomorrow projemiz biraz da bununla alakalı. Verdiğimiz her eğitimde işletmenin ve bartenderın gerçekten bu pratikleri uygulamak istediğine emin oluyoruz. Hatta artık bize işletmelerden talepler gelmeye başladı.
Bunun takibi ve sürdürülebilirliği açısından da Türkiye’nin ilk sürdürülebilir kokteyl yarışması The Future Mix’i hayata geçirdik, bu sene üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Yaratılan sürdürülebilir kokteyl reçeteleri menülerde yer alıyor, aslında her kuşaktan tüketici de bu durumdan çok memnun.