Pandemi döneminde pek çok şeyle birlikte tüketicinin lüks algısı da değişti. Bu durumu “Herkesin eşitlendiği bir dünyada lüks sektörü insanların biricik hissetme arzusuna karşılık verdiği için önem kazanıyor” şeklinde özetliyor L’Oréal Luxe Divizyonu Genel Müdürü Ufuk Batur. Birçok markasıyla lüks güzellik sektöründe çıtayı her geçen gün yükselten ve kendini bir “Tekno-Güzellik” şirketi olarak konumlayan L’Oréal’in #zamanınötesinde manifestosundan en yeni teknolojilerine ve sürdürülebilirlik çalışmalarına dek tüm detayları Ufuk Batur ile konuştuk… Batur, L’Oréal’in gündemini anlatırken sektördeki trendlere de ışık tutuyor…
Lüks güzellik sektörü günümüzde nasıl şekilleniyor? Değişen tüketici beklentilerinin pazara yansıması nasıl?
Sektördeki değişimi tetikleyen faktörleri, pandemi süreciyle değişen tüketici/sektör dinamikleri ve ülkemizde yaşanan ekonomik dalgalanmalar olarak belirtebiliriz. Hızlı tüketim pazarında pandemi öncesi, sırası ve sonrasında çok farklı dinamikler gözlemledik. Online tarafın önemi ciddi şekilde arttı. Bununla birlikte, son dönemde tüketici beklentileri oldukça farklılaştı ve markalar bu beklentilere karşılık vermek için müşterilerine kişiye özel, kendilerini özel hissedecekleri deneyimler sunmaya başladı. Lüks sektörü pandemi döneminde herkesin eşitlendiği bir dünyada insanların biricik hissetme arzusuna karşılık verdiği için önem kazandı.
E-ticaretin dinamikleri her geçen değişiyor ve yeniden şekilleniyor. Sizin sektörünüzde bu dönüşüm nasıl yaşanıyor? Öne çıkan trendler neler?
Dijital dönüşümün güzellik ve kişisel bakım sektöründe de büyük bir yeri var. Bir yandan dijital deneyim olanaklarının gelişmesi, diğer yandan pandemi sürecinde mağazaların kapanması, e-ticaretin büyümesinde önemli bir rol oynadı. Bu noktada hibrit modelin altını özellikle çizmek isterim. E-ticaret ve mağazadan alışveriş artık tüketici gözünde ayrışmıyor ve tüketiciler markaların kesintisiz bir alışveriş deneyimi sunmasını bekliyor. Dünyada perakendenin artık bir üründen çok bir hizmete dönüştüğü de bir gerçek. Çoklu kanal müşterileri, tekli kanallardan alışveriş yapan bir müşteriye kıyasla üç kat daha fazla alışveriş yapıyor.
L’Oréal yeni nesil organizasyonel dönüşüm sürecini hangi içgörülerle yönetiyor?
Çalışanlarımızı dinleyip organizasyonumuzun yapısını onların beklentilerine göre şekillendiriyoruz. Çalışanlarımız yıllık anketlerimizde fikirlerini bize iletiyor. Gelecekte ihtiyacımız olacak yetenekleri önden belirleyip mevcut ekiplerimizi hazırlıyoruz. Yeni nesil liderleri keşfetmek ve yetiştirmek için geniş kapsamlı staj programlarımız var. Amacımız, ekiplerimizin refahını gözeterek benzersiz bir çalışan deneyimi sunmak. Bu sene #zamanınötesinde dediğimiz bir manifesto yayınladık. Dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratmak için ezber bozan bir ekibe sahibiz. Tekno-Güzellik, e-ticaret, sürdürülebilirlik gibi işimizin kalbine aldığımız konular için bu ekiple tutkuyla çalışıyoruz.
Lüks güzellik sektöründe sezonun trendleri neler? Sektörünüzün nasıl bir alışveriş sezonu geçireceğini öngörüyorsunuz?
Özellikle cilt bakımına büyük ilgi var. Eskiden sadece ihtiyaç duyulduğunda nemlendirici kullanan tüketicilerin şimdi birden fazla ürün kullanarak kendilerine özel oluşturdukları cilt bakım rutinleri bulunuyor. Cilt bakımında Lancôme ve Kiehl’s markalarımızla tüketicilerimize ihtiyaçlarına göre birçok farklı ürün seçeneği sunuyoruz. Pandemi sonrası herkesin eşitlendiği bir dünyada, tüketicilerimizin özel hissetme arzusu da oldukça arttı. Bu doğrultuda niş parfümlere de artan ilgi büyük. Bu ilginin yaz sezonunda da süreceğini öngörüyoruz. Bu kategoride Armani Privé ve YSL Beauty Le Vestiaire de Parfums serilerimizle tüketicilerimizle buluşuyoruz.
Teknoloji hayatın her alanına sirayet etmiş durumda. L’Oréal olarak siz bu yenilikleri hangi inovasyonlarla markalarınıza entegre ediyorsunuz?
Lancôme tarafında müşterilerimizin cilt analizlerine göre ürün seçimi yapma şansı bulunuyor. Örneğin Lancôme’un Youth Finder cihazı, cildin beş düzeyini ölçen bir teknolojiye sahip. Bu analizde cildin yaşı, nemi, kırmızılık durumu, hassasiyeti gibi birden fazla etken ölçülüyor. Tüketicimiz, analizini yaptırdıktan sonra önerilen ürünün deneme boyuyla ürünü deneyimleyebiliyor. Bir diğer cihazımız Pro Radiance Booster ise tüketicimize en iyi Advanced Genifique Serum servisi vermek için tasarlandı. Cilt bakım uzmanlarımız, tüketicilerimize anında canlı ve genç görünen bir görünüm sağlıyor. Lancôme Shade Finder, 22.500 benzersiz cilt tonunu tespit etme yeteneğiyle hassas fondöten tonu eşleştirmesi sunuyor ve 30’dan fazla ülkede hem mağazada hem de çevrim içi olarak kullanılabiliyor. En detaylı analiz cihazımız Skin Screen ise Eylül ayında Türkiye’de olacak. Lancôme Skin Screen, 15.000’den fazla resim üzerinde denenmiş son teknoloji yapay zeka algoritmaları sayesinde, 13’ün üzerinde farklı klinik belirtiyi puanlayan ve toplayan mağaza içi cilt teşhisi sağlıyor. Kiehl’s’da her mağazamızda cildin nem düzeyi ve cilt bariyerinin durumunu ölçen analiz cihazlarımız var. Analizin sonucunda Kiehl’s cilt uzmanlarımız müşterinin ihtiyaçlarına göre cildine uygun formüllerimizi öneriyor, birlikte bir bakım rutini oluşturuyorlar. Müşterilerimiz web sitemiz üzerinden de cilt bakım uzmanlarımızdan görüntülü randevu alabiliyorlar. YSL Beauty Rouge Sur Mesure akıllı cihazı, kullanıcıların kendi kişiselleştirilmiş rujlarını oluşturmalarını sağlıyor. Kullanıcılar, istedikleri tonu yapay zeka destekli uygulamayla denedikten sonra cihaz sayesinde istedikleri ruju tasarlıyorlar. Sadece ürünlerde değil, servislerde de bilime ve teknolojiye inanıyoruz. Cilt analiz ve bakım cihazlarımızı, tüketiciye en iyi servisi vermek için kullanıyoruz.
Tüketicilerin sürdürülebilirlik beklentisi her geçen artıyor, bu alanda en çok sorumluluk alması beklenen sektörler arasında da kozmetik sektörü yer alıyor. L’Oréal’in sürdürülebilirlik çalışmalarını ve hedeflerini sizden dinleyebilir miyiz?
Gezegenimizin güzelliğini korumak için üstümüze düşen sorumluluğun farkındayız. Lancôme’dan YSL Beauty’e, Giorgio Armani’den Kiehl’s’a kadar tüm markalarımızın dünyamızı korumak ve güzelleştirmek için birçok projesi var. Giorgio Armani 12 yıldır içme suyuna erişimi artırarak toplulukları güçlendirme amacıyla Acqua For Life projesini yürütüyor. Unicef, WaterAid ve water.org iş birliğiyle gerçekleşen projede, bugüne kadar 12 milyon avronun üzerinde bir kaynak ayrıldı ve 21 ülkede 473 bin kişiye ulaşıldı. Kiehl’s, daha iyi bir gelecek sözü verdiği “Future Made Better” programıyla doğaya sunduğu destekte bir adım daha atıyor. Kiehl’s, çevre ve toplum duyarlılığını bir üst seviyeye taşıyarak sosyal girişim “ecording” ile yeni bir iş birliği yaptı. Projeyle; her Kiehl’s alışverişine karşılık ecording drone’larla ağaçlandırılması gereken alanlara bir adet tohum topu atışı gerçekleştiriliyor. Yves Saint Laurent’in Kasım 2020’de, BM’nin Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Uluslararası Günü’nde başlattığı “Abuse is Not Love” kampanyası, “Yakın Partner Şiddeti” ile mücadeleye odaklanıyor. Girişim kapsamında, 2030 yılına kadar 2 milyon kişinin eğitilmesi amaçlanıyor ve L’Oréal Türkiye organizasyonu da lokal bir STK iş birliğiyle projeyi hayata geçiriyor. Lancôme, Türkiye’deki Pur Projesi ile birlikte, Şam gülünü hasat eden Ispartalı kadınlara yardım ederek onları güçlendiriyor. Aynı zamanda Write Her Future kampanyası ile okuma yazma seferberliği ilan edip kadınların eğitimini destekliyor.