Artık pazarlama dünyasını teknolojiden bağımsız düşünmemiz mümkün değil. NFT’den metaverse’e, kuantum bilgisayarlardan 5G’ye her gün yeni bir kavram kapımızı çalıyor. Peki ama tüm bu kavram kargaşasında şirketlerin hangi trendlere öncelik vermesi gerekiyor? Deloitte’un global çapta hazırladığı “Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Öngörüleri” raporu işte bu soruyu yanıtlıyor. Raporu açıklamak için Türkiye’ye gelen Deloitte Kanada Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Araştırma Direktörü Duncan Stewart ile bu kapsamlı çalışmanın işaret ettiği fırsatları konuştuk…
Bu yılki raporda diğer yıllardan farklı olarak ne gibi trendler yer alıyor?
Bu yıl 19 öngörümüz var. İlki geçmişte de konuştuğumuz geleneksel televizyondaki düşüş. Bunun dışında çok daha yeni olan NFT’ler, ilk kez bu boyutlara gelen çip krizi, WiFi 6, ve kuantum bilgisayarlar var. Diğer bir ilgi çekici nokta ise medya platformlarında gördüğümüz abonelik kaybı. Bu konuda oldukça ilginç veriler elde ettik. Oyun ve video yayın platformları hiç olmadığı kadar abone kaybediyor. Kullanıcılar oynamak istedikleri bir oyun veya izlemek istedikleri bir dizi için abonelik satın alıp oynamayı veya izlemeyi bitirdiklerinde aboneliklerini iptal ediyorlar.
Bu seneki raporu hazırlarken sizin için en heyecan verici öngörü ne oldu?
Açıkçası ben bir teknoloji geek’iyim ve bu yıl benim için en ilginç olan şey RISC-V olarak adlandırdığımız yeni çip teknolojisi. Pazarlama bakış açısından pek ilginç olmayabilir ama tamamen açık kaynak ve ücretsiz bir çip olan RISC-V pek çok şeyi değiştirebilir. RISC-V dışında size ilgi çekici bir başka veriden bahsedeyim: Erkek çocukları kız çocuklarından daha az kitap okuyor. Neredeyse her ülkede iki cinsiyet arasında okuma oranlarında ciddi bir fark bulunuyor.
Bu neyi etkiliyor derseniz; bugün bir iş görüşmesinde sadece bildiğiniz şeyler değil duygusal zeka, empati yeteneğiniz, dünyayı öteki insanların gözünden görebilme kabiliyetiniz de önemli. Eğer bu konularda yeterli değilseniz, örneğin 15 kişinin yöneticisi olamazsınız. Hele ki 2022’de çalıştığınız şirkette muhtemelen çok çeşitli, farklı insanlar bulunacaktır ve bu insanları anlayabilme kabiliyetiniz olmalı. Kitaplar, bu gibi noktalarda insanlara büyük yetenek kazandırıyor ve gelecekte iş arayan genç erkekler için bu yeteneklerin yeterince gelişememiş olması büyük sorun oluşturacak.
Teknoloji alanında yaşanan gelişmelere büyük şirketler daha hızlı uyum sağlasa da küçük işletmelerin yeterli kaynakları bulunmuyor. Öngörülen tüm bu gelişmeler, sanal dünyalar, e-ticaretteki yükseliş sizce küçük işletmeleri nasıl etkileyecek?
Öncelikle yeterince kaynakları olmasa da küçük işletmeler büyüklere kıyasla daha çevik olabilir. Evet, yapay zeka gibi teknolojiler büyük yatırım gerektiriyor ve büyük şirketlerin bu konularda daha fazla kaynağı var. İlginç olan şu ki mevcut bulut sistemlerinde yapay zekaya oldukça büyük bir yatırım var. Yani, küçük veya orta ölçekli bir işletme olsanız dahi dünyanın en iyi yapay zekasına erişiminiz var. Bundan 10-20 sene önce yalnızca çok büyük işletmeler yapay zeka kullanabilirken artık pek çok şirket buna ulaşabiliyor.
Ancak elbette küçük işletmeler için bazı problemler var. Örneğin çip krizi sebebiyle daha küçük işletmelerin çipe ulaşması mümkün değil. Yalnızca en büyük müşteriler istedikleri çipleri alabiliyor ve örneğin 10-20 çipe ihtiyacınız varsa bulmanız mümkün olmuyor. Yine de çözümler üretiliyor. Bu kriz de sonsuza kadar sürmeyecek.
Çip üretimi için yapılan yatırımlar artarken çip ihtiyacı da artıyor. Çip kriziyle ilgili gelecekte bizleri neler bekliyor?
Evet, şu an talepten dolayı ciddi bir kriz durumu söz konusu. Bu arada, daha önce de çip krizleri olmuştu ancak açıkçası o zamanlar çoğu kişinin bilgisayarı bile yoktu. Bugünse çipler her yerde. Sadece bilgisayar ya da telefonlarda değil kullandığınız her akıllı üründe çip var. Bu yüzden 2022’de biter diye umuyorduk ancak bu sorun 2023’te de devam edecek.
Peki, şirketlerin önümüzdeki süreçte özellikle nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Bunu değişik bir şekilde cevaplayayım. Öncelikle, kesinlikle çip krizi ilk sırada. Dünya genelinde büyük şirketler önümüzdeki 2 yıl boyunca çip almak için inanılmaz paralar ödüyor. Yani 2 yıl içinde çip almanız gerekiyorsa kesinlikle ama kesinlikle krizi göz önünde bulundurmalısınız. Bunun haricinde, bu sene raporumuzda olmayan, ancak seneye yer vereceğimiz metaverse ile ilgili de “muhtemelen şu an bu konuda endişelenmenize gerek yok” diyebilirim. Bu daha çok 2024-2026 civarlarında önem kazanacak. Bunun dışında raporumuzda olsa dahil kuantum bilgisayarlar da şu an şirketlerin endişelenmesi gereken bir şey değil. Bu konuda özellikle iş yapan bir şirket değilseniz şu an kuantum bilgisayarlar da düşüneceğiniz bir şey değil.
Peki, insanlar neye dikkat etmeli? Yapay zeka konusundaki yaptırımlar ve kurallar bunlardan bazıları. Ülkeler kuralları değiştiriyor ve önceden kabul gören bugün yasal olabiliyor. Ve yıllık gelirin yüzde 6’sına kadar varan cezalar kesilebiliyor. Bu yüzden, evet, sıkıcı bir konu ama yapay zekaya dikkat etmek gerekiyor. Pazarlama ve finans departmanlarının özellikle dikkat etmesi gerekir.
Bulut sistemlerinin yaygınlaşması raporda yer alan öngörülerden biriydi. 5G bu sistemlerin etkin şekilde kullanımı için yeterli olacak mı?
Oyun konsolu endüstrisi, donanım ve yazılım dahilinde 81 milyar dolarlık bir endüstri. Ve yıllık yüzde 10 büyüyor. Mobil oyunlar, tabletler, bilgisayar oyunları… Hepsi çok büyük. Ancak bulut oyun sistemleri hala çok yeni. Hala çoğu insan iyi bir bulut oyun deneyimi için yeterli bağlantı hızına sahip değil. Öngörülerimizden biri, bulut oyun sistemi bu yıl o kadar da büyük olmayacak. 5G diğer uygulamalar için yeterli ancak oyun çok farklı bir konu. Bazı oyunlar için çok iyi bir 5G yeterli olabilir ancak bunun dışında kalan da örnekler mevcut.
Televizyonlarda programatik reklam ekosistemi neden bunca zamandır gelişmedi?
Programatik reklamlar siz nerede olursanız olun, fark etmez, sizin verilerinize, yani kim olduğunuza, nelerle ilgilendiğinize göre reklam sunan teknolojilerdir. Örneğin bana, ben Türkiye’deyken bile İngilizce reklamlar teknogösterir. Reklamdaki ürün veya hizmetle ilgilenecek kişilere reklamı ulaştırır. Ancak bu reklam teknolojisi küresel reklam endüstrisinin sadece yüzde 5’ini oluşturuyor. Yaygınlaşmamasının sebebi ise aslında standartlar. Alışılmış standartların değişmesi, televizyon ve reklam sektöründeki herkesin hemfikir olması lazım. Henüz o aşamada değiliz.
Metaverse’ün 2024-2026 yıllarının gündemi olduğunu söylüyorsunuz ancak ciddi bir heyecan da yarattı. Siz bu alanda nasıl bir dünya öngörüyorsunuz?
Burada gelişmekte olan çok fazla şey var. Deloitte da bu konuda çalışıyor. Bu kavram çok hızlı gerçeklik kazanıyor. Sorun şu, mesela bir AVM’ye gitsem ve bir ceket satın alsam, bu ceket ben AVM’den çıkınca kaybolmaz. Şu an metaverse’e benzeyen pek çok platform var. Özellikle de oyunlar… Bu oyunlarda insanların avatarları var, satın aldıkları eşyalar var. Ancak oyundan çıktıkları anda avatarları, aldıkları tüm o eşyalar kayboluyor. Yani, şu an henüz metaverse olamamış bir sürü miniverse var. Metaverse’te benim World of Warcraft, Roblox gibi bir oyunda satın aldığım şeyler o oyun dışında başka platformlarda da var olabilmeli. Bu olana kadar gerçekten metaverse diyemeyiz. Çok bahsedilen, Neil Stephenson’ın Snow Crash kitabında insanların belirli avatarları, eşyaları vardı ve bunlar platformdan platforma kaybolmuyordu. Metaverse dediğimiz şey bu. Ancak henüz o noktada değiliz.